YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bölgesel Kalkınmada Eşitsizliğin Giderilmesi

Türkiye Sanayici ve İşadamları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadooğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan...

Bölgesel Kalkınmada Eşitsizliğin Giderilmesi

Türkiye Sanayici ve İşadamları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadooğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Bölgesel kalkınma dediğimizde ilk düşünmemiz gereken konu elbette adil bölüşüm olmalıdır” dedi.

Türkiye Sanayici ve İşadamları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadooğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, Gaziantep Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü işbirliğiyle, Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde açılan “Gaziantep İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı”nın ikinci gününde yaptığı konuşmada, bölgesel kalkınmada bölgeler arasındaki eşitsizliğin giderilmesi konusuna dikkat çekti. Kadooğlu, “Bölgesel kalkınmadan kastımız ise bölgeler arasında var olan eşitsizliği giderme çabalarıdır. Bölgeler arası eşitsizlik sanayileşmenin belli bölgelerde toplanması sonucu ortaya çıktı. Geri kalmış bölgelerde ise sanayileşmenin tam anlamıyla yaşanmamasının yanında bazı sosyal, siyasi ve diğer toplumsal olaylar neticesinde bu eşitsizlik daha da derinleşmiştir. Küreselleşme ile birlikte artan uluslararası ve işletmeler arası ilişkiler, rekabet edebilen, teknoloji devrimine ayak uydurabilen, yüksek yetenekli, bilgili ve öğrenmeye açık işgücünü zorunlu kılmaktadır. Bu ise ülkelerin, insan kaynaklarını iyi planlamalarını ve işgücünü bu değerlere uygun olarak yetiştirmelerini gerektirmektedir” diye konuştu.

Tarkan Kadooğlu, gelişmekte olan ülkelerin farklı sosyo ekonomik yapıları nedeniyle kullandıkları kalkınma modellerinin farklı olduğuna da dikkati çekerek, “Ancak daha ileri bir ekonomik yapıya geçebilmek için kullandıkları ortak yol sanayileşmedir. Sanayileşme sosyo ekonomik yapıda değişiklikler yaparken, sanayileşmenin belli bölgelerde yoğunlaşması, bölgesel dengesizliklere neden olmakta ve birtakım sorunlar yaratmaktadır. Hızlı nüfus artışı, kentleşme, sanayi yatırımları ve gelir dağılımının bölgeler arası dengesizliği, gelişmekte olan ülkelerin en belirgin göstergeleridir. Mesela Gaziantep örneğinde bunu rahatlıkla görebiliriz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde yer almasına rağmen Gaziantep, gelişmiş ekonomi ve sanayisi ile bölgesel kalkınmaya en güzel örneklerden biridir. Ancak hemen yanı başındaki diğer illerin yaşadıkları sanayileşme ve istihdam sıkıntılarına baktığımızda gelişmekte olan her ülkenin sıkıntısı olan bölgesel eşitsizlikler burada da gözümüze çarpmaktadır. Ancak buna rağmen Gaziantep’in şöyle bir özel durumu da vardır. Gaziantep’te yaşanan nüfus artışı, maalesef işsizlik rakamlarını da arttırmaktadır. Dolayısıyla işsizlik rakamları kimi zaman Türkiye ortalamasının üstünde olmasına yol açmaktadır. Ayrıca bugün Gaziantep'e baktığımızda 41 bin 850 kayıtlı işsiz görüyoruz. Ve bu işsizlerimizden yarısından çoğunun tam anlamıyla kalifiye olmadığını görüyoruz. Bu durum Gaziantep’in aslında hak ettiği yerin gerisinde olmasına yol açan en önemli etkenlerdendir” şeklinde konuştu.

EĞİTİM VE SANAYİLEŞME

Eğitim ve sanayileşmenin alt başının gitmediği bölgelerde bu sıkıntıların yaşandığını da ifade eden Türkiye Sanayici ve İşadamları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadooğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, şöyle devam etti:

“Gençlerin meslek edinmelerine destek olacak eğitimler daha yaygın olmalıdır ki, gelişmiş ülkelere baktığımızda bu sorunun eğitimle çözüldüğünü görürüz. İş-Kur’un büyük bir ciddiyetle desteklediği eğitimler ve özellikle bu fuar önemli bir eksikliği kapatmaktadır. Kanada örneği bizler açısından özellikle de Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınması açısından önemli bir örnektir. Kanada’da bölgesel arası eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için kullanılan en kritik yöntem, kamu yatırımlarının o bölgelere daha yoğun bir şekilde kaydırılmasıdır. Kanada’nın ilk yüzyılı boyunca bu eşitsizliklerin belirlenmesi ve o bölgelere daha fazla kamu harcamaları yapılması hep gündemde olmuştur. Aslında bu konuda bizler de; Kanada, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde uygulanan bu anlayışı, birkaç yıldır “Kamu-Özel Sektör El Ele” adı altında bir model önerisi olarak gündeme getiriyoruz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınması için uygulanabilecek olan bu modeli en çok kullanan ülke olan İngiltere’de yaklaşık 65 milyar Euro yatırım, bu yolla yapılmış. Devletin Doğu’ya özel sektör ile birlikte büyük çaplı yatırımlar yapması ve sonrasında bu yatırımları kademeli olarak özel sektöre devretmesi bölgenin kalkınması için önemli bir model olabilir. Kamu Özel Sektör El Ele diyerek, Doğu’daki her şehre en uygun yatırımı birlikte teşhis, edip hep birlikte elimizi taşın altına koymayı öneriyoruz.”

“BİR TUĞLA DA BİZ KOYALIM”

Altyapıdan, eğitime, turizmden, sanayiye birçok alanda işbirlikleri yapılabilineceğini de kaydeden Kadooğlu, “Binlerce kişiye istihdam sağlanabilir, yüzlerce okul yaptırabilir ve bu bölgelerimizi hak ettiği konuma getirebiliriz. Yıllardır Batı ülkelerinde uygulanan bu yöntemle, bölgelerimizin yaşam kalitesinin ne kadar hızlı artacağına hep birlikte şahit olacağımıza da yürekten inanıyorum. Son olarak teşvikler konusuna da değinmek gerekir. Zira tüm dünyada, kalkınma için kullanılan bu yöntem ülkemizin de kalkınması için kilit bir öneme sahip. Buna göre en son açıklanan teşvik yasasını bazı eksikliklerine rağmen olumlu bulduğumuzu belirtmek isterim. Ancak başka ülkelerde, gelişmiş ekonomilere sahip olan AB ülkelerinde durum nedir onu da incelemek gerektiğini düşünüyorum. Zira bu örnekler bizler için yeni fırsatlar ve tecrübeler sunabilir. İncelediğimizde görüyoruz ki; son yıllarda AB ülkelerinin teşvik sistemlerinde önemli değişiklikler meydana gelmiş. Müsaadenizle bu değişiklikleri dört noktada özetlemek isterim: Otomatik olarak verilen teşviklerden, belirli ölçütlere uygun ve seçici teşviklere doğru bir dönüşüm yaşanmaktadır. Teşviklerin verilmesi daha çok yerel yönetimlere/bölgesel kalkınma teşkilatlarına bırakılmakta, merkezî hükümetin denetimi ve etkisi azalmaktadır. Tarım ve imalat sanayi yanında, hizmet sektörü artan oranlarda teşviklerden yararlanmaktadır. Teşviklerden yararlanan hizmet dallarının başında; turizm, AR-GE, danışmanlık ve finans gibi faaliyetler gelmektedir. Yatırımcıları etkileyecek büyüklükte teşvikler verilmektedir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, Türkiye’nin kalkınması ve gelişmiş bir ekonomi olması, öncelikle Doğu’nun kalkınmasına ve şiddet ortamının son bulmasına bağlıdır. Dolayısıyla bu bölgeye yapılan her türlü yatırım ve teşvik Türkiye’nin geleceği açısından da önemlidir. Bu bölgelerin kaderi Türkiye’deki herkesin kaderini etkilemektedir. Bizler sanayiciler olarak; bu bölgelerimiz için, Türkiye için birer tuğla koyup bu ülkeyi birinci sınıf bir ülke yapmak ve bu ülkede yaşayan herkesin birinci sınıf vatandaş olması için çabalamak zorunda olduğumuzun bilincindeyiz. Yaptığımız tüm yatırımları sosyal sorumluluk olarak düşündüğümüzü ve sorunların aşılması için üzerimize düşen görevi bu bilinçle yerine getirmeye çalıştığımızı bilmenizi isterim.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler