Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD), Galatasaray ile ilgili sarf ettiği küfürlü söz nedeniyle gündeme gelen Ercan Saatçi ile ilgili açıklama yaptı.
TSYD'den yapılan açıklama şöyle:
Son günlerde Ercan Saatçi ile ilgili gelişme gündemde önemli bir yer tutmakta ve buna bağlı olarak da 'TSYD şunu yapmalı bunu yapmalı' türünden tepkiler gelmektedir. Bu nedenle aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.
Buna göre:
1- Ercan Saatçi TSYD üyesi değildir. Bunun için kendisine herhangi bir yaptırım uygulama imkanına sahip değiliz.
2- TSYD daha önce Ercan Saatçi'yi spor gazetecisi olarak da görmediğini bildirmiş, buna karşın bir büyük gazetenin spor sayfasında yazma şansını bulmasının önemini vurgulayıp bunu meslek ilkelerine uygun biçimde değerlendirme uyarı ve önerisinde bulunmuştur.
3- Saatçi'nin üyemiz olan bir spor yazarı arkadaşımızla ilgili yazısı nedeniyle, yazılı olarak uyarılması da yönetim kurulumuzca kararlaştırılmış ve bu yapılmıştır.
4- Ercan Saatçi'nin elbette ki son derece üzücü ve tepkilere yol açan eylemi, bugünün olayı değildir; birkaç yıl önce olmuş, o zaman da meydana çıkmış ve gerekli tepki gösterilmiştir.
5- Bu olay, bir yayın öncesinde gizlice denilebilecek kayıtla ortaya çıkan bir durumdur. İki arkadaşın kendi aralarındaki konuşmaları ne kadar çirkin, yersiz ve yakışıksız olursa olsun buna herhangi bir kurum ve kuruluşun yapabileceği birşey yoktur.
6- Ercan Saatçi ve olayın içindeki öteki kişi, başta Galatasaraylılar olmak üzere kamuoyu tarafından kınanmış ve kınanmaktadır. Bu olayda en geçerli olabilecek tepki biçimi de budur. Daha fazlasını yapmak da yine bu kesimlerin bileceği bir iştir.
7- Ayrıca kendisi de bu konuyla ilgili olarak üzüntüsünü bildiren ve özür dileyen bir yazı yayınlamıştır.
8- Tekrar etmekte yarar görüyoruz ki TSYD'nin buna benzer durumlar dahil olmak üzere mesleğimizle ilgili her türlü gelişmede duyarlılığı açık ve kesindir. Bunu sınamaya ya da yargılamaya çalışmak kimsenin haddine değildir.
9- Durumun bu bilgiler ışığında değerlendirilmesini rica ederiz.
ERCAN SAATÇİ ÖZÜR DİLEDİ
FB TV için 3 yıl önce yapılan bir çekimin kayıtlarında G.Saray'a küfür ettiği ortaya çıkan Ercan Saatçi, bugünkü yazısında bakın ne yazdı?
İşte Ercan Saatçi'nin bugünkü yazısı:
Develi'nin namusu
Siz hiç bir Fenerbahçe maçı öncesi Develi'ye gittiniz mi?
Maçtan önce Kalamış'a, Develi'ye gitmek bir Kadıköy ritüelidir.
Oradaki taraftarların yiyip içip, birlikte şarkı söylediği atmosferde bulunduysanız, küfürlü tezahüratların bile o atmosferde sırıtmadığını görürsünüz.
Ayrıca kimi ararsanız onu görebilirsiniz Kalamış'ta. Ünlü işadamı, ünlü gazeteci, sanatçı, sporcu, yorumcu, patron.
Hatta Galatasaray taraftarı ünlü bir gazeteciye de, Fenerbahçe formalı bir spor müdürüne de rastlarsınız. Hemen hepsinin, Develi'deki o büyük koroya eşlik ettiğine de şahit olursunuz.
Ama orada olanlar hep orada kalmıştır.
Çünkü bu, Develi'nin ve orada bulunanların namusudur. Hiç kimse telefonunu çıkartıp da 'dur şunu çekeyim belki ileride lazım olur' demez. O samimi ortamın mahremiyetinin ve özel oluşunun farkındadırlar.
Tıpkı Galatasaraylılar'ın gittiği Match Cafe ya da Şamdan'daki gibi.
Tıpkı Beşiktaşlılar'ın gittiği Kazan'daki gibi.
İnanın 'mahremiyet' olmasaydı ne Develi olurdu, ne Match Cafe, ne de Kazan.
Hafta içinde Metin Özülkü'nün Fenerbahçe TV'deki programından kesip biçilen bir bölüm spor kamuoyunun en büyük (!) gündemini oluşturdu. Konuk bendim.
Ama o görüntüleri 'servis edenlerin' yazdığı gibi tarih 25 Ekim 2009 akşamı değildi.
3-4 yıl önce, dostum Metin Özülkü'nün 'evinde' yapılan bir çekimdi.
Çekimi yapan Fenerbahçe TV, montajı yapan da FB TV çalışanlarıydı.Kendimizi güvende hissettiğimiz bir ortamdaydık.
Program başlamadan önce, Metin Özülkü ile ev ortamında tamamen maç geyiği yapmıştık. Ve bize özel, mahrem bir konuşma geçmişti aramızda. İnanın ben de internette görünce hatırladım ve şok oldum...
Bunun telefon dinlemeyle, gizli kamerayla kişilik mahremiyetine tecavüz etmekle hiçbir farkının olmadığını düşünüyorum.
FB TV'ye ait bu görüntüler elbette Galatasaraylılar'ı üzmüş ve kızdırmıştır. Ama bizim o konuşmalarımızın kesinlikle 'aleni' olmadığının, iki arkadaş arasında kayıt dışı bir sohbet olduğunun bilinmesini isterim.
Bu nedenle, bütün samimiyetimle ve açıkca Galatasaray taraftarından özür dilerim.
Ama bir konuyu da üzülerek bildirmeliyim, artık iki arkadaş arasındaki konuşmanın bile 'mahremiyeti' bitmiştir.
Benim üzerimden yapılan bu olay tam anlamıyla, bir özel alan ihlali, mahremiyet ihlali ve bir çeşit telekulak olayıdır. Bütün kalbimle bu durumun beni ve ailemi çok üzdüğünü ama yine de bu olayın bel altı oyunlarının sonu olmasını istediğimi bilmenizi isterim.
Galatasaraylılar beni Fenerbahçeli olduğum için eleştiriyorlar ama bu görüntülerin de Fenerbahçe TV den sızdığını hatırlatmak isterim..
Şimdi bütün takımların taraftarlarına sormak istiyorum;
Ve taraftar delikanlılığınıza güvenerek soruyorum;
Siz hiç mi bir arkadaşınızla size özel bir kızdırmaca yaşamadınız, rakip takım ile ilgili müstehcen bir yorumda bulunmadınız?
Sevgili Galatasaraylı Hasan Cemal Ağabey,
Sen hiç bir arkadaş ortamında Fenerbahçe'ye küfür etmedim diyebilir misin?
Ya da Fanatik gazetesinin müdürü Fenerbahçeli Necil Ülgen?
Beni sevmediğini söyleyen sevgili Oray Eğin, yakın bir arkadaşınla müstesna ve özel bir konuşmanı internette görmek hoşuna gider miydi?
Mehmet Yakup Yılmaz ağabeyim, sen hiç Galatasaraylı bir arkadaşını kızdırmak için küfretmediğini söyleyebilir misin?
Sevgili Fatih Altaylı. Sen Fenerbahçe'ye olan hislerini bir arkadaş ortamında hiç açığa vurmadın mı?
Ya sen Mehmet Ali Birand Ağabeyim. Bir yemekte Fenerbahçeli bir arkadaşını böyle kızdırmadın mı hiç?
Sayın Başkan Aziz Yıldırım, Sayın Başkan Adnan Polat, Murat Özaydınlı, Mahmut Uslu, Haldun Üstünel. Ya sizler?
Rakip takım taraftarı arkadaşlarınızı kızdırmak için ya da aynı takımı tuttuğunuz bir arkadaşınızla sevincinizi paylaşmak için buna benzer bir SMS bile çekmediniz mi?
Cevabınız hayır ise, bütün taşları benim kafama atın razıyım.
Ama değilse.
O zaman bir balans da mahremiyeti önemsemeyenlere çekin.
Çekin ki, herbirimizin mahrem anları böyle internetler de, gazete sayfalarında dolaşmasın, en azından bazı anlar mahrem kalabilsin.