UEFA'ya konuşan Lucescu, farklı ülkelerde çalıştığı dönemlerde tüm oyuncularının davranışlarında ve eğitimlerinde ortak nokta bulmalarını sağlamaya çalıştığını belirterek, "Oyuncular çevrelerindeki insanlara saygı göstermeleri gerektiğini bilmeliler. Bu benim için çok önemlidir; özellikle çok sayıda genç oyuncu ile çalıştığım için. En büyük gururum, birçoğunu belli bir davranışa getirmeyi başardığım, profesyonellikle başkalarını etkilemelerini sağladığım ve onları büyük takımlar için oynarken gördüğüm gerçeğiydi" dedi.
Kariyeri boyunca oyunculardan genç kalmayı öğrendiğine dikkati çeken Lucescu, "30-31 yaşlarımdan bu yana çok sayıda genç oyuncu ile çalışarak bu genç ruhu davranışımda tutmayı başardım. Beni bu şekilde davranmaya zorladılar ve yaşamak, oynamak için neşe ve zevk verdiler. Bana çok şey kattılar. Gençler hayatın sevincini her açıdan kapsar. Beni bu gençlikte ve iyimserlikte tutmayı başardılar." ifadelerini kullandı.
Farklı ülkelerin yapısına uyum sağlamasına değinen Mircea Lucescu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm geçişler zordu. Çünkü günün sonunda, tüm bu ülkelerde yabancısınız, ve takdir edilmek ve kabul edilmek için iyi sonuçlar elde etmelisiniz. Onlara takdir edilmeye değer olduğunuzu kanıtlamanız gerekiyor. Her ülkenin yaşam koşullarına, kültürüne uyum sağlamaya çalıştım. Hiç kimse bir şeyleri değiştiremediği için insanların uyum sağlaması gerekir, ben de bunu zevk, ilgi, merak ve aktif bir şekilde her zaman yaptım. Bu yüzden çalıştığım ülkelerden herhangi birinin koşullarına uyum sağlamam gerçekten zor değildi. Her oyuncuyla kendi dilinde anlaşmak için konuşmak önemlidir."
"Oyuncularımla iyi ve yakın ilişki kurmak istedim"
Yaşam tarzının kendisini farklı diller öğrenmeye zorladığını anlatan Lucescu, şunları kaydetti:
"Oyuncularımla iyi ve yakın bir ilişki kurmak istedim. Anlaşıldığımı hissetmedikçe sonuç alamayacağımı düşünmüştüm. Kendinizi açıklayamadığınız zaman, istediğiniz sonuçları elde etme şansınız kalmaz, elinizdeki oyuncuyu daha iyi bir oyuncuya dönüştüremezsiniz. Kendi dilinde, evet. Kesinlikle önemlidir. Birçok oyuncu bugün çok zekidir ve futbolcu işinin çok önemli olduğunu ve oyun alanındaki faaliyetin ötesinde bir katılımı gerektirdiğini anlıyor. Oyuncudan gelen bu kararlılığın kendisinin etrafındaki oyuncular ve hocasının tarafından anlaşılmasının yollarını bulması gerekir. Bu nedenle birçok oyuncu oynamakta oldukları ülkenin dilini oldukça hızlı bir şekilde öğrenmektedir ve bu oyuncularla çalışmak daima kolaydır."
UEFA'nın Equal Game (Eşit Oyun) kampanyasını değerlendiren Lucescu, "Bence Equal Game mükemmel bir şey. Dediğim gibi, toplumun daha bencil, daha bireysel, daha kişisel kazanç odaklı olduğu zamanlarda Equal Game, futbol oyununun yarattığı o özel duygusal anları bulmak için ve futbol sahasında çocukluk mutluluğunun bulunmasının ne kadar gerekli olduğunu bize hatırlatıyor. Bence olağanüstü bir şey." diye konuştu.