Hekim Meclisi toplanıyor

Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Sağlıkta Dönüşüm Programının hekimleri ezdiğini ve hekime şiddetin arttığını belirterek çözüm arayışında bulunacakları 'Hekim Meclisi' toplantısına tüm hekimleri davet ederek çözüm arayacaklarını söyledi.

22 Eylül 2012 Cumartesi günü Saat: 13.00 da Adana Hekimevi’nde yapılacak toplantıya Hekim Meclisine seçilmiş olsun olmasın tüm hekimlerin katılmasını beklediğini açıklayan Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten,"Adana-Osmaniye Tabip Odası olarak özel, kamu, üniversite ve ASM'lerde yaptığımız görüşmeler ve seçimler sonucunda oluşturduğumuz hekim meclisinin ilk toplantısını yapacağız. Hekim meclisi kendi içerisinden seçeceği yürütme kurulu ile birlikte çalışmalarına devam edecek. Hekim meclisinin ilk toplantısında başta şiddet olmak üzere, meslektaşlarımızın ve hekimlik mesleğinin sorunları konuşacağız, tartışacağız, sorunlarımıza yönelik çözüm önerileri aranacaktır" dedi.

HEKİMLER ŞİKÂYET VE ŞİDDETE DAHA ÇOK MARUZ KALIYOR

2002 yılından bu yana uygulanan politikaların sonucu olarak Türkiye sağlık ortamı ve hekimlik çok önemli bir eşiğe geldiğini belirten Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten,"Son olarak çıkarılan 663 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile sağlıkta dönüşüm programı tamamlanmıştır. Tüm bu uygulamalar çıkarılan yasa ve

yönetmelikler hekimlerin üzerine basılarak yapılmıştır. En önemli sorunumuz olan şiddet ve şikâyet hala devam etmektedir. Meslektaşımız Ersin Arslan'ın öldürülmesinden sonra somut adımlar atılmamış. Sağlıkta şiddet konulu meclis araştırma komisyonu ise henüz toplanmamıştır. Sağlık sisteminin her geçen gün daha iyi olduğunu savunanlara karşılık, bu sağlık hizmetini veren hekimler her geçen gün şikayet ve şiddete daha da fazla maruz kalmaktadır” şeklinde konuştu.

Dr. Ali İhsan Ökten hekimlerin yaşadığı sıkıntıları şöyle sıraladı:

*Birinci basamak özelleştirilmiş, Sağlık Ocakları kapatılarak Aile Hekimliği sistemine geçilmiştir. Aile Hekimleri her geçen gün üzerlerine eklenen ağır bürokratik iş yükü altında ezilmekteyken şimdi de hastanelerde nöbet tutturulmaya başlanmıştır.

*İşyeri Hekimleri, taşeron şirketler üzerinden, iş güvencesiz ve düşük ücretlerle çalıştırılmaya zorlanmıştır.

*Toplum Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekimler ise hangi gün nerede görevlendirileceklerini bilmeden çalışmaktadırlar.

*112 ve Acil Servis hekimlerinin sayıları azaldığı için iş yoğunlukları daha da artmış, şiddete daha fazla maruz kalmaya başlamışlardır.

*Kamu hastaneleri; SSK, kurumsal yapısı ve hastaneleriyle birlikte tasfiye edilmiştir. Kamu hastanelerinde tam gün çalışmaya geçilerek hekimlerin muayenehane veya başka bir hastanede çalışma özgürlükleri ellerinden alınmış, emekliliğe yansımayan döner sermaye ve performansa bağlı ek ödeme ve taşeronlaştırmaya geçilmiştir.

*Tıp Fakültelerinde performans uygulaması nedeni ile bilimsel araştırma ve eğitim ikinci plana itilmiş, muayenehanesi olan öğretim üyelerinin öğrenci ve asistan yetiştirmesi, hasta bakması, ameliyat yapması ve her şeyden önemlisi bilimsel çalışma yapması engellenmiştir.

* Özel hastane sayısında patlama olmuş ancak oralarda hekimlerin özlük ve ekonomik haklarını hiç bir anlamda yasal olarak güvence altına alacak çalışma yapılmamıştır. Hekim arkadaşlarımızın her geçen gün ekonomik ve özlük hakları kesintiye uğramaktadır.

*Asistan Hekimler, günümüzde yeterli uzmanlık eğitimi alamamaktadır.

*Emekli Hekimler, yıllarca çalışmalarının verdiği yorgunluğu dinlenerek geçirmek yerine emekli maaşlarının azlığı nedeniyle eskisinden de fazla çalışmak zorunda bırakılmışlardır.

Tüm bu uygulamalar hekimler ve sağlık çalışanları açısından, yarınları bilinmez bir hale getirmiştir. Toplumsal yaşamda ki bu belirsizlik, geleceğe yönelik güvensizlik, artan şikayet ve şiddet, antidemokratik uygulamalar ve korkular endişelerimizi daha da arttırmaktadır. Hekimler, çaresiz, yarın ne olacağını bilmeden yaşamlarına ilişkin

yeni belirlemeler yapmaya çalışmaktadırlar.