Yönetime mesaj var - Tayfun Bayındır (Milliyet)
Mesajlarla dolu bir maç... Mesajı alması gereken kurum çok net. Fenerbahçe Yönetim Kurulu. Ya da “Mayıs sonunda transferi bitireceğiz” açıklaması yapan Başkan Aziz Yıldırım’a... Mesajın içeriği de çok net, çok anlaşılır.
Futboldan bir parça anlayan herkesin imzasının yer aldığı mesajda diyor ki; (Bu takımın çok acil bir yaratıcı oyuncuya, yani klasik tabirle on numaraya, bir de merkez golcüye ihtiyacı var. Aykut Kocaman’ın elindeki kadro ile yapabileceği bu, daha fazlası mucize olur. Kjaer’i de sattınız. Artık çözün bu sorunu. Aksi durumda şampiyonluk yine kalır başka bahara. Avrupa ise hayalden öteye geçmez)..
Ne skor, ne de zaman zaman gözümüzün pasını silen tempolu oyun kimseyi kandırmasın. Fenerbahçe ile Graz arasında büyük kalite farkı var... İşte bu kalite farkı, oturmamış tandemi, kırılgan orta sahası ve tecrübesiz forvet hattına karşın, Fenerbahçe’nin maçın neredeyse tamamında kontrolü elinde tutmasını sağladı... Ne var ki, Aykut Kocaman’ın istediği seviyeye henüz ulaşamamış hızlı pas oyununda, bir merkez oyuncunun eksikliği çok hissedildi. O bölgenin oyuncusu olmayan ama zorunluluktan görev alan Ozan, topu her aldığında tek pas yapmak yerine çevresinde bir tur atıp gölgesine çalım atmayı tercih etti. Böyle olunca da oyun mecburen kanatlara kaydı.
Doğrusu şu ki, oyunun planlanandan daha fazla kanatlara (Ya da ağırlıklı olarak sağ kanada) yığılması Fenerbahçe için bulunmaz bir nimet oldu. Mükemmel oynayan Alper, ona destek veren Dirar ve Şener üçlüsünün Valbuena takviyesiyle maçı alıp götürdüğünü söylemek hiç de abartı olmaz. Bu arada erken gelen golü unutmayalım. Graz’ın ilk organize atağında bulduğu gol, sarı-lacivertlilerin yumuşak karnını da ortaya çıkardı...
Geri dönüşlerde ve oyuncu paylaşmalarında ciddi sorunlar var. Skertel-Roman tandemi çok yeni, uyum sorunu olması son derece normal. Bu ikili birlikte oynadıkça adam ve alan paylaşımı sorunu çözülecektir. Ama geri dönüş sıkıntısının azalması için, daha hızlı düşünenen, daha az pas kaybı yapan, topu çok daha çabuk ayağından çıkaran bir orta sahaya ihtiyaç var. Yani bir on numara desteği gerekiyor...
Oyunu çözen isim Valbuena ne kadar doğru bir transfer olduğunu daha ilk resmi maçında kanıtladı. Fransız oyuncu, takım arkadaşlarına tek pas ve hızlı düşünme dersleri verdi.
Ahmethan, belki gol atamadı ama çok doğru koşular yaptı, Graz savunmasını bir hayli yordu ve kendisine olan güveni boşa çıkarmadı. Günün yıldızı ise Alper’di. Keşke Alper her maç bu seviyede oynayabilse. O zaman Fenerbahçe’nin en yeni ve en etkili transferi olur.
Özet; Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’si daha yolun başında ama son iki yılda yaşanan ızdırap hatırlanınca, dün izlediğimiz takım keyif verecek gibi görünüyor.
Tur geldi - Ersin Düzen (Vatan)
Avusturya Ligi başladı. Sturm Graz, kalite olarak yetersiz bir kadroya sahip olsa da, maça daha hazır çıktı. F.Bahçe ise 1 aydır çalışıyor. Doğal olarak, temsilcimizden takım oyunu ile üstün performans beklemek haksızlık olur. Bu dezavantaj ve eksiklere rağmen F.Bahçe, bireysel yetenek ve kalitesi ile Avusturya’dan tur ile döndü.
Alper'i izleyince, yeni bir transfer sandım. Bu zamana kadar neredeydin Alper? Demek ki, iyi çalışınca, kendisinde varolan özelliklerini kullanabiliyor. Dün akşam, tek kelime ile mükemmeldi. Aykut Hoca, Konyaspor'da olduğu gibi forvetin yanına bir yardımcı koymuştu. Alper’in işini kolaylaştıran, Ahmethan’a değinmek de gerekir. Aykut Kocaman genç forveti boşuna oynatmadı. Pozisyon bilgisine sahip olduğu için doğru koşular yaptı ve çalışkanlığı ile ilk sınavı başarı ile geçti.
F.Bahçe'nin bir oyun aklına ihtiyacı vardı. Hücumu şekillendiren, atağın yönünü değiştiren, topu gol bölgesine taşıyan, adam geçen ve iyi frikik kullanan Valbuena fark yarattı. Fransız yıldızın varlığı, zamanla daha da hissedilecektir. De Souza, işin savunma tarafını iyi yaparken, Ozan, topun hücum bölgesine geçişlerinde yardımcı olmaya çalıştı. Ancak, yeterli seviyede olmadığını çok net gördük.
Rakibin hücum gücü sınırlıydı, bu rağmen fizik gücü ile son 30 dk F.Bahçe'nin üstüne geldiler. Sarı
lacivertlilerde yorgunluk olunca, az da olsa sıkıntı yaşadık. Zor anlarda, Neustadter ve Skrtel maçın iyilerindendi.
F.Bahçe, rövanşta sürprize izin vermeyecektir. Sturm Graz, bizim ligde olsa, düşmemeye oynar. Bu yüzden umut verici oyunu abartmamak gerekir. F.Bahçe'nin kadro ve oyun olarak geliştireceği çok fazla işi var....
Kurtarıcı iki 8 numara - Mehmet Ayan (Vatan)
Alper Potuk’un kariyer maçı, Mathieu Valbuena’nın ‘hoş geldim 90 dakikası’... Maçı (bence gelen turu) 2 oyuncu üzerinden konuşmak mümkün. Çünkü Aykut Kocaman’dan hepimizin beklediği ‘işler orta saha’ meselesinin çözümü bu 2 oyuncudan geldi. Serdar Ali Çelikler’in kulakları çınlasın ‘takımı sinamekilikten kurtaracak’ oyunun kahramanları dün gece itibariyle Alper ile Valbuena’ydı.
İki 8 numarası vardı adeta. Oyunun her iki yönünü de çok iyi oynadılar. Şarkıcı Teoman’ın çektiği Balans ve Manevra’yı adeta oynadılar. Takımı balans edip, tüm manevralarda baş aktörlerdi. Kuşkusuz bir golcü ile daha iyi ‘ön bağlantıları’ kurabilirlerdi. Ahmethan doğal olarak yetersiz kaldı.
F.Bahçe, ilk 10 dakika iyiydi, sonra golü yiyip 20 dakika bocalasa da doğru dakikalarda bulduğu gollerle (bence) turu aldı. Aykut hocanın boynunda ‘hmmm oyununu geliştirdi mi bakalım?’ türünde bir demokles kılıcı var. Dün gece iki oyuncuyla bu yöndeki niyetini ve gelişimini bize gösterdi. Şimdi iyi bir golcüyle, Dirar’ın katılımıyla güçlü bir değişim iradesi gerekiyor. Hoca iyi yolda, takım da!
YEŞİL FORMA OLMAZ!
Öte yandan şu yeşil forma meselesine değinelim. Arkadaşlar.. Kabul ediyorum, endüstriyel futbol, satış, gelir vs... Ancak F.Bahçe sarı-laciverttir; çubukludur. Sezonun ilk resmi maçına yeşil forma ile çıkılmaz. Ben sahada F.Bahçe’yi görmek istiyorum. Yeşil bu takımın rengi değil. İç sahadaki x bir maçta giy de; ilk resmi karşılaşmada yapma bunu! Galibiyet hatırası sarı-lacivert çubuklu kalsın!
Futbol makinesi - Gürcan Bilgiç (Sabah)
Bu maçın mesajı nedir? diye sorsalar; "Önyargılar yerle bir oldu" derdim... Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'ye geldiği belli olduğunda müthiş bir karamsarlık vardı. Çoğunluk defansif, durağan, sıkıcı bir oyun bekliyordu. Bu nedenle itirazlar da güçlüydü. Hazırlık maçlarında da doğrusu bu beklentilerin paralelinde performanslar izledik. Ama Aykut Kocaman ilk resmi karşılaşmasında santrforu, oyun kurucusu ve defansının en önemli ismi olmadan bu sezon nasıl bir takım izleyeceğimizi gösterdi.
Daha ilk baştan önde baskı ile başladılar oyuna... Golü yediler (bunun hikayesi de ayrı) yine de arzuladıkları veya hedeflediklerinden vazgeçmediler. Bir an önce topu kapıp, en akıllı seçimi yapıp en etkili hücumu yapmanın peşine düştüler.
Kocaman, tek ön libero ile oynadı. Sonucun önemli olduğu bir deplasman maçında Topal-Souza ikilisinden vazgeçti. Geçen iki sezondakilerin yüreğini yetmediği "Defansif" diye eleştirilen Aykut Hoca karara bağladı. Aslında bu bir manifesto. Şunu iyi biliyor, önemli olan kiminle oynadığın değil, nasıl oynadığın. Ama onu izleyen kamuoyu, öylesine ön yargılara sahip ki, titrin değil şeklin peşinde. Fenerbahçe taraftarının heyecanını döndürecek olan şey yaratıcı oyuncu sayısı... Bir aydır, özgüveni dibe vurmuş, büyük takım taraftarını kaybetmiş bu grubu önce ayağa kaldırmak sonrada ne olduklarını anlattı. Sturm Graz, iyi bir takım ancak Fenerbahçe'nin dengi değil. Fakat sahaya çıkan takımda santrfor yoksa, oynadığı hazırlık maçlarında galibiyeti yoksa üstelik iki sezondur travma yaşıyor. Ve oyuncularının kendilerinin ne olduğunu bilmiyorsa aslında Fenerbahçe, Sturm Graz'dan daha iyi değil. Bu galibiyet, bir geri dönüş... Elemeli bir maç için önemli bir avantaj kazandılar... Ama bundan önemlisi ne olduklarını hatırladılar. Ekmeğin aslanın midesinde olduğunu, Östersunds hepimize ispat etti. Koşmadan, mücadele etmeden hiçbir şey yapamıyorsunuz.
Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'si önyargıları kırarak ve ofansif zenginliğiyle yola çıkmış geliyor. Bu takıma Mehmet Ekici girecek... Santrfor gelecek... Daha da önemlisi birlikte oynayıp gelişecekler... Başakşehir'den sonra yeni bir futbol makinesinin haberini Strum Graz'dan verelim.
Oyuncu kalitesiyle... Metin Tekin (Sabah)
F.Bahçe'yi nasıl buldunuz?
Maç öncesi Aykut hocanın bir demeci vardı; "Oturmuş bir takımla, yeni oturmaya çalışan bir takımın mücadelesini izleyeceğiz" diye... Evet Graz'ın seçtiği bir oyun planı vardı. Ama Fenerbahçe'nin oyunu istenilen seviyede olmasa da oyuncu kalitesiyle işini gördü. Bu hazırlık dönemlerinde, bu tip resmi maçları oynarken oyunlarınızı geliştirmekten çok, sonuca odaklı oynamalısınız bir kayıp yaşamamak için. Fenerbahçe'de öyle yaptı. Dirar ile topa sahip oldu ve topun kendisinde kalmasını sağladı. Valbuena ile oyun kurdu, Alper ile etkili oldu. Esasla dünkü maçın özeti oyuncu bazında buydu. Ben bu dönem için Fenerbahçe'yi Graz karşısında yeterli buldum. Sadece oyun olarak değil, oyuncu katkısına da ihtiyacı var Fenerbahçe'nin.
Advocaat'ın Fenerbahçe'si ile Kocaman'ın Fenerbahçe'si arasındaki farklar neydi?
Oyuncu tipleri kesinlikle farklıydı. Geçen sene Volkan Şen ve Lens gibi çabuk oyuncularla oynarken, bu sene iki kenarı da daha orta saha özellikli ve topun kendisinde kaldığı oyuncu profilleri ile oynadı. Burada da Hasan ve Şener'e hücum anlamında önemli işler düşüyor. Yine orta sahada Josef, dün oynamadı ama Mehmet Topal ve Ozan ile rakibini karşılamak istiyor Fenerbahçe. Rakibe basarken de Alper, Valbuena ve Dirar'ı kullanıyor. Ama yeni sezonda iki kenar oyuncunun istekleri ve performansları, bu seneki oyunda çok belirleyici olacak.
Oyun kurma sıkıntısı hala devam ediyor mu?
Bu sene orta alanla değil; Valbuena ve Dirar ile bu işi çözmek istiyor Fenerbahçe. Yani orta alan sorununu kenarlarla çözmek istiyor. Şu an oyunu çözme anlamında Valbuena çok başarılıydı.Ama Valbuena'yı dar alanda kullanmalısınız. Eğer Valbuena ile geniş alanda oynarsanız, etkiyi kaybedersiniz.
Kimleri beğendiniz?
Oyunu çözme konusunda Valbuena, Alper ve rakibi karşılamada Skrtel ve Josef de Souza öne çıktı. Genç Ahmethan; çalıştı, koştu, bastı... Faydalıydı ama Fenerbahçe santrforu olmak daha fazla özellik gerektirir.
F.Bahçe'nin oyunu istenilen seviyede olmasa da oyuncu kalitesiyle işini gördü. F.Bahçe'yi Graz karşısında yeterli buldum.
Fener’den iyi sinyaller - Oktay Derelioğlu (Takvim)
Fenerbahçe bu sezon Aykut Kocaman yönetiminde ilk resmi maçına çıktı. İlkler her zaman zordur. Sturm Graz F.Bahçe ile gerek kadro gerek oyun yapısı ile kıyaslanmayacak derecede zayıf bir takım. Sarı-Lacivertli ekip maçtan önce önemli eksikliklerine rağmen tartışmasız favoriydi. Buna rağmen henüz 10. dakikada yedikleri gol bir anda herkesin aklına, "G.Saray'ın başına gelen Fenerbahçe'ninde mi başına gelecek?"sorusunu getirdi.
Allah'tan Fenerbahçe çabuk topanlanmayı bildi ve aradaki kalite farkı ilerleyen dakikalarda belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Alper Potuk tartışmasız sahanın en iyi ismiydi.
Neustadter savunmanın yıldızıydı. 90 dakikayı hatasız tamamladı dersek abartmış olmayız.
Souza ve Skrtel de Fenerbahçe'yi ayakta tutan diğer isimlerdi.
AHMETHAN İYİYDİ
Valbuena dinamizmiyle takıma ayrı bir hava getirdi. Dün çok iyi işler yaptığını düşünüyorum. Genç Ahmethan ise böylesine önemli bir maçta tecrübesizliğine rağmen iyi mücadele etti ve alkış aldı. Bu çocuğun geleceği gerçekten parlak.
Takıma alıştıkça daha da iyi olacağı kesin. Fenerbahçe'de aksayan taraflar elbette vardı. Volkan Demirel yediği golde hatalıydı. Böylesine tecrübeli bir ismin çok daha dikkatli olması gerekir. Sarı-Lacivertli takımda bir başka aksayan isim Hasan Ali oldu. Yenen golde kademe hatası yaptı. Sonuç olarak F.Bahçe tur vizesini daha ilk maçta alarak gelecek adına umut verdi.
MAÇIN EN iYiSi ALPER POTUK
Tartışmasız F.Bahçe'nin en iyi ismiydi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ HASAN ALİ
Savunmada tel tel dökülerek kötü not aldı.
SPORDA SON 24 SAATTE NELER OLDU?