Tarkan deyince, aklımıza sadece kıpır kıpır şarkılar, renkli klipler ya da sahnedeki enerjisi gelmiyor artık. Yıllar içinde büyüyen, olgunlaşan ve daha içe dönük bir Tarkan var karşımızda. Kimi zaman birkaç fotoğraf, kimi zaman bir konser videosu... Ama hepsinde o tanıdık samimiyet hep aynı.
O artık sadece bir “pop yıldızı” değil. Hangi yaşta olursa olsun, milyonlarca insanın kalbinde aynı hissi uyandıran bir figür. Biraz nostalji, biraz hüzün, biraz umut...
Özellikle baba olduktan sonra daha da sadeleşti sanki. Daha sakin, daha uzak ama bir o kadar da bizden. Kızıyla ilgili paylaştığı birkaç kare bile, onun içindeki huzuru hissettirmeye yetiyor. Gösterişten uzak ama her haliyle güçlü bir Tarkan bu. Ve belki de onu bu kadar kalıcı yapan şey de tam olarak bu: Her haline inanabiliyoruz.
Arada bir toplumsal konulara sessizce ama etkili şekilde dokunduğunda, bu sadece bir ünlünün açıklaması gibi gelmiyor insana. Çünkü onun sözleri bir basın bülteninden değil, içten gelen bir yerden çıkıyor gibi. Ne gereksiz çıkışlar, ne kışkırtıcı söylemler... Sakin ama kararlı bir çizgide yürüyor. Ve bu da onu başka bir yere koyuyor.
Evet, uzun zamandır yeni bir albüm yok. Ama ben bazen düşünüyorum, acaba biz gerçekten yeni bir şarkı mı bekliyoruz, yoksa o eski yaz akşamlarını, gençliğimizin hafifliğini mi? Onun sesinde bir dönem var çünkü. O yüzden her “yeni şarkı ne zaman?” sorusu aslında biraz da “o günler geri gelir mi?” demek.
Tarkan konuşmasa bile gündem olabiliyor. O yüzden onun sessizliği bile bir şey anlatıyor bize. Belki de en çok da bu yüzden hâlâ bu kadar önemli. Çünkü o susarken bile, bir yerlerde onun bir şarkısı hâlâ çalmaya devam ediyor.