Daha önce de "Doğudan Batıya Bilimin Öncüleri" adlı bir sergi hazırladıkları sırada Cezeri ile tanışan Mehmed Ali Çalışkan ve Ahmet Selami Çalışkan sergiye ilişkin açıklama yaptı.Çalışkan, daha sonra mühendis babası Durmuş Çalışkan'ın vasıtasıyla Cezeri'nin "Kitab-ül Hiyel" adlı eserini tercüme ettirerek, kapsamlı bir akademik çalışma yaptıklarını anlattı. "İstanbul Cezeri Müzesi" girişimi hikayesinin de babasına dayandığına işaret eden Çalışkan, "Babamın geçen yıl mart ayında vefatından sonra yaklaşık 1 sene içinde hızlı bir çalışmayla 3 kardeş sergiyi hazırlamış olduk." dedi. Çalışkan, serginin çok yönlü ve çok katmanlı bir hikaye olarak tasarlandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Babam, vefatından önce Cezeri'nin 3-4 makinesini üretmişti. Biz de son bir sene içerisinde babamın projelerini kullanarak bu sayıyı artırdık. Öte yandan sergide mekanik tarihin genel bir hikayesi anlatılıyor. Aslında iki hikaye var. Birincisi, tekerlekten buhar makinesine kadar merkeze Cezeri'yi koyarak mekanik tarihin hikayesi anlatılıyor. İkincisi ise arka tarafta yaşadığımız değişimler, su saatleri, mekanik saatler gibi zamanın hikayesi anlatılıyor. Ayrıca dönemin tarih, sanat ve bilim alanındaki materyalleriyle de sergi destekleniyor."
'Bir ilham merkezi olacak şekilde tasarladık'
Serginin özellikle eğitim çağındaki çocuklara bir ilham kaynağı olmasını amaçladıklarının altını çizen Mehmed Ali Çalışkan, "Sergiyi bir ilham merkezi olacak şekilde tasarladık. Sergi, İstanbul Cezeri Müzesi ismi altında yapılıyor. Bu sırada müzemiz için de hazırlıklar yapılıyor. Bu sergilerle materyal biriktirmiş oluyoruz. İnşallah gücümüz yeterse orta vadede sabit bir mekanda İstanbul Cezeri Müzesi'ni kalıcı hale getirmeyi planlıyoruz. " diye konuştu.
Çalışkan, Cezeri'nin yaşamı boyunca 50'nin üzerinde alet tasarladığını söyleyerek, şu bilgileri verdi:
"Bu sergilerden sonra (yapmayı planladığımız) Cezeri'den önceki mekanisyenler ile Cezeri'den sonra mesela önemli Takiyüddin'in aletleri var. Burada 60 eserlik bir koleksiyon var ama Cezeri'nin yapmadığımız diğer eserlerini eklersek, önümüzdeki sergi 100 eserlik olacak. Daha sonra (bu çalışmanın) 200, 300 eserin yer aldığı dev bir müzeye dönüşmesini öngörüyoruz."
Cezeri'nin zaman ölçmeye önem verdiğine ifade eden Çalışkan, "Dolayısıyla serginin büyük bir kısmını Cezeri'nin saatlerine ayırdık. Su saatleri içerisinde en meşhur çalışması filli su saatidir. Aşınabilir bir saat ve sanatsal özellikleri çok ileri derecede. Fakat Cezeri'nin daha az bilinen ama ustalık eseri olan tüm mekanik bilgisini konuşturduğu saati ise anıt su saati ya da astronomik su saatidir. 4 metre boyutunda olan bu alet sergimizin en büyük salonunda. Ziyaretçiler bu saati dünyanın başka bir yerinde göremezler." dedi.
'SERGİYİ EYLÜL AYINDA ANKARA'DA AÇACAĞIZ'
İstanbul Cezeri Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Selami Çalışkan da serginin 4 ay boyunca görülebileceğini aktararak, şunları anlattı:
"Babam Kitab-ül Hiyel'i çalışırken, İhsan Fazlıoğlu hocamızın tercümesinden istifade etmişti. O çalışma esnasında Cezeri'nin makinelerinin projelendirmesi ile günümüz mekanik ve fizik bilgisi doğrultusunda hesaplamalarını da yapmıştı. Bunlardan ürettiği projeler halihazırda vardı ve biz bu projelerden yola çıkarak aletlerin imal edilmesini sağladık. Mümkün olduğu kadar Cezeri'nin kendi dönemindeki usuller de dikkate alınarak bu aletlerin imalatı gerçekleştirildi."