''Galatasaray maçına gölge düştü'' Erman Toroğlu'nun yorumu taraftarları çıldırttı

"Karagümrük'ten oyuncu atılana kadar iki tarafın da birbirlerine bir etkinliği yok. Ama Karagümrük eksik kalınca G.Saray'ın özellikle ikinci yarıda bariz üstünlüğü meydana çıkıyor. Çok da gol pozisyonuna girdiler ama inanılmaz pozisyonlar kaçırdılar. Sen bu kadar rahatça pozisyona girip atamıyorsan, işin zor. Karagümrük'ün orta sahada olumlu işler yapan ismi Borini'ydi. G.Saraylılar bu oyuncu konusunda derslerine iyi çalışmışlar. Sert hamlelerle durdurdular, hakem de bunu seyretti. Takım da bir kişi eksik kalınca, onun da bir etkinliği kalmadı. Kırmızı kart pozisyonuna gelince... Hakem pozisyonu net gördü ve sarı verdi. VAR çağırdı, kartın rengi kırmızıya döndü. Ama bu kırmızıdan kimsenin gönlü rahat değildi. Neden? Karagümrüklü futbolcunun ayağı, G.Saraylı futbolcunun bileğine geliyor, burası doğru. Amma velakin; Karagümrüklü oyuncunun G.Saraylı oyuncuya gelen ayağı değil de, öteki ayağı sabit kalsaydı, ben bu işte 'kasıt var' derdim. Ama daha pozisyona girerken Karagümrüklü oyuncunun rakibe basmadığı ayağı kaydı ve bütün kontrolünü kaybetti. Tamamen istemeyerek geldi. Taban kasıtlı gibi yorumlandı ancak değildi!.. Bence sarı kafiydi. Aynı olay ikinci yarıda G.Saraylı oyuncunun başına geldi. O da kaydı, hakem ona sarı kart gösterdi. İkisini yan yana koyduğumuzda arada fazla bir fark yok. Hep şunu derim, artık hakemlerin sahada etkinliği kalmadı. Yardımcılar zaten zurnanın son deliği oldular. Maçlara VAR damgasını vuruyor. Şunu net söyleyebilirim; Türkiye'ye hakem değil, VAR hakemi getirilmeli. En az da 1.5-2 sene eğitim yaptırılmalı ve VAR hakemi yetiştirilmeli. Yoksa bu elimizdeki VAR'larla işimiz zor. Çünkü bu VAR'ların hakemlikleri de kötüydü zaten. Onlara bu yüzden "Gelin sizi VAR yapalım" dediler. Yani, "Üstünüze göre ceket uyduramadık, bari pantolon verelim" dedikleri için böyle hayırlı (!) işler oluyor. Şunu da söyleyeyim.. G.Saray'da Kerem, uzun zamandır sallanıyor. Eğer öncelikli oyuncu kim olmalı derseniz, Yunus derim. Hele şu aşamadan sonra..."

Okan Burak geçen haftanın dizilişi ve hücum şablonlarını kullanarak maça başladı. Pirlo ise Diagne ile... Fenerbahçe karşılaşmasında rakibin savunmayı önde kurmasını, Borini’yi hücumun merkezinde tutan, Kouassi ve Colley’i iki kanatta hızlı akınlarla çizgiye indiren yapıdan vazgeçmişti. Muhtemelen Abdülkerim ve Boey’siz rakibi bu bölgeden Kouassi-Diagne fizik birlikteliğiyle zorlamak istedi. Bu anlaşılabilir bir plan ve kırmızı karta kadar da buradan üretim yapılamasa da sinyalleler alabildi. Ancak Galatasararay’ın ön alan presi Karagümrük’ün baş edebileceğinden oldukça fazla bir yoğunluktaydı. Enine, çizgiye basarak iyi genişlediler. Pirlo da savunmayı merkeze toplayıp rakibi kanada yönlendirdi. Ev sahibi kırmızı karta kadar dengeyi böylece kurabildi. Ancak bundan sonra ev sahibinin bir B planı ortaya koyamadığını söylemek lazım. Torreira-Oliveira bağlantısı Karagümrük için fazla güçlüydü.

Hakem Bahattin Şimşek için çok zor maçtı. Çok uzun süre sonra aldığı, üç büyük takım maçında oldukça tedirgindi. Çok kolay faul düdükleri çaldı. Maç kontrolünü oyunu durdurarak sağlamaya çalıştı. Maç genelinde kart hataları oldu. 28. dakikada Kerem, Braschi’nin ayağına kontrolsüz, çok net bir şekilde basıyor. Burada Kerem’in sarı kart görmesi gerekirdi. Sarı kart çıksa Kerem önümüzdeki hafta derbide cezalı duruma düşecekti. 30'da Adnan’ın, Torreira’ya faulünde önce sarı kart çıktı. Sınırları zorlayan bir hareketti. Ben bu tarz pozisyonlara sporcu sağlığı için kırmızı çıkması gerektiğini düşünenlerdenim. 52'de Galatasaray’ın golü VAR müdahalesi sonucu iptal edildi. Galatasaraylı oyuncunun kalecinin eline bir teması var. Bu temasın kaleciyi etkileyip etkilemediği hakem taktiri. Dolayısıyla bu pozisyonu da hakem görüp değerlendirse; hangi kararı verse de desteklerdim.

G.Saray nefeslendi… Kötü oynadığı, temposu çok düşük, fazlaca pas hatası yapılan ilk yarıdan sonra çok iyi bir 2. yarı oynayan G.Saray, belki de Karagümrük karşısında tarihi farkı kaçırdı. İlk yarıya bakıyoruz, kimin ne yaptığı belli değil. Emekliler gibi düşük tempoda oynuyorlar, paslar yerini bulmuyor… Ceza alanına girmelerine rağmen büyük umutlarla alınmış İcardi'yi bir türlü topla buluşturamadılar. Karagümrük ise kapandı ve savunmaya çalıştı. Göbekte toplandılar, G.Saray'ı kanatlara inmeye zorladılar. Aslında ilk yarıda belli oranda da G.Saray'ı durdurmayı başardılar. Ama 2. yarı Karagümrük zannetti ki 'kapanayım, dan-dun vurayım, zaten 10 kişiyim, maçı tutarım.' Ama olmadı. G.Saray önce bir gol attı, sayılmadı. Ardından gol atacağı en son düşünülen isim olan sol bek Emre kafa ile takımını öne geçiriverdi. İkinci yarıya bakıyoruz, neler kaçtı neler! Herkes kaçırdı. Son vuruşlar biraz iyi olsa ya da Karagümrük kalecisi Viviano'nun performansı biraz düşük olsa maç 6-7 farkla biterdi. G.Saray'ın en büyük problemi daha uyumları yok… Tempolu hücum edemiyorlar. Adam eksiltebilecek Kerem gibi, Mertens gibi oyuncuları olmasına rağmen fazla dribblinge girmiyorlar. Hücumun yönünü çabuk değiştiremedikleri için rakip defans tehlikeli olarak yakalanamıyor. Hakemi beğenmedim. Neredeyse tek verdiği doğru karar Karagümrüklü Adnan'a kırmızı karttı. Kasten çok sert şekilde bileğin üstüne basıyor. VAR yardımı ile gelen doğru bir kırmızı kart. G.Saray'ın iptal edilen golü yanlış! VAR yardımı da yanlış, iptali de! Viviano topu kontrol edememiş, top zıplıyor ve kaleye giriyor. Orada Emin'in müdahalesi yok. Olsa bile oyun icabı bir müdahale…

İlk devre için baştan söyleyeyim; izleyen bizler için sıkıcıydı. Belki teknik adamlar için plan, taktik benzeri parametreler açısından elle tutulur bir şeyler bulunabilir ama bu devreyi izleyenler için katlanır kılmaz. Galatasaray daha değerli kadrosuyla topu elinde daha tutmuş olsa da işlevsel değildi ilk devre. Birkaç atak vardı ki, kendi kendine sonlandı. Çünkü takımın saha içi davranışı antrenman yapmış değil de oyuncuların doğaçlamasına kalmış gibiydi. Karagümrük ise daha acıklı durumdaydı. Zor bela öne çıktığı anları da Caner Erkin’in orta sevdasıyla 'karşı atağa' kurban ettiler. Hatta öyle ki, hakeme itiraz etmeye çalıştığı anda yaptığı gelişi güzel vuruş neredeyse kalelerinde gol olacaktı!