- ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ÖZHASEKİ'DEN İSTANBUL DEPREMİ İÇİN TARİH VEREN PROFESÖRE YANIT
* Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki:
-Bunun şu veya bu tarihte olacağı hocalarımızın tahmini. Bunlar üzerinde tartışma olmaz. 2029 mu dersiniz, 2039 mu dersiniz, ne derseniz deyin? Kesin olan, bu çevrede bir depremin olacağı. Bunun 6.5 mu olacağı, 7.5 mu olacağı, 7.2 mi hususu da gereksiz bir tartışma? Kesin olan bu bölgede bir deprem olacak. Ve ciddi bir deprem olacak.
-Depreme hazırlıklı ülkelerde, 5 civarında, 6 civarında deprem olduğu zaman adı bile anılmıyor. Ama bizde de yakılıyor. Demekki bizim yapı stoğumuz biraz sıkıntılı. İşte bunu bilerek hareket etmek, bize düşüyor. Depreme hazırlık yapmak bize düşüyor. İnşallah hiç olmaz.
Haber: Özgür ALTUNCU / Kamera: Yaşar KAÇMAZ / İstanbul DHA
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki İstanbul depreminin tarihini veren Prof.Dr. Ahmet Ercan'a yanıt verdi. Özhaseki, "Bunun şu veya bu tarihte olacağı hocalarımızın tahmini. Bunlar üzerinde tartışma olmaz. 2029 mu dersiniz, 2039 mu dersiniz, ne derseniz deyin? Kesin olan, bu çevrede bir depremin olacağı. Bunun 6.5 mu olacağı, 7.5 mu olacağı, 7.2 mi hususu da gereksiz bir tartışma? Kesin olan bu bölgede bir deprem olacak. Ve ciddi bir deprem olacak. Şiddetinin küsuratı konusunda da tartışmak çok anlamsız. Hocalarımızın ilimlerine saygı duyuyorum. Ben hiç bir şekilde görüş beyan etmiyorum" dedi.
"SAĞLIKSIZ YAPILARI BİRAN ÖNCE YOK ETMEK LAZIM"
Deprem bilimcilerle sık sık görüş alışverişinde bulunduğunu aktaran Özhaseki, "Ahmet Ercan hocamız '2039, 2040 gibi' demiş. İnşallah, 2050, 2060 veya hiç olmaz. Allah'tan dileğimiz bu. Şunu bilelim şunlar kesin:İşin başından beri bunu tekrar ediyorum. Ülke olarak biz deprem bölgesiyiz. Topraklarımızın yüzde 42'si deprem bölgesinde. İstanbul'da riskli bölgelerden birisi. Ve Marmara'da bir fay var. Bunun şu veya bu tarihte olacağı hocalarımızın tahmini. Bunlar üzerinde tartışma olmaz. 2029 mu dersiniz, 2039 mu dersiniz, ne derseniz deyin? Kesin olan bu çevrede bir depremin olacağı. Bunun 6.5 mu olacağı 7.5 mu olacağı, 7.2 mi hususu da gereksiz bir tartışma? Kesin olan bu bölgede bir deprem olacak. Ve ciddi bir deprem olacak. Şiddetinin küsuratı konusunda da tartışmak çok anlamsız. Hocalarımızın ilimlerine saygı duyuyorum. Ben hiç bir şekilde görüş beyan etmiyorum. Sadece onların görüşlerini aktarıyorum. Bana düşen onlarla tartışmak değil. İstanbul'u depreme hazırlamak. Sağlıksız yapıları, risk taşıyan yapıları, çöküntü alanlarını, biran önce yok etmek" diye konuştu.
DEPREME HAZIRLIK BİZE DÜŞÜYOR
Yakın dönemde Çanakkale ve Adıyaman'da yaşanan küçük depremleri hatırlatan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Şiddeti çok düşüktü. 5'ler civarında. Biraz aşağıya, biraz yukarıya. Yüzlerce ev yıkıldı. Niye yıkıldı arkadaşlar? Depreme hazırlıklı ülkelerde, 5 civarında, 6 civarında deprem olduğu zaman adı bile anılmıyor. Ama bizde de yakılıyor. Demekki bizim yapı stoğumuz biraz sıkıntılı. İşte bunu bilerek hareket etmek, bize düşüyor. Depreme hazırlık yapmak bize düşüyor. İnşallah hiç olmaz. İnşallah yüzlerce yıl deprem olmaz. Şiddeti de 1'lerde, 2'lerde olur. Ama en yakında olacak gibi, en üst perdeden olacak gibi, hazırlık yapmak da benim işim. Onun için çalışıyorum ben" dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------------
- Tarlabaşı projesinden genel görüntü
- Bakanın gelişi
- Bakanın açıklamaları
- Bakanın projenin maketini incelemesi
- Bakan Özhaseki'nin açıklamaları
DHA FEED
09.03.2017 - 17.35 Haber Kodu : 170309170
09.03.2017 - 17.41 Haber Kodu : 170309174
=====================================
- CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI FATİH'TE 'HAYIR'I ANLATTI
Haber - Kamera: İhsan YALÇIN / İstanbul DHA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, referandum çalışmaları kapsamında Fatih'te iş yerlerini tek tek dolaşıp neden 'Hayır' denilmesi gerektiğini anlattı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Fatih CHP Teşkilatı üyeleriyle birlikte Balat, Kariye, Fener, Edirnekapı, Ayvansaray semtlerinde iş yerlerini ziyaret etti. Esnaf ve vatandaşlarla sohbet eden Cankurtaran, onlara referandumda neden 'Hayır' denilmesi gerektiğini anlattı.
"KARARSIZLARIN YÜZDE 90'I HAYIRCI"
Ziyaretlerin ardından konuşan "Vatandaşımıza neden 'evet', neden 'hayır' sorusunu soruyoruz. Vatandaşımız çoğunlukla 'kararsızım' diye cevap veriyor. Fakat birebir konuşmalarımızda görüyoruz ki aslında kararsızların yüzde 90'ı hayırcı. Hayırcılara uygulanan baskıdan dolayı vatandaşımız 'hayır'ı gizlemekte. Bu Fatih'te de net olarak görüldü. Rica ediyoruz, uyarıda bulunuyoruz. Biz nasıl ki hiçbir 'evet' kampanyasına karışmıyor ve saygıyla karşılıyorsak; Türkiye'de 'hayır' de diyenlere baskı yapılmamalıdır. Referandum kampanyası başladığından beri muhalefete yapılan baskı ve zulüm kaldırılmalıdır. Herkes düşüncesini özgürce anlatmalıdır" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Cankurtaran ve CHP'lilerin iş yerlerini dolaşması
-Cankurtaran'ın vatandaşlarla sohbet etmesi
-Cankurtaran'ın vatandaşlara 'Hayır'ı anlatması
-Cankurtaran'ın konuşması
-Genel ve detaylar
09.03.2017 - 16.31 Haber Kodu : 170309147
===============================
- (ÖZEL) BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'NDE "SALDIRI" PROTESTOSU
* İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi bir grup, dün üniversitenin kampüsünde yaşanan olaylar nedeniyle eylem yaptı.
\* Olaydan üniversite yönetimini sorumlu tutan öğrenciler, yanlarına gelen rektör yardımcısına tepki gösterdi.
Haber-Kamera: İbrahim AKTÜRK/İSTANBUL-DHA
Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü'nde 8 Mart Kadınlar Günü etkinliği için açılan standa, dışarıdan gelen grup tarafından saldırılmasının ardından bugün öğrenciler üniversitenin bahçesinde toplandı.
Saldırıdan üniversite yönetimini sorumlu tutan öğrenciler, rektörlük binasına yürüdü. 'Yaşasın kadın dayanışması, 'Erkek adalet değil, gerçek adalet' , 'Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz' diye slogan atan öğrenciler, rektörlük önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı grup adına iletişim fakültesi öğrencisi Rabia Demiroğlu okudu. Demiroğlu, "Faşist bir erkek grubu tarafından saldırıya uğradık. Tekbir getirerek ellerinde bıçaklarla bize saldıran erkek grubuna karşı öz savunma yaptık. Dün yaşanan olayın ayak seslerini 2 yıldır duyuyoruz. Üniversite yönetimi bu durumdan haberdar olmasına rağmen bu tehditlere göz yummuştur" diye konuştu.
ÖĞRENCİLERE AKADEMİSYENLER VE CHP MİLLETVEKİLİ DE DESTEK VERDİ
Daha sonra üniversitede görevli Yrd.Doç.Yonca Demir bir açıklama yaparak, "Rektörlük makamını, haklarında daha önce de şikayette bulunulmuş saldırganlarla ilgili hiçbir işlem yapmayarak, bu vahim olayın gerçekleşmesine olanak sağlayan cezasızlık ikliminin oluşmasında payı olan idarecilerin ve saldırıya uğrayan mağdur öğrencilerimizin korunmasında ihmali veya kusurlu olan güvenlik amirlerinin saptanması için kapsamlı ve etkin bir soruşturma açmaya davet ediyoruz. Bilgi Üniversitesi akademisyenleri olarak bu vahim olayı en sert şekilde kınıyoruz" diye konuştu. Eyleme, öğrencilere destek vermek amacıyla CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel de katıldı.
REKTÖR YARDIMCISINA ÖĞRENCİLERDEN TEPKİ
Basın açıklamasının ardından, rektörlük binası önünde bekleyen grup, İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektör Vekili Prof.Dr.Ege Yazgan'ın, öğrencilerin sorunlarını dinlemek için bina önüne gelmesini istedi. Kalabalığın yanına gelen Prof.Dr.Ege Yazgan'a öğrenciler daha önce de üniversitede benzer olaylar yaşandığını ve bu olaylarla ilgili üniversite yönetiminin işlem yapıp yapmadığını sordu. Prof.Dr. Yazgan ise, söz konusu olaylar hakkında bilgisi olmadığını söyledi.
Öğrenciler, daha sonra dün yaşanan olayın neden önlenmediği sordu. Yazgan, "1 Mart itibariyle biz güvenlik önlemlerini almış bulunmaktayız. Biz güvenlik önlemlerini aldık" diyerek kalabalığın içinden ayrıldı. Bu sırada, öğrenciler Yazgan'ı yuhalayarak tepki gösterdi. Ardından öğrenciler dağıldı.
Görüntü Dökümü:
--------------
-Rektörlük binası önünde toplanan öğrenciler
-Öğrencilerin slogan atması
-Öğrencinin basın açıklamasından görüntü
-Üniversitede görevli akademisyen Yonca Demir'in açıklamalarından görüntü
-CHP Milletvekili Onursal Adıgüzel'den görüntü
-Rektör yardımcısının kalabalığın yanına gelmesi
-Öğrencilerin rektör yardımcısına soru sorması
-Rektör yardımcısının soruları cevaplaması
-Rektör yardımcısı ayrılırken öğrencilerin tepki göstermesi, yuhalaması
-Detaylar
09.03.2017 - 15.17 Haber Kodu : 170309125
==============================
- (geniş metin) İSTİKLAL CADDESİ'NDEKİ BOMBALI SALDIRI DAVASINDA 1 TAHLİYE
Haber: Hayati KILIÇ / İSTANBUL, Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 19 Mart 2016'da canlı bomba Mehmet Öztürk'ün kendini patlatması sonucu 3'ü İsrail, 1'i İran vatandaşı 4 turistin hayatını kaybettiği, 44 kişinin de yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 5 tutuklu sanığın yargılandığı davada 1 kişi tahliye edildi. Davaya müdahil olarak katılma talebinde bulunan Adnan Oktar'ın talebi ise reddedildi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Mustafa Çevik, Erkan Çapkın, Ercan Çapkın, Hüseyin Kaya ve İbrahim Gürler duruşmada yer almadı. Sanıklar tutuklu bulundukları cezaevlerinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Müdahil talebinde bulunan Adnan Oktar'ın avukatı Aysu Yılmaz duruşmada hazır bulundu.
"İNŞAATLARDA ÇALIŞIRKEN TANIŞTIK"
Sanık Hüseyin Kaya, "Ben cezaevinde olduğumdan dolayı avukatımla hiç görüşemedim. Bu nedenle savunma yapamayacağım. Süre talep ediyorum" dedi. Sanık Mehmet Mustafa Çevik savunmasında diğer sanıkları tanımadığını belirterek, "Sanıklardan Hüseyin Kaya ile 4 yıl önce Elazığ'da inşaatlarda çalışırken tanıştım. Daha sonra ben Adıyaman'a gittim. Sonra irtibatımız kesildi. Yakalama tarihinden 3 gün önce Gaziantep'te geziyordum. Kendisi ile karşılaştık. Sonra birlikte aynı evde kalmaya başladık. 3-4 gün sonra polis operasyon yaptı yakalandık" dedi.
"SALDIRI OLAYI İLE İLGİLİ İRTİBATIM YOK"
Sanıklardan Ercan Çapkın da savunmasında, "İstanbul'daki saldırı olayıyla ilgili irtibatım yok. Saldırıyı gerçekleştiren Mehmet Öztürk'ü tanımam. Sanıklardan Erkan kardeşim olur. Diğer sanıkları ise tanımıyorum. Market işletmeciliği, konfeksiyon ve kırtasiye işletmeciliği yapıyorum. Gaziantep'e mültecilerin gelmesi nedeniyle dükkanım ev arayanların uğrak yeriydi. Ben de komisyonculuk yapıyordum. Bu şekilde bahsedilen bağ evinin kiralanmasına aracılık ettim. Kiralayan Hasan isimli kişinin kimlik bilgilerini bilmiyorum. Bu evin kiralanmasından sonra şahıslarla görüşmedim" dedi.
Sanık Erkan Çapkın ve Hüseyin Kaya önceki duruşmada verdiği ifadelerini tekrar ettiklerini söyledi.
ADNAN OKTAR'IN MÜDAHİL OLMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Müşteki Adnan Oktar'ın avukatı Aysu Yılmaz da, "Sanıklardan Hüseyin Kaya'nın cep telefonunda yapılan incelemede, müvekkilim hakkında araştırma yaptığına dair bazı tespitlere ulaşılmıştır. Bunun suikast teşebbüsü olduğunu düşünüyoruz. Müvekkilim zarar görmüş ve kendisini emniyet tarafından resen koruma verilmiştir. Sanıklardan şikayetçiyiz. Davaya katılmak istiyoruz" dedi. Avukatın davaya müdahil olma talebi Adnan Oktar'ın saldırıda yaralanmadığı gerekçesiyle reddedildi.
1 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ
Duruşma sonunda sanıklardan Erkan Çapkın'a yurtdışına çıkma yasağı konularak haftanın iki günü karakola giderek imza vermek şartıyla tahliyesine karar verildi. Duruşma dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ileri bir tarihe ertelendi.
======================================
(DÜZELTEREK YENİDEN)İSTİNAF MAHKEMESİ BALYOZ MAĞDURU TUĞAMİRAL TÜRKMEN'E 130 BİN LİRA TAZMİNAT ÖDENMESİNE HÜKMETTİ
Yüksel KOÇ / İSTANBUL DHA
İstinaf Mahkemesi, yerel mahkemece Balyoz davasından yaklaşık 32 ay tutuklu kalan emekli Tuğamiral Ahmet Türkmen'e verilen 12 bin 649 liralık maddi ve 300 bin liralık manevi tazminata ilişkin kararı kaldırarak yeni bir karar oluşturdu.
İstinaf Mahkemesi, 12 bin 649 liralık maddi tazminatı 304 liraya, 300 bin liralık manevi tazminatr da 130 bin liraya düşürdü. İstinaf Mahkemesi, davalı hazinenin bu tutarları, Türkmen'in tutuklandığı tarih olan 11 Şubat 2011 tarihinde itibaren işleyecek faizi ile ödenmesine hükmetti.
Balyoz davası kapsamında 11 Şubat 2011 tarihinde tutuklanan, 9 Ekim 2013 tarihinde serbest kalan, ardından da beraat eden emekli Tuğamiral Ahmet Türkmen, Avukatı Naim Karakaya aracılığı ile Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, Devlet Hazinesi aleyhine 610 bin 697 liral maddi, 1 milyon lirası da manevi olmak üzere toplam 1 milyon 610 bin 697 liralık tazminat davası açtı.
YEREL MAHKEMEDEN 312 BİN LİRALIK TAZMİNAT KAZANDI
Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Ekim 2016 tarihinde yapılan duruşmada Türkmen'in tazminat talebini kısmen kabul etti. Mahkeme, davalı Devlet Hazinesi'nin davacı Türkmen'e 12 bin 649 lira maddi, 300 bin lira da manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Taraflar kararı İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. Dosyanın gönderildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, davanın duruşmalı görülmesine karar verdi.
Dün görülen duruşmaya, davacı Türkmen ve Avukatları Naim Karakaya ile Yiğit Gökçehan Koçoğlu ve Devlet Hazinesi'nin Avukatı Tugay Kurnaz katıldılar.
Türkmen'in Avukatı Naim Karakaya, müvekkilinin uzun süre tutuklu kaldığını belirterek, "Bu tutuklamadan dolayı annesi kalp krizi geçirip üzüntüden vefat etmiş, babası da felç olmuştur. Dilekçemizde belirttiğimiz gibi hükmedilen tazminat miktarı yetersizdir. Bu tazminat miktarının caydırıcı olması için yüksek olmasını talep ediyoruz" dedi.
'TUTUKLANMASAYDIM KORAMİRAL RÜTBESİNE YÜKSELECEKTİM'
Balyoz davasının mağduru olduğunu söyleyen davacı Türkmen, "Tutuklandığım zaman Denizaltı Filo Komutanlığı'nda amiral idim. Eğer tutuklanmasaydım daha üst rütbelere terfi edecektim. Açıkça tasfiye için yapılmış hukuksuzluk vardır. Zamanın Cumhuriyet Savcıları bunu bilerek planlamışlardır. Bu konuyla ilgili cemaat aleyhine açılan 2016 tarihli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin bazı bölümlerinden anlaşılacağı üzere; cemaat kendinde olmayan komutanları tasfiye etmek için kumpas planları yapmıştır. Bunlar kamuoyunda bilinmektedir. Bu örgütün amacı belirttiğim gibi kendinde olmayanları tasfiye etmektir. Ben de bu tasfiye edilenlerden biriyim. Benim emsalim olan 3 arkadaş Koramiral rütbesindedir. Ben de en az Koramiral rütbesine yükselecektim" dedi. Türkmen, yerel mahkemece verilen tazminat tutarlarının yükseltilmesini istedi.
Duruşma savcısı Osman Öztürk, esas hakkında verdiği mütalaasında, davacı Türkmen'in talep ettiği maddi tazminat tutarının bilirkişi raporu doğrultusunda verilmesini, manevi tazminata ilişkin kararın da sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacak şekilde mahkeme heyeti tarafından belirlenecek bir tutar oranında ödenmesini istedi.
İSTİNAF 130 BİN LİRALIK TAZMİNATA HÜKMETTİ
19. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Dicle, kısa bir aradan sonra verdikleri kararı açıkladı. 19. Ceza Dairesi, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kurulan hükmü kaldırarak yeni bir hüküm oluşturdu. Daire, yerel mahkeme tarafından verilen 12 bin 649 liralık maddi tazminat tutarını 304 TL'ye, 300 bin liralık manevi tazminat tutarını da 130 bin liraya indirdi. Daire, davalı Devlet Hazinesi'nin bu tutarları, davacı Türkmen'in tutuklandığı tarih olan 11 Şubat 2011 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine hükmetti.
YARGITAY YOLU AÇIK
Dosya tutarı 40 bin TL'nin üstünde olduğundan, tarafların bu kararı Yargıtay'a taşıma hakları bulunuyor.
=========================
- FİGEN YÜKSEKDAĞ HAKİM KARŞISINDA...
Özden ATİK, İstanbulDHA
2015'te PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilişinin yıl dönümünde, Saraçhane'de katıldığı toplantı ve yaptığı konuşmada "Yasadışı toplantı ve gösteriye katılmak", "Yasadışı örgütlerin propagandasını yapmak", "Suçu ve suçluyu alenen övme" suçlarını işlediği iddia edilen Figen Yüksekdağ, başka suçtan tutuklu bulunduğu Koceli F Tipi Cezaevi'nden görüntülü olarak hakim karşısına çıktı. Yüksekdağ savunmasında, "Şu anda yargılanmamda hiçbir hukuki kriter yoktur. Eğer hukuk diye bir kavram var olduğunu söylüyorsanız; ben hala milletvekiliyim ve HDP Eş Genel Başkanıyım" dedi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ile Danimarka Kızıl-Yeşil Parti Milletvekili Jakob Solvhoj ve Belediye Meclis Üyesi Steen Andersen Brondby de izledi.
"ŞOVA ÇEVİRMEYİN"
Kerestecioğlu duruşma başlarken Adalet Bakanlığı'nın izin vermemesi nedeniyle Yüksekdağ ile görüşemediklerini söyleyerek "Merhaba" demek istediğini belirtti. Ancak Mahkeme Başkanı, "Şova çevirmeyin" diyerek izin vermedi. Sanık avukatlarından Yıldız İmrek, Figen Yüksekdağ'ın dokunulmazlığının kaldırılmasının Anayasa'nın 83. maddesindeki yasama sorumsuzluğu ilkesine aykırı olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun sonucunun beklenmesini talep etti. Heyet, Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmüş olmasını gerekçe göstererek bu talebi reddetti.
"HUKUK VARSA BEN HALA MİLLETVEKİLİYİM"
Figen Yüksekdağ savunmasına, "Tüm kadınların, Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum" diyerek başladı. Yüksekdağ, "Tüm kadınlar özgür olduğunda bütün Türkiye özgürlüğüne kavuşacak" dedi. Siyasette de kadına yönelik şiddetin sürdüğünü belirten Yüksekdağ, "HDP bir kadın partisidir. Kadın ve erkeğin bütün organlarda eşit söz sahibi olduğu bir partidir. Bana dönük geliştirilen operasyonların her birisi kadının eşit temsiline yönelik saldırıdır" diye konuştu. Yüksekdağ, "Şu an Türkiye'de Anayasasızlık dönemi yaşanıyor. Tam bir hukuksuzluk yaşanıyor. Siz de biliyorsunuz ki, kanun demek hukuk demek değildir. Ama bugün Kanun Hükmünde Kararnameler kanun kılığına girmişler. Bugün Anayasa'nın köküne dinamit yerleştirmişler ve toz duman olmuştur. Şu anda yargılanmamda hiçbir hukuki kriter yoktur. Eğer hukuk diye bir kavram var olduğunu söylüyorsanız; ben hala milletvekiliyim ve HDP Eş Genel Başkanıyım" dedi. Yüksekdağ 2015'te katıldığı toplantı nedeniyle suçu ve suçluyu övmekle suçlandığını söyleyerek "Bu açıklamayı yaptıktan 12 gün sonra Dolmabahçe mutabakatı yapıldı. O zaman daha yumuşak bir iklimde yapılan açık hava toplantısındaki bir konuşmamdır. Kriminalize etme çabası haksızlıktır" dedi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Yüksekdağ'ın avukatı Sezin Uçar ise müvekkili hakkında Mersin'de benzer bir dava açıldığını, bu sebeple dosyaların birleştirilmesini talep etti. Mahkeme de duruşma savcısına birleştirme talebine ilişkin görüşünü hazırlaması için süre vererek, duruşmayı 11 Nisan'a erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamade, Saraçhane'de 15 Şubat 2015'te, PKK terör örgütü lideri Öcalan'ın yakalanarak teslim edilişini protesto eylemine katılan Figen Yüksekdağ'ın "Yasadışı toplantı ve gösteriye katılmak, "Yasadışı örgütlerin propagandasını yapmak", "Suçu ve suçluyu alenen övme" suçlarından 1,5 yıldan 10 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
===================================
- DANİMARKA MİLLETVEKİLİNDEN FİGEN YÜKSEKDAĞ'A DESTEK
Haber: Hayati KILIÇ / İstanbul, DHA
Danimarka Kızıl-Yeşil Parti Milletvekili Jakob Sølvhøj Figen Yüksekdağ'ın yargılandığı duruşma çıkışında yaptığı açıklamada "Sizler yanlız olmayacaksınız" dedi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Danimarka Kızıl-Yeşil Parti Milletvekili Jakob Sølvhøj ve Belediye Meclis Üyesi Steen Andersen Brondby ise izleyici olarak katıldı.
Duruşma çıkışı bir açıklama yapan Danimarka Kızıl-Yeşil Parti Milletvekili Jakob Sølvhøj "Türkiye'de olup bitenleri izliyoruz. Buraya sizi desteklediğimizi, desteğimize sahip olduğunuzu söylemeye geldik. Biz Danimarka'daki Kızıl-Yeşil ittifak partisinden ve avrupadaki pek çok sol partiden insanlar ve bizler gözleriniz hep üzerinizde olacak ve sizi demokrasi için verdiğiniz mücadelede ve bu referanduma yönelik yönelik olarak çalışma ve mücadelede destekliyoruz. Dayanışmamızın sizinle birlikte olduğuna emin olabilirsiniz. Sizler yanlız olmayacaksınız. Yanlız olmadığınızı size temin ederim.
Görüntü Dökümü:
-------------------
Milltevekilinin açıklaması
09.03.2017 - 18.10 Haber Kodu : 170309181
==================================
- KÖYLÜLERDEN İSTİMLAK TEPKİSİ : BİZE NE FAYDASI OLACAK, ONU SÖYLEYİN
Ezgi ÇAPA / İSTANBUL DHA
İstanbul'un kuzeyinde Tekirdağ ile Sakarya arasında oluşacak yeni yol güzergahı 'Kuzey Marmara Otoyolu' projesinden birinci derecede etkilenecek köylüler, bilgilendirme toplantısında yetkililere 'Bu yolun bize ne getirisi, ne götürüsü var onu söyleyin. Tayakadın'a bir faydası olacak mı? Tozdan, topraktan, gürültüden kurtulacak mı' diye sordu.
Kuzey Marmara Otoyolu Çevresel Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED) çalışmasını yürütmek üzere görevlendirilen ENCON Çevre Danışmanlık şirketi Durusu (Terkos) Kültür Merkezi'nde toplantı düzenledi. Kuzey Marmara Otoyolu projesi Kınalı-Odayeri ve Kurtköy-Akyazı kesimleri ile ilgili olarak 'Paydaş Katılım Toplantısı' yapıldı. Toplantıya projeden etkilenecek köylülerle Kuzey Ormanları Savunması üyeleri katıldı. Köy sakinleri proje yürütücülerine süreç ve inşaatla ilgili sorularını yöneltti, çevrecilerle firma yetkilileri arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı.
275 KİLOMETRE OTOYOL YAPILACAK
Proje hakkında bilgi veren firma yetkilileri projenin Avrupa yakasında 87,5 kilometre, Anadolu yakasında 186,9 kilometre olmak üzere inşaat yapılacağını belirtti. İnşaat faaliyetlerinin 3 yılda tamamlanması planlanan proje kapsamında 8 (4x2) şerit olmak üzere 43 metre genişliğinde yol yapılacak. Otoyol için kamulaştırma koridoru minimum 100 metre, maksimum 350 metreye ulaşacak.
"OHAL'İ FIRSAT BİLİP ARAZİLERİMİZE EL KOYDULARö
Köylülerin acele kamulaştırma ve istimlaka yönelik sorularını yanıtlayan ENCON Çevre Danışmanlık şirketinin proje yöneticisi Tolga Balta, "Çevresel Etki Değerlendirme Firma yetkilileri kamulaştırma bedellerinin kendileri tarafından değil mahkemelerdeki bilirkişi tarafından belirlendiğini söyledi.
"BU YOLUN BİZE NE FAYDASI OLACAK, ONU SÖYLEYİNö
Teknik bilgilendirme ve itirazların ardından bir diğer Tayakadın sakini söz alarak "Bu yolun bize ne getirisi, ne götürüsü var onu söyleyin. Tayakadın'a bir faydası olacak mı? Tozdan, topraktan, gürültüden kurtulacak mıö diye sordu. Güzergahın şehir merkezlerinden yaklaşık 3 kilometre uzağından geçeceğini belirten yetkililer, projenin köye ulaşım ve istihdam şeklinde fayda sağlayacağını söyledi.
KESİLECEK AĞAÇ SAYISI HENÜZ NET DEĞİL
ENCON Çevre Danışmanlık şirketinin proje yöneticisi Tolga Balta, proje kapsamında kaç ağaç kesileceği yönündeki bir soruya "Çalışmalar devam ediyor, kesilecek ağaç sayısını tespit etme aşamasındayız. Şu anda bir rakam veremiyorumö yanıtını verdi. . Salondaki dinleyicilerden biri "Kaç ağaç kestiğinizi bile bilmiyorsunuz. Kamyonlarınız yolları bozuyor, sular kirleniyor. Su havzalarını kapattınız. Fazlasıyla orman kesildi. 3. köprü kullanılmıyor. Geçilmeyen köprüden kim geçecek, yan yollar ne işe yarayacak? Niçin yapıyorsunuz bunları?ö diyerek tepki gösterdi.
"YABAN HAYATININ SÜRECEĞİNE SİZ İNANIYOR MUSUNUZ"
Kuzey Ormanları Savunması üyesi Başar Toros ise "3. köprü ve havaalanı ile parçaladığınız ormanı bu proje ile daha da paramparça edeceksiniz. Otoyol üzerine yapacağınız bir tane ekolojik köprü ile yaban hayatının süreceğine siz inanıyor musunuz. Belgrad Ormanı'nda karaca, tilki, domuz kaldı mı? Bu topraklarda köylüler bundan sonra tarım, hayvancılık yapabilecek mi?" diye sordu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
Toplantıdan görüntüler
Köylüler ve Kuzey Ormanları Savunması üyelerinden görüntüler
Köylülerin konuşmaları ve soruları
Yetkililerin bilgilendirme toplantısı
Proje yöneticisi Tolga Balta'nın konuşması
Genel ve detay görüntüler
09.03.2017 - 17.57 Haber Kodu : 170309014
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz