Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Bizi Çileden Çıkaran, Telefonu Fırlatmamıza Yol Açan Müşteri Hizmetleri Krizi!

    Müşteri hizmetleri, Call Center ya da operatörler... Biliyoruz seni de çileden çıkardılar... Aldığın bilgisayarın hattın ya da internet bağlantısını kontrol eden bizler telefonun başında sinir krizleri geçiriyoruz.. İşte bizi sinir krizlerine sokan tipik müşteri hizmetleri klasikleri

    İlk bekleyiş ve telesekreterin gelişi

    Büyük umutlarla çevirilen numaranın ardından telesekreterin gelişi heyecanla beklenir. Herkesin kafasında aynı umut vardır;

    Bu kez bekletmeyecek çabucak bitecek... Umut etmek de bir şeydir sonuçta... Kısa sürede telesekreter bağlanır ve krizlere sokacak macera başlar. Şu tuşa basın şuna basın biraz da yıldıza basın...

    İlk ayakta nazik telesekreterimizin sesi kulaklarımıza dolar. Eh tabii pek sevmesek de bu küçük çaplı işkenceye katlanmak zorunda kalırız... 'Bilmem ne merkezine hoşgeldiniz' girişinden sonra sinir bozucu reklamlar araya girer ve en sonunda tuşlara basabileceğimiz kısım gelir.

    Aslında hepimizin içten içe istediği tek bir şey var. O da kuşkusuz bir müşteri temsilcisine bağlanıp sıkıntımızı şöyle rahat rahat anlatabilmek. Ama yok olur mu öyle şey? İlla dolambaçlı yollara gireceğiz ve ucu açık bırakılan servislere dalıp bir kez de olsa şansımızı deneyeceğiz. Hani biz de fena değiliz!

    Yönlendirmelerle girilen kara delik

    Bir kere yanlış bir yere girildiği zaman bir türlü istediğimiz sonucu alamamaya başlıyoruz. Şunu tuşla burdan buraya gir 'Anasayfa kaçtı lan?' derken kendimizi buluyoruz. Bazılarımız direkt olarak kapatıp yeniden arıyor bazılarımız ise ağzından köpükler çıkarak denemeye devam ediyor...

    Bulabilene aşk olsun Kodlamalar...

    "Bacım enektarın neresini kodliyim?"

    Hayır yapamadığımızdan değil, annemizin kızlık soyadının bilmem kaçıncı harfini kodlamamız yetmiyormuş gibi bir de başka numaralar kodlayıp duruyoruz. Sanki karşı tarafta bizim tuşa basmamızdan bir şeyleri kodlamamızdan tahrik olan doyumsuz bir varlık var ve sürekli kodlatıyor gibi...

    En sonunda pes edip müşteri hizmetlerine bağlanmaya çalışmak

    Daha fazla dayanamayan bizler en sonunda müşteri hizmetlerine bağlanarak çözüme koşar adımlarla yaklaştığımızı sanarız.

    Ama asıl her şey yeni başlıyor...

    "Size daha iyi bir hizmet sunabilmek için konuşmalar kayıt altına alınıyor" anonsu gelir ilk seferinde. Bunun açılımı 'Küfürlü konuşma bak ağzına ederiz kayıt tutuyoruz'dur. Ama tabii kalite falan diyorlar...

    Her neyse klasik bir müzik ya da ortaokuldan çakma melodilerle bekletilmeye başlıyoruz. Bir dakika insanlık hali iki dakika üç dakika derken bir bakmışsınız ki baya baya ağaç olmuş bekliyorsunuz. "Lütfen hatta kalın"

    Sanki başka bir çaremiz varmışçasına "Lütfen hatta kalın" ya da "tüm temsilcilerimiz diğer müşterilerle ilgileniyor" anonsuyla bizi daha çok çileden çıkarıyorlar. Üzerine "25. sıradasınız" denilince bekle babam bekle...

    Kapatsam gönül razı değil, beklesem tesiri yok...

    "Hoca sabahtan beri bekliyorum yarısında kapatmak olmaz bekleyim" moduna gidiyorsunuz. O sırada yanınızda birileri varsa yaptıkları tüm hareketler size sinir bozucu geliyor. Bekledikçe beklediğiniz yetmiyormuş gibi sinir krizine sokan müzik hiç eksik olmuyor sürekli ama sürekli çalıyor. En sonunda sıra gelir ve telefon açılır!

    +Alo ben müşteri temsilciniz Osman. Nasıl yardımcı olabilirim?

    -Allah topunuzun belasını versin (iç ses)

    Tabii görüşmeler kayıt altına alındığı için sövgüleri hep içten yapıyorsunuz. Bir anda karşınızda kibarlaşan Osman Bey'e karşı sizde kibarlaşıyor ve olayı anlatıyorsunuz anlatmasına ama o kadar konuştuktan sonra 'Pardon isminizi öğrenebilir miyim?' diye soruyor Osman... Osman bizi öldürdün... Osman bizi bitirdin....

    İsmi söyledikten sonra bazıları ilk seferde anlayamıyor tabii. Tüm bunların üzerine o kadar kodlamanın ardından şikayetinizin üzerine yeniden bilgiler isteniyor. Söve söve veriyoruz maalesef (tabii içimizden) Sonuç...

    İyi ya da kötü sonuç fark etmeksizin sanki hiçbir şey olmamış gibi sahte iyi dilekler dilenir iki taraf birbirine içten içe hakaretlerini eder ve telefon kapanır...

    Bir sonraki müşteri hizmetleri krizinde buluşuncaya dek hoşçakalın....

    En Çok Aranan Haberler