TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Pendik’te düzenlenen “Her Yönü İle Başkanlık Sistemi” konulu konferansa katıldı. Kuzu, “Başkanlık sistemi zor konu. Zorluğu hangisini öne çıkartırsanız çıkartın ondada bir eksiklik çıkar. En az zararı olan modellerin üzerinde durmak lazım. Mutlak adalet bu düzenin üzerinde sağlanamaz. Modelleri iyi kurabilirsek bu haksızlığı en aza indirebiliriz. Bir şeyin en mükemmelini biz bilemeyiz” dedi.
Kuzu, Pendik’te Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Her Yönü İle Başkanlık Sistemi” konulu konferansa katıldı. Kuzu, Başkanlık Sistemi’nde bilinmeyen ve merak edilen konulara ilişkin detaylı bilgiler verdi.
Konuşmasına özgeçmişi hakkında bilgiler vererek başlayan Kuzu, “Kendimden biraz bahsedeyim. Memleket Kayseri ama çoğunluk Karadenizli bilirler, öğrencilerim Karadenizli biliyor hep. Böyle olmakla birlikte siyasette hep Karadenizlilerin içerisindeyim. İlkokul, lise Kayseri’de bitirdikten sonra İstanbul Hukuk Fakültesi… Başbakanın daveti üzerine Anayasa Komisyonu Başkanı oldum. Başbakanın da desteğiyle 10 yıldır sürdürüyorum” dedi.
Ardından Başkanlık Sistemi hakkında bilgiler veren Kuzu, ‘Başkanlık sistemi zor konu’ diyerek sözlerini şöyle sürdürdü; “Başkanlık sistemi zor konu. Zorluğu hangisini öne çıkartırsanız çıkartın ondada bir eksiklik çıkar. En az zararı olan modellerin üzerinde durmak lazım. Mutlak adalet bu düzenin üzerinde sağlanamaz. Modelleri iyi kurabilirsek bu haksızlığı en aza indirebiliriz. Bir şeyin en mükemmelini biz bilemeyiz” dedi.
Yeni sistemin hayata geçirilmesi için herhangi bir yerden talimat almadığına dikkat çeken Burhan Kuzu, “Siyasi hayatta geçmişim 2001’de Ak Parti ile başladı ama daha öncesinde (Turgut) Özal’la da birlikteydim. (Bülent) Ecevit’le de birlikte çeşitli konuşmalar, tartışmalar yaptık. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Bey ‘hocam hazırlığını yap’ dedi, ‘başkanlık sistemini yap’ diye söyledi… Böyle bir şey yok. Benim başkanlık sistemim yıllar öncesine dayanıyor. Dünyada iki tane yönetmelik var, ilki İngiltere’nin uyguladığı parlamenter sistem, diğeri Amerika’nın uyguladığı. İki ana modeli iyi bilirsek, ana modelinde nasıl olduğunu iyi bilebiliriz. İngiliz model parlamenter modeldir. Türkiye ve dünyada yaygın olan modeldir. Dünyada İngiliz tarihi içinde doğmuş en sonunda bunun adına parlamenter sistem demişler. Acaba bu ilişkiler nasıl olur da memleket iyi olur. Parlamenter model dediğimiz bizimde içerisinde olduğumuz model, İngiliz kanı olan bir modeldir. Bu model aslında İngiltere dışında uygulanmıyor” diye konuştu.
Kuzu, “Başkanlık modeli ise bir memleketi en iyi şekilde nasıl yönetiriz. Bunun sorusu sorulmuş cevap verilmiş en iyi model de; bugün ki başkanlık modeli olduğu sonucuna varılmış. Parlamenter model İngiliz modeli, Amerika’daki aklın bulunduğu model. Kuvvetler ayrımı diye bir şey var. Kuvvetin kuvveti durdurması gerekir. Eğer kuvvet kuvveti durdurursa ancak bu tehlikeye karşı gelinebilir. Şimdi Ankara’ya gönderdiniz, bizi seçtiniz. Biz Ankara’da sizin adınıza işlem yapıyoruz, milletvekiliyiz. Peki hiç parlamentoyu gözetleyen oldu mu? Nasıl çalıştığını bilen var mı? Bunu gözlemleyen var mı içinizde? Kim yetkili, kim önde, kim arkada, bunları dışarıdan bilemiyorsunuz. İşin içerisine girdiğinizde öğreniyorsunuz” şeklinde konuştu.
KUZU: “PARLAMENTODA KESİNLİKLE DENETİM DİYE BİR ŞEY YOKTUR”
Parlamento da denetimin olmadığına dikkat çeken Kuzu, “Ankara’da, İtalya’da, Almanya’da yani parlamentonun olduğu yerde Başbakan var. Kuvvetler ayrımı diye zinhar yok. Yasama, yürütme konusunda hiçbir ayrım yok. Başka türlü çalışmaz. Şimdi sık sık sorular var. Gen soru veriliyor. Bugüne kadar muhalefet partileri tonlarca gen soru verdiler, ne oldu sonuç? sıfır… Tabiî ki sıfır olacak. Neden ben kabul edeyim ki bunu. Neden kabul edeyim şeytana uymak gibi bir şey olur bu. Dolayısıyla arkadaşlar parlamentoda kesinlikle denetim diye bir şey yoktur. Çünkü hükümetin yaptığı yanlışı ben denetlerim. Başbakandan geldi genel başkana, onunla iyi geçinmen lazım, bakanla iyi geçinmen lazım. Peki onunla iyi geçindiğinde irademe yanlış düşen bir şey olduğunda niye karşı geleyim. Neden sen benden fedakarlık bekliyorsun. Sistemin en önemli unsuru bu… Peki, yasama ne yapar, kanun çıkartır. Acaba kanunları biz mi çıkartıyoruz. Kanunları hükümet, bürokrat hazırlar, bakanlar kurulu imzalar. Biz komisyon olarak teklifleri orada tutarız hükümetten bize bu konuyu da görüşmeyin dendiğinde onu konuşmayız. Yüzde iki teklif biçiminde gelir. Kanunda sıkıntı varsa, kamuoyunda seçmenden bir eleştiri geldiğinde, çıkan kanunlar hükümetten gelirse, hükümete sormadan hiçbir şey yapamayacağıma göre benim oradaki görevim nedir? Sıfır... Anlatabiliyor muyum ben” diye ifade etti.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “Peki, yasama bu, geldi bütçe, para üslupları. Bütçe nedir, bütçe hangi bakanla hangisine ne ayrıldı harcamalar falan… Kim hazırlar, hükümet hazırlar. Değerli arkadaşlar benim bütçeye katkım nerede, yetkim nerede kaldı. Peki, o zaman yasama ayrımı olmayınca kuvvetler ayrılığı nerede kaldı?” dedi.
‘Başbakanın yok dediği bir adamın vekil olma şansı sıfır’ diyen Kuzu, “Öyle olduğu için iyi geçinmekten başka çare yok. Ben demiş hükümeti yürütmeyi parlamenter vekilin aksine parlamentodan çıkartmam. Hükümet parlamentodan çıkıyor. Peki, ne yaparsın ben hükümeti doğrudan doğruya halk seçecek. Şimdi halk tarafında başkanı seçtiniz. Pekala, benim parlamento olarak beklentim bakan olmak dimi. Senin işin vekillik, ben parlamentodan bakan yapmam, beklentin olmasın. Peki, o zaman benim tekrar seçilmem, aday olabilmem ne oldu? Oradaki halkın tutumuna bağlı mesela; Başbakan diyelim ki aday yaptı, başka bir yerden alıp onu hayatta seçmezler her bölgenin kendi içinden seçmesi lazım. Oradan olacak. O bölgenin adamı verir. Şimdi bir liste yukarıdan aşağı sıralanmış. Oh ne güzel sende gelip basıyorsun bastın böğrüne, içinde tanıdığın var tanımadığın var. Ben geçen Sarıyer’de geziyorum. Oradan birisi diyor ki ‘vav’ diyor ‘giden adam Burhan Kuzu, nasıl geziyor’ diğeri de dedi ‘yok olsa koruma olurdu’ filan. Döndüm benim dedim; o da dedi ‘hocam korumasız nasıl geliyorsun’ dedim; başıma bir şey gelse siz korumaz mısınız? Biz eski olduğumuz için bizi tanıyorlar ama birçok vekilimizi hiç kimse tanımaz” şeklinde konuştu.
Burhan Kuzu, “Başkanlık modelinde parlamentonun ne kadar güçlü olduğunu anlatıyorum. O anlıyor ki başkanlık geldi, krallık zavallı. Bakın ne diyor adam; adam diyor ki şimdi diyor bak diyor ‘bu kadar yetkin var, birde başkanlığı istiyorsun’ diyor ben ne dedim TV’de parlamenter modelde çok güçlü bir başkanın var, Amerika’da zavallı bir Obama var. Amerika dünyanın lideri ama parlamento karşısında zavallı bir Obama var. Peki bu başkanın istediği bütçe başkanın istediği kanunlar zamanında çıkmazsa, sizler tabi geçler olarak konuyu bilmediğinizden içinizden diyorsunuz ki ‘acaba doğrumu söylüyor’. Parlamentonun başka sıkıntıları da var. Maalesef koalisyon dediğimiz Allah’ın cezası bir sistem var. Rahmetli Ecevit Avrupa’dan borç para istedi. Hiçbir yerden para alamadan geldi, havaalanında hüngür hüngür ağladı, neden para vermediler, verirsem alamam. Kalkınma hızı -9.9 biz bunu 3 yılda 118’lik büyüme yaptık. Peki koalisyonda bu neden olmuyor, bu koalisyon kültürü bize pek yok. Biz hissi toplumuz. Bizim ülkede koalisyondan sonuç alamıyoruz. Mesela bugün gece gündüz koşan bir başkan var. Değerli arkadaşlar 4lü koalisyonlar gördük biz. Çoğunluk azınlığa nasıl mahkum edilir” diye konuştu.
Kuzu, verdiği konferansın ardından katılımcıların merak ettiği konulara ilişkin soruları değerlendirdi ve ardından toplantıdan ayrıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz