Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de çok ağır bir zulüm hüküm sürerken, bakıyorsunuz Türkiye'de terör eylemleri tırmanışa geçiyor; bakıyorsunuz bir mezhep gerilimi devreye sokulmak isteniyor. Provokasyonlarla, kirli tahriklerle, şehirlerimizde, mahallelerimizde bir gerilim havası oluşturulmak isteniyor" dedi.
AK Parti İl Başkanlığı'nın WOW Otel'de düzenlediği iftar yemeğinde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de yaşanan olaylarla, Türkiye'de son günlerde yaşanan bazı olaylar arasında bire bir bağlantı bulunduğunu, bu bağlantıyı milletin çok iyi görmesi, çok iyi analiz etmesi gerektiğini söyledi. Suriye’de olaylar sürerken Türkiye’de de terör eylemlerinin tırmanışa geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Suriye'de çok ağır bir zulüm hüküm sürerken, bakıyorsunuz Türkiye'de terör eylemleri tırmanışa geçiyor; bakıyorsunuz bir mezhep gerilimi devreye sokulmak isteniyor. Provokasyonlarla, kirli tahriklerle, şehirlerimizde, mahallelerimizde bir gerilim havası oluşturulmak isteniyor. Bunlarla eş zamanlı olarak, hükümetimize, partimize, huzura, istikrara yönelik ulusal ve uluslararası bir kampanya yürütülüyor. Ana muhalefet partisi eliyle, ona yakın bazı medya kuruluşları eliyle, yurt dışında kotarılan bir kara kampanya, Türkiye'de uygulanmak isteniyor" diye konuştu
Suriye'deki olaylara hiçbir zaman mezhep penceresinden bakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz eğer Suriye'ye bir mezhep penceresinden baksaydık, mezhep ayrımcılığı üzerinden baksaydık, bu olaylara kadar Suriye yönetimiyle iyi ilişkiler tesis etmezdik, Suriye yönetimini yaklaşan riskler konusunda samimiyetle uyarmazdık. Biz, Suriye'deki olaylara, bakın altını çizerek ifade ediyorum, sadece ve sadece insaniyet penceresinden, vicdan penceresinden bakıyoruz. Bize bazen mesajlar geliyor, mektuplar vesaire. 'Suriye'nin suyunu kesin, Suriye'nin elektrik enerjisini kesin'. Biz, Bakanlar Kurulu'nda arkadaşlarla konuştuk. Dedik ki; 'su meselesi insani bir meseledir, elektrik enerjisi insani bir meseledir. Biz bu konuda asla olumsuz bir tavır içinde olamayız'. Başkaları yapabilir ama biz yapamayız. Bizim değerlerimiz, bizim dinimiz buna müsaade etmez. Şu ana kadar ki uygulama aynı şekilde devam edecek"
Ramazan ayında Suriye'de akan kanın, artan olayların kendilerini üzüntü ve endişeye sevk ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Buradan tüm İslam dünyasına, tüm İslam alemine, dünyaya çağrıda bulunmak istiyorum. İslam'ın, Hristiyanlık'ın, tüm diğer inançların tüm kutsal mabetlerine, camilere, kiliselere, havralara yönelik her türlü saldırıyı kınıyoruz. Mabetler, her dinin ortak kutsal değeridir ve hangi dine, mezhebe ait olursa olsun herkesi bu manevi makamlara saygı göstermeye davet ediyorum. Ama şunu da açık söylüyorum. İnsana saygı göstermeyenin mabede saygısı olmaz. İnsanı, bu savunmasız insanları öldürmek, o mabetleri yıkmaktan herhalde çok daha kötü. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Toplarla, tanklarla, uçaklarla artık hiçbir ayrım yapmaksızın insanlar öldürülüyor Suriye'de" dedi.
"CHP, BOĞAZINA KADAR BAAS BATAKLIĞININ İÇİNE GÖMÜLMÜŞ DURUMDA"
Zalimin dinine, mezhebine, etnik kökenine bakmadıklarını belirten Erdoğan, "Akan masum kanlar üzerinden mezhep tartışması yapmak; insanlığı da, vicdanı da ayaklar altına alıp çiğnemektir. Bakın şu anda CHP, en başta Genel Başkanı olmak üzere Suriye meselesine maalesef böyle bir nazarla bakıyor. CHP, boğazına kadar Baas rejiminin kirine, pasına, zulmüne bulaşmış durumdadır" ifadelerinin kullandı..
CHP'ye yakın olduğunu söylediği bir gazetenin, "Suriye'de emperyalistler ve gericiler yenildi, Halep kurtuldu" başlığını ve "Kendisine Özgür Suriye Ordusu adını veren, gerçekte küresel cihatçılar, El Kaide militanları, paralı katiller ve Müslüman Kardeşler'den oluşan gerici güçler Halep'ten sökülüp atıldı" ifadelerini kullandığını aktaran Erdoğan, "Bakıyorsunuz, CHP Genel Başkanı, onun milletvekilleri de aynı dili kullanıyor. Allah aşkına bu nasıl bir öfkedir, bu nasıl bir kindir, bu nasıl bir dayanışmadır? Siz, bu partiye 'Atatürk'ün partisi' diyorsunuz, 'bu partiyi Atatürk kurdu' diye övünüyorsunuz, sonra da çıkıyor Suriye'deki eli kanlı, zalim Baas rejimine kayıtsız şartsız destek veriyorsunuz. Bunlar, Esed rejimine sadece destek vermekle de kalmıyorlar; düşürülen uçağımız konusunda, terör konusunda, mezhep ayrımcılığını kaşımak konusunda, bunlar uluslararası güçlerle, Esed rejimiyle ortak hareket ediyor, onlarla aynı dili kullanıyorlar. Bakın, dikkat edin. Kendi ülkelerinin hükümetine, kendi ülkelerinin dışişleri bakanına, kendi ülkelerinin genelkurmay başkanlığına itibar etmiyor; Esed'in diliyle, Baas rejiminin diliyle konuşuyorlar. CHP, boğazına kadar şu anda Baas bataklığının içine gömülmüş durumdadır. CHP, tam da Esed'in istediği şekilde, Suriye'deki zulmü, mezhep ayrımcılığı üzerinden örtme gayretinin içine girmiş durumdadır. CHP, sadece terörün, terör örgütünün değil, Suriye'deki eli kanlı rejimin, onlarla birlikte başka ülke ve çevrelerin dümen suyuna girmiş durumdadır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, böyle bir ayrımcılığın içinde asla olmadıklarını ve olmayacaklarını ifade ederek, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Suriye halkına kardeşlik hukuku çerçevesinde yaklaşacaklarını ve asla ayrım yapmayacaklarını kaydetti. Şu ana kadar Türkiye'ye Suriye'den göç edenlerin sayısının 55 bin olduğunu, daha da gelen olursa onlara da kapıların açık olduğunu bildiren Erdoğan, "Esed rejimi, arkasında bıraktığı kan deryasıyla o koltuktan kalkarken, Esed'i destekleyen ülke ve çevreler, göreceksiniz suç ortaklığı lekesini ömür boyu üzerlerinde taşıyacaklar. Halkının birlik ve beraberlik içerisinde böyle bir zalim rejime karşı verdiği bu mücadele kutlu bir mücadeledir ve ben bu mücadeleyi alkışlıyorum" ifadelerini kullandı.
"TERÖRİSTLER 'ACABA NE ZAMAN BENİ BURADAN GELİP ALACAKLAR' KORKUSUYLA YAŞAYACAK"
Bugüne kadar terör örgütünün 'vur-kaç' taktiğiyle hareket ettiğini, son zamanlarda ise alan hakimiyeti kurma gayretiyle bazı adımlar attığını anlatan Erdoğan konuşmasının şöyle sürdürüdü:
"Orada yapılan kısa bir operasyonla alan hakimiyeti kuracağını zanneden bu bölücü terör örgütü mensupları büyük kayıplarla burayı terk etmek zorunda kaldılar. Burası Şemdinli'dir ama bunu dahi saptırmak isteyenler var. Şemdinli'ye gittim ve orada bombalanan yerleri gördüm. Biz, ülkemizin bir metrekare toprağını dahi bölücü terör örgütü mensuplarına asla terk etmeyiz. Bunu böyle bilin. Bu ifadelerimi 'milliyetçi bir ağız' olarak değerlendirmek isteyenler çıkabilir. Medyada bu tür yaklaşımlar göstermek isteyenler çıkabilir. Eğer bu milliyetçi bir ağız ise, evet ben milliyetçiyim. Bu bölücü terör örgütü, inlerinde yaşamaya mahkum olacaktır ve orada da her an onlar 'Acaba ne zaman beni de buradan gelip alacaklar' korkusuyla yaşayacaklar. Bizler el ele vererek, inşallah bu ayrılıkçı tohumları yok edeceğiz. Alevisiyle, Sünnisiyle, Kürdüyle, Türküyle, Romanıyla, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla, Arnavutuyla, hep birlikte bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya, kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz."
Erdoğan, sözlerini, "İstanbulluların, İstanbul il teşkilatının, Kadir gecelerini ve Ramazan Bayramı'nı yürekten tebrik ediyorum. Tüm mazlumlara Rabbimin yardımını diliyorum. Er ya da geç mazlumlar verecekleri sabırlı mücadeleden galip çıkacaktır" diye tamamladı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz