Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Terörü çözmek için ne zaman adım atsak karşımazda duvarlar bulduk. Ne zaman bir girişimde bulunsak karşımızda hendekler bulduk. Ne zaman harekete geçsek karşımızda provokasyonlar, tahrikler, sabotajlar bulduk." dedi.
Erdoğan, Asya Termal Tesisleri'nde, STK temsilcileri ile kahvaltıda buluştu. Türkiye'nin, mevcut sorunlarının üzerini örterek ve erteleyerek iddialı hedeflerine ulaşamayacağını söyleyen Erdoğan, sorunları çözdükçe ve düğümleri tek tek açtıkça ülkenin atılım yapılabileceğini söyledi.
Cesaret, samimiyet ve kararlılıkla en çetin sorunların üstesinden gelinebileceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Karşınızdaki sorun ne kadar büyük olursa olsun sırtınızı Allah'a ve millete dayadığınızda, milletin hayır duasını aldığınızda o sorunu siz ezer geçersiniz. Mehmet Akif öyle diyor. Bakın bizden önce terörün Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöktüğü 20 yıl boyunca maalesef bu meselenin üzerine cesaretle ve kararlılıkla ve samimiyetle gidilmedi. Hiçbir hükümet risk almak istemedi. Muhalefette olan partiler sorumluluk almak istmedi. Seçim, oy oranı, tahrik, provokasyon denildi süreç sadece idare edildi. Anadolu'da, Trakya'da ocaklara ateş düşerken, ateş düştüğü yeri yakarken maalesef siyaset bu acıları dindirmek için dirayetli ve kararlı adımlar atamadı. Bakın 10 yılıdır milletimizin taktiri ve tercihi ile ülkemize hizmet ediyoruz. Hükümetimizi kurarken ve programımızı yazarken terör meselesini çözme konusunda tam bir irade sergiledik ve bunu hükümete taşıdık."
Terör meselesini çözmek için adım attıklarında karşılarına sorunlar çıktığını kaydeden Erdoğan, "Bunları bir mazeret bir bahane olarak ifade etmiyorum. Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Ne zaman adım atsak karşımazda duvarlar bulduk. Ne zaman bir girişimde bulunsak karşımızda hendekler bulduk. Ne zaman harekete geçsek karşımızda provokasyonlar, tahrikler, sabotajlar bulduk. Ne önümüze örülen duvarlar ne kazılan hendekler ne provokasyonlar ne sabotajlar bizi yolumuzdan çevirmedi. Biz 'inşallah bu işi çözeceğiz' dedik ve samimiyetle üzerine gittik. Bu meseleye biz yüreğimizi koyduk ve Allah'ın izniyle, milletimizin desteği ile bu yolda yürüyoruz." şeklinde konuştu.
"HALA DÖNECEKLER"
Ana muhalefet partisinin genel başkanının kendisiyle görüşme talebinde bulunduğunu ve randevu verdikleri aktaran Başbakan, "Üç arkadaşı ile beraber geldiler, görüştük. O ara bir öneri paketi diye de gazetelerde bu pazarlandı. Ben Kılıçdaroğlu'na sordum; 'Bu 10 madde bir öneri paketimidir?' 'Hayır' dedi. 'Bir tespittir, bir teşhistir öyle mi?' dedim. 'Evet' dedi. 'Peki' dedim. Öneri paketi olmadığı için gazetelere böyle sirayet ediyor, bunlar yazılan çizilen şeyler. 'MHP size randevu verdi mi?' dedim 'vermedi' dedi. 'Peki şu anda umudunuz var mı?' Olmadığını söylediler. 'Peki' dedim, 'illa onları bekleyecek misiniz? Sayımız, sayınız anayasayı değiştirmeye yeterli, yasa noktasında zaten sıkıntımız yok. Gelin hemen ben üç arkadaşıma talimatı veriyorum sizde üç arkadaşınıza verin ve bu arkadaşlar çalışmaya başlasınlar' dedim. Dürüst olacağız, samimi olacağız, ipe un sermenin anlamı yok. Dışarıya çıkıpta 'bu işin yeri Meclis'tir' dememin anlamı yok. Meclis'te biz bunları çok konuştuk. Kapalı oturmsa kapalı oturumlar da yapıldı bunlarla ilgili. Ama gerçek oturum bu, 3 arkadaşınız var, 3 arkadaşım var. Çalışsınlar ondan sonra çağırıp 'ne yaptınız' diye soralım. Yasa düzenleyeceksek yasa, anayasa değişikliği yapacaksak anayasa değişikliğini yapalım ve yolumuza devam edelim. Sayın Hamza Çebi dedi ki; 'bu bir iki ayda olmaz.' 'Ne kadar olur' dedim. 'İki ,üç ayda biz döneriz' dedi, hala dönecekler." diye konuştu.
"KÜFRETSİN, BUNDAN ÖTE BİR ŞEY ONLARDA YOK"
MHP'nin de çözüm adına hiçbir şey söylemediğini, bol bol hakaret ettiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü: "Küfretsin, bundan öte bir şey onda yok. Onun tek çözümü bu. CHP, AK Parti randevu ister vermez. Arkadaş senin neyin partisisin? Bir araya gelip oturmaktan bu kadar çekinen bir siyasi parti bu ülkede niye var? Konuşmayacaksak niye var. Adam birbirini öldürüyor, daha sonra gidip kucaklaşıp barışıyorlar. Burada böyle bir şey yok. Böyle bir anlayış, böyle bir mantık olabilir mi? Üç kez ben randevu istedim, vermedi. Bulunmayan Hint kumaşı mısın? Ben milletim adına bunu istiyorum. Şahsım adına değil. Böyle bir tablo var. İktidar partisinin başıyım, bu ülkenin başbakanıyım, senden randevu istiyorum. Sen ise hala ipe un seriyorsun. Bu ülkede demokrasinin muhalefet kanadıyım. Bir ülkede muhalefet güçlü olursa demokrasi o ülkede güç kazanır. Eğer muhalefet güçlü olmazsa demokrasi kan kaybeder. Onun için güçlü muhalefet istiyoruz ama karşımızda öyle bir muhalefet yok.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz