Aslında her şey, Kraliçe II. Elizabeth’in renk paletinden kırmızıyı itinayla çıkarışıyla başladı. Ona göre bu renk tırnaklarda fazlasıyla dikkat çekici, neredeyse gereksiz bir cüretin sembolüydü.
Kraliçe, saray kadınlarının ellerindeki zarafeti ten rengine karışan o belli belirsiz ‘nude’ tonlarında bulmuştu. Ailenin kadınları da yıllar boyu bu sessiz kurala uydular. Pek tabii Kraliyet’in güzide gelini Kate Middleton da… On yıldan uzun süre boyunca tırnaklarında neredeyse görünmeyen bir sadelik taşıdı. Kırmızı ojeye sadece ayak maniküründe, o da birkaç özel gecede cesaret edebildi.
Sonrasında Kraliçe bu dünyadan göçüp gitti. 2023 yılının Nisan ayında Kate Middleton bir sabah o bilinen nötr tonları geride bırakıp, Kraliyet kurallarının susturduğu rengi tırnaklarına sürdü: Evet, Kırmızı.
Bu kırmızı ne sadece bir moda tercihi ne de baharın coşkusuna eşlik eden rastgele bir tondu. Bu, aynı zamanda bir dönemin bitişinin işaretiydi. Kraliçe II. Elizabeth’in gölgesi yavaşça geride kalırken, Kate de yeni bir çağın başladığını ilan etti. Charles’ın hükümdarlığında daha esnek, daha modern bir Kraliyet’in mümkün olabileceğini fısıldadı o tırnaklardan. Belki... Ya da sadece güzel hissetmek istedi.
Ama Kate’in manikürüne bakan gözler için başka bir yankı daha vardı o renkte: Diana. O cesur kırmızı, 1994’te, Lady Diana’nın giydiği meşhur “İntikam Elbisesi”yle tamamladığı görünümde de vardı. O gece, Charles’ın sadakatsizliğinin ardından bütün dünyanın gözü önünde kırmızı ojesiyle yürüyen bir kadındı Diana. Acısını saklamıyor, suskunluğunu kırmızıyla dillendiriyordu.
Belki Catherine de kırmızıyla bir selam gönderdi ona. Belki bu bir başkaldırı değil, bir bağ kurma arzusuydu. Sessizce, zarifçe…
Zira kraliyet protokolleri arasında bile bazen büyük sözler küçük detaylarda saklıdır. Ve bazen, yalnızca bir oje rengiyle tarih yeniden yazılmaya başlar.
markasıdır.
Haber Gönder
