SPOR

Spor yazarları Konyaspor-Galatasaray maçını değerlendirdi

Spor yazarları Galatasaray'ın deplasmanda Konyaspor'u 2-0 yendiği maçın ardından açıklamalarda bulundu.

Spor yazarları Konyaspor-Galatasaray maçını değerlendirdi

Spor yazarları, Galatasaray'ın 2-0 kazandığı Atiker Konyaspor maçını kaleme aldı.

Yazarların görüşleri şu şekilde:

 

"TUDOR'UN ŞANSI GOMİS" (Erman Toroğlu) - SabahFransız, yaptığı işlerle aldığı parayı çoktan helâl ettirdi. Tudor, Fener'e karşı da 3'lü defans oynasın göreyim! İlk 45 dakika Galatasaray sahada yok. Selçuk İnan, Rodrigues'in oyuna giriyor. Sakatlandı mı çıktı, yoksa Selçuk'u bu tarz seyircisiz bir maçta (gelen seyirci Galatasaray'ın kemik seyircisi değil) oynatıp kazanmak için miydi acaba? Çünkü İgor Tudor'un kalmasında Selçuk'un tavrı vardı. Yani Tudor'un bir vefa borcu mu var Selçuk'a? İkinci yarı Galatasaray'da taşlar yerine oturmaya başladı. Nitekim pozisyonlar da geldi. Ama maçın kırılma noktası olan birinci golün başlangıcı net ofsayt. Ama penaltı pozisyonu net penaltı. Hakeme bu konuda bir şey diyemeyiz.Herkesin kafasında bir Galatasaray- Fenerbahçe maçı var. İnanılır gibi değil. Yahu kardeşim bu takımların bir de bu hafta maçları var. Alınacak 3 puanları var ikisinin de. Galatasaray, sahaya 11 kişi birden yabancı çıktı. Ama yedeklerine bakıyorsunuz sahada 11 yabancı varken yedeklerde bir tek yabancı var. Tudor bir şeyler yapmak istiyor ama halledemiyor, klasiğe dönüyor. Sistemle oynamamalı Üçlü drefans oynamak için arkada oynattığın üç adam hem çok iyi hem de çok çabuk olacak. Dünyada böyle adam çok az. İlk yarıda Konyaspor biraz cesaretli oynayabilse, Galatasaray'ın üstüne birez gidip arkaya top atsalar öne geçmeleri işten değil.Şimdi Tudor'a soruyorum; Bu maç bitti önümüzdeki hafta Fenerbahçe'ye karşı da üçlü defans oynatsana! Boyunun kaç santim olduğunu göreyim. Şansı bu sene Gomis. Şu ana kadar yaptığı mücadele ve yaptığı işlerle aldığı parayı çoktan helâl ettirdi. Artık Galatasaray'ın belli bir futbol şablonu olup böyle oynaması gerekir. Çok anormal maçlar haricinde oyuncun atılır, rakipten oyuncu atılır o zaman sen de sistemini değişteribilirsin. Ama onun haricinde takımla fuzuli oynamayacaksın.Aslında ev sahibi ekip konumundaki Konyaspor'un daha cesaretli oynaması gerekirdi. Özellikle ilk yarıda. İlk yarı iyi maç olmadı. İkinci yarı eh işte... Yani Galatasaray'ın o gösterişli, bol pozisyonlu geçtiğimiz maçları yoktu bu maç. Bunda lider olmanın baskısı da olabilir. Galatasaray maçları kazanırken rakipleri de kaybediyorlar. Bu da onların büyük şansı. Hep böyle gider mi? Futbolda zor. Ama imkansız değil.G.SARAY'IN ŞİFRESİ (Levent Tüzemen) - SabahTudor'un ünlü İtalyan teknik adam Conte'ye hayran olduğunu biliyoruz. Conte, Juventus'ta hocalık yaparken 3'lü savunma uyguluyordu. Tudor da hep "3'lü savunma"yı uygulamak için fırsat kolluyor. Galatasaray 7 maçta 6 galibiyet ve bir beraberlik alırken hep 4-3-2-1 sistemiyle oynadı. Türkiye'nin en iyi savunma yapan takımlarından Konyaspor'a karşı 3-5-2 oynamak Tudor'un yanlış tercihiydi. Hele hele Eze-Fofana gibi iki çabuk ve hızlı hücumcuya karşı 3'lü savunma oynamak Galatasaray kalesinin sık tehlikeler yaşamasına neden oldu. Bir teknik adam maça 3'lü savunma başlayabilir.Ama sistemin işlemediğini görünce insan çark etmez mi? Tudor adına "3'lü savunma olmadı. 4'lü savunmaya dönüyorum" demek ayıp olmamalı. 3'lü savunma yüzünden Fernando orta alandaki etkinliğini kaybedip Maicon-Denayer arasına sıkıştı ve baskı yediği için öne doğru dikine etkili paslar atamadı. Yine 3'lü savunma yüzünden Mariano ile Feghouli ikilisi kanatlardaki etkinliklerini gösteremedi. Konyaspor'un kompakt futbol anlayışı içinde yaptığı kalabalık savunmayı Galatasaray aşamadı. İlk yarıda sadece Feghouli'nin kişisel becerisiyle attığı ve köşeye giden mükemmel şutu kaleci Serkan inanılmaz bir refleksle kurtardı.Belhanda ders almalı Rodrigues'in sakatlanıp çıkması, Selçuk İnan'ın girmesi kötü oyunu iyiye çevirdi. Finlandiya maçında oynadığı dikine futbolla göz dolduran Selçuk aynı performansı Konya'da da sürdürdü. Özellikle Gomis'in ilk golünde attığı uzun topun kalitesi mükemmeldi. Haftalardır gole susayan Gomis'in coşkulu hali Galatasaray'a itici güç oldu. Attığı iki golle de geceye damgasını vurdu. Belhanda'nın da artık Gomis'in bu hırsından bir ders alması gerekir. Çünkü Konya'da etkisiz ve çok top kaybı ile oynadı. Fernando, Galatasaray'ın iyi oyununun şifresidir. Tudor, Brezilyalı yıldızı artık savunma içine sokmamalıdır. Çünkü Fernando top çalan, oyunu geriden iyi gözleyen ve isabetli paslar atabilen bir oyuncu. Savunmaya sırtı dönük oynadığında hem top kaptırıyor hem de o müthiş yeteneklerini kaybediyor...Bu farkı kimse tahmin edemezdi (Rıdvan Dilmen) - SabahGeçen yılın şampiyonu Beşiktaş'ın 8 puan, bir maçı eksik F.Bahçe'nin 11 puan önünde. Herhalde kimse bu puan farkını hayal bile edemezdi. Galatasaray sezonun açılış maçını Kayserispor ile oynadı. Şimdi 8. haftaya baktığımızda geçen yılın şampiyonu Beşiktaş'ın 8 puan önünde, bir maçı eksik Fenerbahçe'nin 11 puan önünde. Herhalde sezon başında kimse 8. haftadan bu kadar büyük puan farkı olacağını hayal bile edemezdi. Galatasaray yeni bir takım, fizik gücü iyi, çok tecrübeli oyuncuları var.Çok coşkulular ve bu sezonu olmazsa olmaz olarak görüyorlar. Bu performans da taraftarı da tribüne çekiyor.Sezon başından beri Galatasaray'ın fikstür avantajı yaşadığı söyleniyor. Ama sen bunu olumluya çeviremezsen fikstürün hiçbir avantajı olmaz. Bu takımın güvene ihtiyacı vardı, onu da buldular. Sezon başında hiç anlaşılmaz bir şekilde Avrupa'dan elendiler. Sonra öyle bir ritim yakaladılar ki orta sahada hangi oyuncunun, Fernando dışında, nerede oynadığını anlamıyoruz. Tolga nerede oynar, Feghouli sağda mı solda mı... Fernando zaten müthiş bir oyuncu...Maçın ilk yarısında pek bir şey yoktu. Sadece bütün lig oynanıp bittiğinde ilk 3'e girecek vuruş ve kurtarış vardı. Feghouli'nin enfes şutunu çıkartabilecek 1-2 kaleci var. Serkan bunu başardı, inanılmaz bir kurtarıştı. Rodrigues'in sakatlanıp çıkmasıyla Selçuk tercihi tartışılır. Ben Selçuk tercihinin Beşiktaş'ın bir önceki gün kaybettiği maçla ilgili olduğunu düşünüyorum. Kazanmak istiyorum ama beraberlik de kötü değil mantığı.İkinci yarıda ise hareketlendiler. Bana göre ilk gol ofsayt, çok az önde gibi gözüküyor. Penaltı için yüzde de 50/50 denebilir. Ali Turan'ın arkadan solla vururken değmiş olma ihtimali yüksek. Gomis iki gol attı bu maçta. İki haftadır gol atmıyordu. İki hafta ara verdim diye uyku falan uyumamış gibi. Özel hoca falan tutmuş tabii.Fransız oyuncunun çok enteresan bir özelliği var. Deparlar atıyor, müthiş mücadele ediyor. Yoruldu, 4-5 dakika kayboluyor diyorsun ama bir bakıyorsun aynen devam ediyor. Galatasaray'ın Konyaspor maçından da çıkaracağı dersler tabii ki var. Ama ligde 8. haftada yakalanan puan farkı sarı-kırmızılı ekip için gerçekten büyük bir avantaj olacaktır.FERNANDO FARKIG.Saray'da Fernando'ya ayrı bir parantez açmak lazım. Oyuna arkadan başlarken takımın silahı, takımın kilit oyuncusu. Ortada yokmuş gibi duruyor ama, çok önemli hep ondan başlıyor. Sarı-kırmızılı takımın yaş ortalaması genç değil, ama çok çabuk adapte olabilecek bir oyuncu grubu var. Bunlara bir mental olarak coşku lazımdı, onu camia sağladı, bir de fizik kalite gerekiyordu, bunu da antrenör sağladı.

Hayal değil gerçek! - Şansal Büyüka (Milliyet)Hayal kurmakta sınır tanımayan bir Galatasaraylı sezon başında Igor Tudor’a gelip, “Sekizinci hafta sonunda Beşiktaş’a sekiz puan fark atarız” dese, Tudor, “Benimle dalga mı geçiyorsun “ diye sille-tokat yanından kovardı.Oysa futbolun rakamlarında hayal yok, gerçeğin ta kendisi var. Igor Tudor ve Galatasaray, sezon başında hayal bile edemeyeceği çarpıcı bir farkı, sıradışı bir gerçeği sekizinci hafta sonunda yakaladı. Üstelik sekiz haftada 8 puan fark attığı takım, son iki yılda futbolun rengini siyah-beyaza çeviren, futbolun her türlü kazanımlarına ipotek koyan Beşiktaş...Ben, bu farkı Beşiktaş’ın özellikle son üç haftada kaybettiği puanlara bağlayanlara katılmam. Bazı haftalar vardır, adına “fırsat” haftaları deriz. Beşiktaş’ın durduğu haftalarda, Galatasaray bu fırsatları avantaja çevirmese, sekizinci hafta sonunda bu hayal bile edilemeyecek fark olur mu? Galatasaray rakiplerinin kaybettiği haftalarda kazanarak bu farkı yakaladı.Galatasaray dün akşam Konya’da kazanırken asla en iyi maçlarından birini oynamadı. Hatta geride kalan diğer maçlara baktığınızda etkisiz maçlarından birini oynadı. Buna rağmen kazanıyorsan, “fırsat” haftasını bu kadar iyi kullanıyorsan, bu elindeki değerli ve kaliteli kadronun eseri demektir.Üstelik hep derler ya, “Milli maç dönüşleri zordur” diye... Bunu Galatasaray’da da çok ciddi biçimde hissettik. Avrupa’nın, hatta dünyanın çeşitli ülkelerine giden Galatasaray’ın milli oyuncuları belli ki Tudor’un taviz vermez antrenmanlarından uzak kalınca olumsuz anlamda etkilendiler.Buna rağmen Gomis’in kişisel çabaları, Konyaspor’un, rakibin gol yollarını kapamasına rağmen, Galatasaray’a galibiyeti  getirmeye yetti. Konyaspor’un baskılı dakikalarında ise Maicon her pozisyonda olması gereken yerdeydi ve iyi müdahaleler yaptı.Galatasaray’ın ilk golünde Gomis ofsayt... Ancak Selçuk’un bütün savunmayı oyundan düşüren pası mükemmel... Selçuk,  Aslantepe’de olsa daha 30. dakikada kenarda ısınabilir miydi, Tudor daha ilk yarı bitmeden  onu oyuna alabilir miydi? Galatasaray Selçuk’u kullanmak zorunda... “Selçuk oynamasın” diye Igor Tudor’a toplumsal bir baskı yaratmak Galatasaray’a yarar değil, zarar getirir.Bütün maç bir yana... Feghouli’nin şutunda kaleci Serkan Kırıntılı’nın fizik kurallarını darmadağın eden uzanışını ve kurtarışını söylemez, hakkını teslim etmezsem vicdan azabı çekerim. Bu kadar Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası izledim, böyle bir kurtarışı pek hatırlamıyorum. Serkan’ın bu kurtarışını, “futbol hafızama” kaydettim, asla unutmam.Sonuç: Galatasaray iyi oynamadı, tamam... Ama sonuç varken iyi oyun hangi Galatasaraylının umurunda... Sekiz puan fark şu demek; rakiplerin her maçı kazanacak, sen iki maç kaybedip, bir maçta da berabere kalacaksın. Kolay mı bu? Ben lig tarihinde yakın zamanda bu kadar kısa sürede bu kadar puan farkına ulaşan bir takım görmedim. Helal olsun...

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler