Tepav Direktörü Güven Sak:

Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı (TEPAV) Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, "Türkiye, yatırımların güvenliği açısından 34., inşaat izinlerinde 148., işe başlama zamanı açısından 93., sınır ticaretinde 86. ve mülkiyetlerin kaydı açısından da 50. sırada yer almaktadır. Dünyanın 10. büyük ekonomisine doğru ilerleyen Türkiye’nin bu tür endeksleri doğru değerlendirmesi ve yapılan uyarıları dikkate alarak gerekli düzenlemeleri yapması gerekiyor” dedi.Ege Bölgesi Sanayi Odası Nisan ayı meclis toplantısında konuşan TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, ekonomiye ilişkin öngörülerini İzmirli sanayicilerle paylaştı. Türkiye ekonomisinin son 10 yılda yüzde 10 civarında büyüdüğünü ancak bulunulan noktanın çok da iyi olmadığını belirten Sak, “Dışa açık olan ülkeler dış şoklara açık olur. Ancak Türkiye dış şoklara hazır değil. Bugün Türkiye’nin son 2 yıldır içinde bulunduğu durum, dışarıdan gelen durumlara hazırlıklı olmadığından kaynaklanıyor. Öte yandan aynı miktarda büyüme oranı için daha çok cari açık veriyoruz ve dışa bağımlılık artıyor. Dünya ekonomiyle bütünleşirken süreci iyi kontrol edemiyoruz. Küresel süreçte de daralma ekonomisine girildi. Bugün ekonomideki hissettiğimiz daralma, önümüzdeki süreçte de en az 2 yıl devam edecektir. Ekonomideki istikrarsızlık da sanayi yatırımlarını engelliyor. Artık imalat sanayi üretimi en büyük ülkeler arasında yer almıyoruz. Türkiye zaten orta gelir tuzağında, çıkış yolu ise yüksek teknolojili üretime geçmek olacaktır” diye konuştu.“İZMİR GERİ KALDI”Sanayileşmiş bölgelerde verimlilik kayıplarının göze çarptığını aktaran Sak, özellikle İzmir’in yerinde saydığını, kentte sektör içinden ya da sektörler arası geçişten kaynaklanan verimliliğin yok denecek kadar az olduğunu kaydetti. İzmir’in sanayisinin geçmişte yer aldığı büyükler arasındaki yerini kaybettiğini söyleyen Sak, Türkiye’de diğer illerde daha fazla büyüyen firmalarla İzmir’deki firmalar karşılaştırıldığında da kentin çok geride kaldığını aktardı. İzmir’in altyapı bağlantılarının güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Sak, “İstanbul’da yapımı devam eden 3. Boğaz köprüsü yerine İzmir’deki Çandarlı Liman Konteyner Terminali’nin yapılması Türkiye ekonomisine daha fazla katkı sağlar. Hazine garantisi altyapı projeleri cazip hale getirmek için İzmir’de çözümler üretilmelidir” dedi."İHRACATIMIZDAKİ ARTIŞ İMKANI 2014 İÇİN BİZLERİ UMUTLANDIRIYOR"EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da, Türkiye’nin orta gelir tuzağından uzaklaşmasının en doğru yolunun üretmek ve ürettiğini satabilmekten geçtiğini belirterek, ihracat ve yeni pazarların bu anlamda büyük önem taşıdığını dile getirdi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Türkiye için ihracatın ekmek demek olduğu sözlerini hatırlatan ve Türkiye’nin ihracat açısından konjonktürel bir şansı olduğunu belirten Yorgancılar şöyle konuştu:“Türkiye’nin ihracatında yer alan ilk 10 ülkenin 2014 yılı tahmini büyüme oranlarına baktığımızda, artış eğiliminde olduğunu görmekteyiz. Bu da ihracat pazarımız açısından oldukça önemlidir. İhracatımızdaki olası artış imkanı 2014 yılı için bizleri umutlandırıyor. Ancak böylesine önemli süreçlerden geçerken, hala Merkez Bankası’nın bağımsızlığını tartışmamamız gerektiği, tarafsızlığı üzerinde soru işaretleri oluşturulmamalıdır. Piyasanın Merkez Bankası’na olan güveninde hiçbir şekilde sorun yaşanmamalıdır. Geç kalınmış bir adımla beklentilerin üzerinde arttırılan faizlerin aynı şekilde birden indirilmesinin piyasa dengeleri açısından doğru olmayacağı, kademeli indirimin uygun olacağı inancındayım. Dünya Bankası tarafından hazırlanan ‘İş Yapma’ endeksine göre, Türkiye 189 ülke içinde 2 basamak ilerleyerek 69. sıraya yükselse de ataklarımızı daha da hızlandırmalıyız. Türkiye, yatırımların güvenliği açısından 34., inşaat izinlerinde 148., işe başlama zamanı açısından 93., sınır ticaretinde 86. ve mülkiyetlerin kaydı açısından da 50. sırada yer almaktadır. Dünyanın 10. büyük ekonomisine doğru ilerleyen Türkiye’nin bu tür endeksleri doğru değerlendirmesini ve yapılan uyarıları dikkate alarak gerekli düzenlemeleri yapması gerekiyor. Zirai kendi kabuğumuzun içinde, kendi göstergelerimize, kendi iç sorunlarımıza ve gündemimize yoğunlaşarak fırsatları kaçırma lüksümüz yok. Etrafımızda bize bir şeyler anlatmak isteyenleri ve yapılan uyarıları göz ardı edemeyiz. İş dünyası olarak bizler, tüm bu ana gündem maddeleri gözetilerek, yeni bir kalkınma modeline ihtiyaç duymaktayız.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İSKİ, Pendik'te su borusunu kesen çalışanla ilgili yasal süreç başlattı

Kastamonu'da çıkan kavgada yaralanan 2 kardeşten biri hayatını kaybetti