BİZE ULAŞIN
Genel seçimler geride kaldı ancak futbol dünyası yeni bir heyecanın kapısını araladı. 29 Haziran'da yapılacak genel kurulda başkanlığa aday olacak Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, öncelikli projesinin Milli Takım'ı istenen düzeye getirmek olduğunu söyledi.
[**MYNETSPOR'U FACEBOOK'TAN TAKİP EDİN
**](http://www.facebook.com/spormynet)
Yeniçağ Gazetesi'nden Arif Cevizci'nin haberine göre; Guus Hiddink ile ilgili tartışmalarda taraf olmayan Atalay, bundan sonraki süreçte milli takımı bir Türk hocanın çalıştırması gerektiğini belirtti. Yabancı hocaya değil, milli takımı yabancı hocanın çalıştırmasına karşı olduğunu ifade eden Mehmet Atalay, "Ülkemizde başarılı ve dünya çapında hocalarımız var. Onları pazarlamamız lazım. Mourinho'dan da, Hiddink'ten de başarılı olacaklarına inanıyorum. İşlerini, ülkelerini seviyorlar. Kesinlikle bu isimlere sahip çıkmamız lazım. Elbette yabancı hocaların bir katkısı oldu. Derwall ve Piontek güzel işler yaptı. Bu hocalar yerlerinde iki yerli bıraktı ama Denizli ve Terim kimseyi yetiştirmedi" dedi.
"YÖNETİCİ OBJEKTİF OLMALI"
"Yerli hocaların alternatiflerini mutlaka yetiştirmeleri, makam kıskançlığı yapmamaları lazım. Ben yeterince yetişmiş yerli hocamız olduğunu düşünüyorum. Milli takıma Türk yakışır. Yılmaz Vural hoca da olur, Ertuğrul Sağlam da... Ertuğrul Sağlam çok güzel bir insan. Bunlar o zaman konuşulacak işler. Milli takım teknik direktörünün kulüp takımı çalıştırmasına sıcak bakmıyorum. Yıpratıcı olur. Daha önce denendi, hocaya da kulübe de zararı oldu. Milli takım hocası paslanmaz. Türkiye'nin her yerini gezmeli, kulüpleri dolaşmalı. Bana en çok 'takım tutuyor musunuz?' diye soruluyor. Açık söyleyeyim; üst düzey spor yöneticileri objektif olmalı ve kırmızı-beyaz renklerin altında yer almalı."
"PİYASAYI KAPTIRMAYALIM"
"İçeride sıkıntılarla uğraşmaktan bizden teknik direktör isteyen kulüplere hoca yollayamadık. Afrika'dan, Pakistan'dan istiyorlardı. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü dönemimde Dışişleri Bakanlığı kanalıyla geliyordu yazılar. Biz de Futbol Federasyonu'na yolluyorduk. Federasyon hain miydi, değil di tabii. Federasyon teklif ediyordu hocaya gitmiyordu. Mesala Sudan'ın vereceği maaş 2 bin 500 dolar. Hoca 'Nasıl gideyim' diyor. Ben olsam üstünü tamamlarım. Sadece Türkiye'yi dünyaya tanıtmak için Türkiye'yi dünyaya tanıtmak için uğraşan lobiler var. Onların bütçesinden de yararlanarak hocanızı Sudan'a yollarsanız, Kuveyt'e, Pakistan'a yollarsanız orayı Brezilya'nın veya başka bir ülkenin ele geçirmesini engellersiniz. Bizim hocalarımız tanınıyor mu, tanınıyor. Fatih Terim kim? Milan'ı çalıştırdı. Şenol Güneş dünya üçüncüsü yaptımı, yaptı. Mustafa Denizli çok başarılı oldu mu, oldu. Yolla dışarıya..."
Koltuğu bırakırım; adaleti asla...
Kaliteli yabancıya eyvallah...
Gençlerimizin önü açılmalı...
Köy ve mahalle ligleri kurulacak...
Hedef 5 milyon lisanslı sporcu...
Milli takıma Türk teknik adam...
2006 Dünya Kupası'nı almalıyız...
DEĞİŞİM İÇİN FELSEFİ OPERASYON
"Sporda şiddeti önleyeceğiz. Bunlar zor şeyler değil, her şey istemek ve inanmakla başarılır. Devletin bütün birimleriyle koordineli çalışacaksınız, çifte standardı kaldıracaksınız, cezayı hak edeninin gözünün yaşına bakmayacaksınız. Şiddet Yasası'nı temiz bir spor için çıkardık. Uygulamak da, takipçisi olmak da her kurumun görevi. Ben davet edildiğim için göreve talibim. Yoksa kendi başıma talip olmadım. Delegelerden gelen telkinler oldu. Delegeler kimi istiyorlarsa seçsin. Artık bir şeyler değişmeli. Kim olursa olsun, siz adaleti herkese eşit uygulamak zorundasınız. İnsanlar baktıklarında 'Ne olursa olsun bu bizi satmaz, arkamızdan vurmaz, hançerlemez. Sesi gür çıkanlarla değil, hepimizle eşit oranda ilgileniyor' diyebilmeli. Federasyon başkanı ne olursa olsun çifte standardın önüne geçmeli. Baskıya boğğun eğmeden otoritesini zaafa uğratmamalı. Canı yanacak takımlar da olacak. Ama önemli olan hep aynı takımın canının yanmaması. Bütün bunlar için büyük bir felsefi operasyon şart."
"YABANCIYA CİDDİ KRİTERLER GETİRİLMELİ"
Futbol Federasyonu Başkanlığı adaylarından Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, kaliteli yabancı oyuncuya yönelme olursa 6+2+2'ye ihtiyaç duyulmayacağını belirtti. Mehmet Atalay sözlerini şöyle sürdürdü: "Kriterleriniz olur. Yabancıları UEFA'da sıralamada iyi durumda olan ülkelerden alırsınız, yaş sınırlaması koyarsınız. Yaş, millilik sayısı gibi... Böylece çok kaliteli sporcular gelir. Sınırlı mı, sınırsız mı, bunlar konuşulur."
"GENÇLERİMİZİ UNUTMAYACAĞIZ"
"Ama kendi gençlerimiz de hayat hakkı bulmalı. Şu an ben yabancı sayısını çok görüyorum. İyi kullanılmıyor. Yaşlı futbolcuların emekliliklerini geçirmey yeri gibi oldu burası. Milyon eurolarımızın gitmesi de cabası. Yazık değil mi? Getir kaliteli genç yıldızları eyvallah. Kalitesiz yabancı hayranlığı mutlaka bitmeli. Futbolda alt yapıya önem vereceğiz. Bugün Real Madrid kulübünde 3 Türk oyuncumuz var ama bunları biz yetiştirmedik. Almanya'da yetiştiler. Daha ilkokul çağlarında eğitilmeye başlandılar. Türk gençleri her türlü spora yatkın, yeter ki eğitim verilsin. Ne derler 'Ağaç yaşken eğilir.' biz de onları okullarda eğitmeye başlayacağız. bu konuda projelerimiz hazır. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapacağız. Biz yetiştireceğiz, bizden yurt dışına gidecekler. Böylelikle yurt dışından futbolcu getirilmesinin de önüne geçmiş olacağız. Bugün Brezilya'da kaç yabancı futbolcu oynuyor? Yok denecek kadar az. Neden? Çünkü kendileri yetiştiriyor. Biz de o seviyelere gelmek zorundayız."
"DÜNYA BİZİ KONUŞACAK"
"Köy ve mahalle ligleri planlıyoruz. Gençleri ortalama 30 maç oynayacakları ortamlara kavuşturmak istiyoruz. 5 milyon lisanslı futbolcu hedefliyoruz. Bu milli takımlara da daha çok tercih şansı verecek. Okul spor kulüplerinin etkin olabilmesi için beden eğitimi dersleri en az dörde çıkmalı. Spor kültürü, fair-play, şampiyon sporcuların öğretileceği bir ders de koyulmasını sağlayacağız. Türkiye, bir Avrupa Futbol Şampiyonası ve dünya Kupası organize etmeli. Euro 2020'ye aday olmamız ve mutlaka Türkiye'ye getirmemiz lazım. 2026 Dünya Kupası'na da ülkemize kazandırmamız lazım. Biz Türkiye'yiz, bizim bu potansiyelimiz var. Tesislerimiz var, bilgimiz, görgümüz, yüreğimiz var."
