Katılıma Yönelik Bölgesel Çevre Ağı (RENA) İklim Çalışma Grubu, “AB-Türkiye İklim Konusunda İşbirliği: Fırsatlar, Faydalar ve Zorluklar” konulu seminer düzenledi. TEMA Vakfı Genel Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi M. Serdar Sarıgül toplantıda yaptığı konuşmada “Kaybedecek vakit yok, Türkiye iklim değişikliği ile mücadele için hemen şimdi harekete geçmeli!” dedi ve iklim değişikliği ile mücadele için katılımcı yaklaşım çağrısında bulundu.
TEMA Vakfı Genel Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi M. Serdar Sarıgül konuşmasına şöyle devam etti; “Türkiye, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en şiddetli şekilde yaşayacak bölgelerden birisi olan Akdeniz Havzası’nda bulunuyor. Üzülerek belirtelim ki; TEMA Vakfı’nın özenle dikkat çektiği bu somut tehlikeye karşın ülkemiz iklim değişikliği ile mücadelede yükümlülüklerini kabul etmek ve harekete geçmekte gecikiyor. Bu gecikmenin yanında iklim değişikliği ile mücadele projeleri olarak öne çıkartılan HES projelerinin bütüncül havza planlamalarının gerçekleştirilmemesi, nükleer enerjinin “çözüm” olarak dayatılması ve kömüre ve dışa bağımlı enerji kaynaklarına dayalı termik santrallere yatırımın artırılması gibi gelişmeleri kaygıyla takip ediyoruz. Bu projelerin doğaya, insan sağlığına ve iklim değişikliği ile mücadeleye olumsuz etkileri bizleri son derece endişelendiriyor.
Türkiye İklim Değişikliği ile Mücadelede Sorumluluk Almalı
BM, 2009 yılında 36 milyon insanın doğal afetler nedeniyle yaşadığı yeri terk ettiğini açıkladı. BM, temiz suya ve sanitasyona erişimin temel bir hak olduğunu ilan ederek, dünya genelinde yaklaşık 900 milyon kişinin temiz içme suyu bulamamasına ilişkin yoğun kaygıları dile getirdi.BM Genel Kurulu Muson selleri Pakistan’ın beşte birini sular altında bırakarak yaklaşık 1600 kişinin ölümüne neden olurken, 6,5 milyon insanın da yaşamını etkilediğini açıkladı. Analistler bu sellleri, iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanmış en büyük doğal afet şeklinde tanımladı.
Grönland’dan Manhattan’ın dört katı büyüklüğünde bir buz adası koptu. Bilim insanları bunun 1962’den bu yana Kuzey Kutbu’nda görülen en büyük buz kaybı olduğunu belirttiler.
Yapılan bir çalışma, iklim değişikliğinin su yüzeyinin 2000 metrenin altındaki deniz ekosistemlerini değiştirerek derin deniz hayvanlarının gıda kaynaklarını etkilediğini gösterdi.
Geride bıraktımız zaman içinde yaşanan afetler karşısında, ülkemiz iklim değişikliği ile mücadelede etkin sörumluluk almalı, ekosistemin bozulmaması için gereken dikkati göstermeli, okul ve kurumlarımızda; yoğun ve etkin bir “toprak, orman, su, çevre ve ekosistem” eğitimi verilmelidir. Toprak, su ve orman varlılarımız ve enerji kaynaklarımız başta olmak üzere ve uyum içinde verimli tarım topraklarımızın üretimde kalması sağlanmalıdır. TEMA Vakfı 20 yıllık deneyimi ve bilgi birikimiyle şimdiye kadar olduğu gibi, gelecekte de katkı vermeye hazırdır.
Hortum, Ani Sıcaklık Değişimleri, Sırada Ne Var?
Artan sıcak hava dalgaları, buna bağlı olarak tarımda verim kaybı, giderek acilleşen su krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı gibi sorunlarla boğuşmaya çoktan başladık bile. Sadece son bir haftada Elazığ’da, Silifke’de yaşadığımız hortumlar bile iklim değişikliğinin şu an Türkiye’de etkilerini ileri derecede hissettiğimizi bizlere kanıtlıyor.
İklim Değişikliğinin Temel Kaynağı İnsan Faaliyetleri
2007 yılında IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), sonrasında açıkladığı kapsamlı son değerlendirme raporunda; “iklim değişikliğinin hâlihazırda yaşanmakta olduğunu, insan faaliyetlerinden kaynakladığını, acilen sera gazı salımlarında azaltım ve uyum hedeflerinin belirlenmesini” tavsiye etmiştir. Bu tavsiyelerin bu gün yaşadıklarımızla ne kadar yerinde olduğu anlaşılıyor.
İklim Değişikliği İle Mücadele İçin Katılımcı Yaklaşım Şart
TEMA Vakfı olarak Türkiye’nin iklim değişikliği konusundaki stratejisinin ve planlarının, katılımcı bir yaklaşımla sürdürülebilir iklim politikalarını benimsemek yönünde geliştirilebileceğine inanıyoruz. Sürdürülebilir iklim politikaları geliştirilmesi konusunda sivil toplum olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bunun için Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede, hedef ve yaptırım belirleme süreçlerinde karar alıcı organ olan “İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu”nun daha katılımcı ve sivil topluma açık bir organ haline getirilmesini, sera gazı azaltım ve uyum hedeflerini belirlemesini, yükümlülüklerini üslenerek, fosil yakıt kullanımından hızla uzaklaşılmasını, her türlü çevreyi kirleten faaliyetlerle etkin mücadele edilmesini, kamu yapılarından başlanarak güneş enerji panellerinin devreye sokulmasını, doğal orman varlıklarının korunmasına özel önem vererek seferberlik halinde fidan dikim mevsiminde fidan dikimi yapılmasını talep ediyoruz. “
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz