Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Socrates dergisine verdiği röportajda, siyaset gündemine ilişkin çarpıcı yorumlar yaptı.
Türkiye'deki sağ-sol ayrımının sağlıklı zemine oturmadığını savunan Güneş, "Bu dönemlerde ben sağ-sol konuşmam. Oyuncuyken de bana “Konuşma!” dediler. Artık bunları daha iyi anlıyorum. Görüşleri bir tarafa sıkıştırmayı doğru bulmuyorum. Biraz serbest, biraz özgür olan hemen solcu konumuna getiriliyor. Az biraz içine kapanan sağcı olarak yorumlanıyor. Doğrudur, dini tarafı olanlardan sağa yakın duranlar var ama artık bu sınıflamalar da menfaat için kullanılıyor. Benim gördüğüm tablo bu" dedi.
"SOSYALİST BİR ADAMIN ADALETİ ÖN PLANDA OLMALI"
'Devrimci insan fakir olur' argümanına karşı olduğunu belirten Güneş, "Sosyalist bir adamın adaleti ön planda olmalı. Öyle düşünüyorsun ama ekonomik durumun iyiyse oradan ahkâm kesiyorsun. O acıyı çekmiyorsun ama akıl veriyorsun... Bu doğru değil. Bir insanın devrimci olması sadece fakirlikten geliyorsa, o düşünce fakirliğidir. Bunu doğru bulmam. Aynı şekilde, hiçbir şey yapmayan ama namaz kılan adamın 'Ben dini vecibelerimi yerine getiriyorum' diye rahat olması da doğru değil" ifadesini kullandı.
"İNANÇ İNSANA AİTTİR, DEVLETE DEĞİL"
Açıklamalarının devamında Gezi olaylarına da değinen Şenol Güneş, şunları söyledi:
"İnançtır, mutlu oluyorsa yapsın. Ama bu insana aittir, devlete değil. Bu konuda üst seviye bir tartışma olduğunu da düşünmüyorum. Din, başörtüsü gibi konularla çok oynanabiliyor. Ben başörtüsüne hiçbir zaman karışmam ama bir simge olarak kullanıldığında karşı çıkarım. Bunun baskı olarak kullanılmasını doğru bulmam. Ona da haksızlık olduğunu düşünüyorum ama bunu kullanma, ülkeye yazık.
"SOLCULUK, SAĞCILIK KAVRAMLARI EROZYONA UĞRADI"
Solculuk, sağcılık gibi kavramlar çok kötü kullanıldı. Erozyona uğradı. Ama günümüz şartlarında siyasal anlamda çok birikimli biri değilim. Gezi olaylarında bir hata yapıldı, bir şeyler karıştırıldı. Genç bir nesil, oraya düşüncesini söylemeye gitti, bir şeyler yapmak istedi. Kimlik arayışındaydı. Ve bu, doğru bir kimlik arayışıydı ama olay siyasi tarafa çekildi. Hükümet onların önünü kesti. Bence o noktada hata yapıldı. O gençlik, fikrini söyleme hakkını kullanmalıydı. Biz futbolcuya “Kafanı kaldır, önünü gör” deriz. Gençliğe ne diyeceğiz? Yine “Kafanı kaldır” dememiz lazım ama sen kafayı bastırıyorsun! Bastırmayla gelişme olur mu?