Demirkol'un değerlendirmeleri şu şekilde:
"Fenerbahçe'nin plânı yok"
Bi soruyla başlayalım: Ne oynuyor Fenebahçe?
İsmail Kartal'ın Fenerbahçe'sini de eleştiriyorduk ama onun bir sistemi vardı. Şimdi oyun karakteri yok. Van Persie girer mi, çıkar mı? Bunlar detay... Ama ne oynuyor Fenerbahçe?
Shakhtar maçını kabul edebilirim. "Ben bunu oynayacağım ama şu an kaybediyorum" diyebilirsin, buna saygı duyarım. Şu an ise bir karakter yok.
"Pereira dağılmış gibi"
(Pereira'nın basın toplantısı için) Neyin peşinde belli değil. Biraz dağılmış gibi... Beşiktaş'ı da seyrederken gördüm, bir 20 dakika kadar kötü oynadılar, doğaçlamaya geçtiler ama problem belli. Görüyorsun. Fenerbahçe'de sorun ne o belli değil. Kazanırsın kaybedersin, o önemli değil. Plân yok. Üzerine konuşulacak bir şey yok.
Duran toplarda sorunumuz var diyor. Alan savunmasını durarak yapamazsın... Gerçi Fenerbahçe'nin savunmacıları çok tecrübeli.
"Şener ve Caner ileriye çıkmalı"
Sezon başı neydi durum? Pereira'nın elinde Diego, Nani, Van Persie ve Fernandao var. Ne diyordu Pereira? "Ben bu oyuncuları koyarım öne ve rakip çıkamaz." Hepimiz buna "Tamam" dedik. Oyun kötüydü ama zaman gerekiyordu. Ama Fenerbahçe arkadaki oyuncuları 4'lü savunmanın parçası gibi oynatıyor. Şener ve Caner çıkmayınca da hücumla mesafe artıyor. Pereira ne yaptı? Şener ve Caner'i çıkarmak yerine orta sahaya bir oyuncu koydu. Ondan sonra sürekli yana pas yapan bir takım oldu. Fenerbahçe'nin arka tarafını öne yaklaştırman lazım. Pereira, bunu yapamıyor. Sonra da başka sorunlar ortaya çıkıyor. Bir şey yapmaya çalışmıyor.
"Kjaer'de de Alves'de de bir şey yok"
Fenerbahçe'nin savunmasının hücuma yardım etmesi lazım. Savunmanın hücuma verdiği destek sıfır. Ben Kjaer'in de büyük transfer olduğunu düşünüyordum. Ama o da olmadı. Alves'de iki senedir hiçbir şey yok. Kjaer'de de yok. Bir değişiklik lazım.
2-0 önde Fenerbahçe, kulübede Van Persie oturuyor ve sen AKhisar'ı korkutamıyosun. Rakibin "biz buradan nasıl çıkacağız?" diye dizlerinin titremesi lazım.
Fernandao çok yüksek yüzdeyle oynuyor. Daha ne yapsın? İki de gol attı.
Celtic maçında Terraneo'yla şans eseri çok yakın oturduk. Verdiği tepkiler, bizim yazıda ne dediklerimiz gibi... Biz ne diyorsak aynısını dedi o da... Nani iş bitirici adam. Arkada olmuyor. Akhisar maçında deparla gol attı ama bir defa... Adeta çıldırdı Terraneo... Bunu çözmeleri lazım. Problem çok net ortada.
"15 dakikada bir plân değilmez"
Sezon başı planın üstüne gidiliyordu şimdi neredeyse 15 dakikada bir plan değiştiriyorsun. Akhisar'a evde puan kaybettin. Çok mu önemli? Beşiktaş da kaybediyordu. Son dakikada direkten döndü. "Trabzon çok iyi oynuyor" dedik, şişirdik, sonunda düştü. Ligde zaten bir şey olmuyor.
'Tanju Çolak'tan sonra ilk kez'
Mario Gomez'in sadece Beşiktaş'ın ilerideki hücum servis gücünü tamamlayan oyuncu olmadığını kaydeden Mehmet Demirkol, "Aynı zamanda, oyuncuları değiştiren bir oyuncu. Demba Ba gelince Beşiktaş'ta oyuncular servis yapıyordu o da golü atıyordu. Geçen sezon öyle geçti. Beşiktaş, bu sezon bir ileri modele geçti. Gomez, o servis gücünü de oyuncuların ufkunu da açıyor. Tanju Çolak'tan bu yana hücumu bu kadar değiştiren bir oyuncu görmedim. Sadece gol vuruşundan bahsetmiyorum. Her an, her saniye oyunu okumasından bahsediyorum. gideceği yeri bilmesinden, pozisyon almasından bahsediyorum. Farklı bir oyuncu. 2. golde Gökhan Töre'nin pası, normal bir pas. Top hentbol maçı gibi dönecekken, Mario Gomez tık vuruyor. Kaleci üzerinden tartışmayalım. Boffin'in o topa uçması bile iş. Tam zamanında istediği yere atamadı ama vuruşu yaptı" dedi.
Quaresma'nın ilk 5-6 dakikada uyanamadığı için Mario Gomez'in 3-4 kaçışını göremediğini saunan Mehmet Demirkol, "Düdük çalıyor; motor çalışmaya başlıyor. Maç bitene kadar, fiziği yetene kadar çalışıyor; çok değişik. Sadece Gökhan Töre'yi, Olcay'ı, Sosa'yı, Quaresma'yı manalı kılmakla kalmıyor. Onların ufkunu da açıyor. Onlara başka şeyler de gösteriyor. Bu oyuncular ona alıştıkça iş başka noktalara gider. Beşiktaş'ın hücum gücü daha da ilerler. Cenk de çok çalışkan, belki milli takımda ilk 11 o oynayacak. Ama o oyuna girdikten sonra Gomez'in o işlerini aynı ölçüdoe yapmasını bekleyemezsin zaten yapamadı da. Ondan sonra Oğuzhan biraz doğaçlama oynamaya başladı. Gökhan Töre şutlar atmaya başladı. İş yumuşadı. Geçen sene ki mevzuya yazın düzene geçildi. Atiba'nın acayip oyunu olmasa, iş daha zor noktaya gelebilirdi ki; Eskişehirspor oyuncu olara değil, yapı olarak ligin en kötü takımlarından biri. Birbirinden kopuk. Mario Gomez çıktıktan sonra o takımı bile hareketlendirdiler. Otomatiği anlamak lazım. Oyuncular, Şenol Güneş'i ne kadar dinliyorlarsa Mario Gomez'i de öyle seyretmeleri lazım. Çünkü bütün o gücü değiştiriyor. Hayranlıkla izliyorum" ifadelerini kullandı.
Sneijder'in aldığı ücret...
İmza parası maaş değil mi? "Uefa'ya biz ona 3,5 veriyoruz" demek için... Melo konusunda da bu olmuştu. "3,3 alıyor" diyorlardı, gittikten sonra "5 milyon euroluk yükten kurtulduk" diyorlar.
Podolski'nin golü...
Hakemler nasıl kaçırdı anlamadım. Çok açık, çok berrak pozisyon... Öyle 3-5 metre de değil. Tam önünde.