Gazeteci-yazar Orhan Miroğlu, Fransa'da aralarında PKK'nın kurucularından Sakine Cansız'ın da bulunduğu 3 Kürt kadının Paris'teki Kürt Enstitüsü'nde öldürülmesinin örgüt içi infaz gibi görünmediğini söyledi. Eylemin Kürt kurumlarının Öcalan'ın yanında durmasını engellemek ve Kürt siyasi aktörlerin susmasını hedeflemek gibi bir amaçla işlendiğini belirten Miroğlu, "Bundan sonra Kürt siyasi aktörleri, barış adına bir şey söylemesi mümkün olan bütün Kürt siyasi aktörleri Avrupa'da olsun Türkiye'de olsun bu cinayetlerin hedefinde olacaklardır." dedi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan Orhan Miroğlu, Fransa'daki olay için iç infaz denmesinin henüz erken olduğunu ifade etti. Olayı klasik PKK'nın geçmişteki iç infazları gibi görmediğini vurgulayan Miroğlu, şöyle devam etti: "İç infazlar niye oluyordu; hatırlayalım. 2005 yılında savaş kararı alındı. Bu karara muhalefet edenler, infaz edildi. 90'lı yıllarda çatışmalara 'dur' denmesi gerektiğini, PKK'nın silah meselesini bir yana atması gerektiğini söyleyen Mehmet Şener gibiler öldürüldü. Bunun için bir gerekçe vardı ama burada bir iç muhalefet üzerine gerçekleşmiş bir cinayet söz konusu değil. Bir tek sebebi var: Öcalan'ın pozisyonunu zayıflatmak ve Kürt kurumlarının Öcalan'ın yanında durmasını engellemek. Bu tartışma yeni başladı. Süreci zora sokmayacak olan nedir; Kürt kurumların Öcalan'ın yanında durmasıdır. Bu eylem, bu kurumların Öcalan'ın yanında durmasını engellemek ve Kürt siyasi aktörlerin susmasını hedeflemek gibi bir amaçla işlenmiş görünüyor."
"BUNA BENZER CİNAYETLERİ DİYARBAKIR'DA, İSTANBUL'DA, ANKARA'DA GÖREBİLİRİZ"
"Bu kabiliyeti Paris gibi bir yerde kim gösterebilir; tabi ki PKK ile ilişkili Kürt meselesiyle ilişkili başta Suriye ve İran olmak üzere uluslararası aktörler ilk sırada sayılabilir." diyen Miroğlu, bu aktörlerin PKK içerisinde uzantılarının olmadığını kimsenin artık bugün düşünmediğini söyledi.
Eylemin gerçekleşme biçimine bakıldığı zaman içeride de bir hayli kolaylaştırıcı iş yapıldığını anlatan Miroğlu, "Kapı içerden açılmış gibi görünüyor, çünkü şifreli bir kapıdan bahsediyoruz. PKK'nın Avrupa'daki en önde gelen üç kişisine yönelik suikast için gidiyorsunuz, bir binaya giriyorsunuz. PKK Avrupa'da bir sürü kendi içinde iç infaz gerçekleştirmiş bir örgüt. Dolayısıyla silahlı bir örgüt. Binada sizin silahlı bir grupla karşı karşıya kalmayacağınızı ya da infaz etmeyi düşündüğünüz insanların üzerinde silah olmadığından emin olmanız lazım. Belli ki oraya gidenler bunlardan gayet emindiler. Hayatını kaybeden üç kadının da silahsız olduğunu çok iyi biliyorlardı. Güçlü bir istihbarat elde etmiş gibi görünüyorlar. Bunun tek bir amacı var: Sürecin önüne geçmek." diye konuştu.
Çok güçlü parametreleri olan bir süreçten bahsedildiğine dikkat çeken Miroğlu, Öcalan'ın statü talebinden vazgeçtiğini hatırlattı. Bütün bunların barışı istemeyenlerin bir an önce harekete geçmesini kolaylaştırdığını belirten Miroğlu, şöyle devam etti: "Tartışmayı daha başından barış değil savaş isteyenlerin meyline sürecek bir ortam içinde yaşanmasını mümkün kılan bir eylem olarak görülüyor. Bundan sonra Kürt siyasi aktörleri, barış adına bir şey söylemesi mümkün olan bütün Kürt siyasi aktörleri Avrupa'da olsun Türkiye'de olsun bu cinayetlerin hedefinde olacaklardır. Buna benzer cinayetleri Brüksel çevrelerinde de rastlayabiliriz; Diyarbakır'da da, Ankara'da da, İstanbul'da da görebiliriz. Hiç temenni etmem böyle olmasını ama belli ki Kürt toplumunu temsil ettiğini söyleyen kurumların, barışa dair herhangi bir kanaat geliştirmeleri ve Öcalan'ın arkasında durmaları istenmiyor. Tek sebep bu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz