Mynet Trend

YAZARLAR

Tuncel Kurtiz: Sesini Değil, Ruhunu Oynayan Adam

Bazı insanlar vardır; sesiyle, duruşuyla, susuşuyla bile anlatır kendini. Tuncel Kurtiz işte o insanlardandı. Onu tanımak için uzun uzun konuşmasına gerek yoktu. Bir bakışı, bir susuşu, bir repliği… Zaten her şey oradaydı. Rol yapmazdı; yaşardı. Sanki her karakter, onun içine çoktan yerleşmişti de, sadece zamanı geldiğinde sahneye çıkıyordu.

“Ben Bu Oyunu Bozarım” Diyen Oyuncu

Kurtiz’in oyunculuğu, sadece sahnede değildi. O, hayatın da oyuncusuydu. Ama oyunun kurallarını kabul etmeyen cinsinden. Doğrunun peşindeydi, her koşulda. Sisteme karşı lafını esirgemeyen, sözünü dolandırmayan bir adamdı. Rol aldığı her işte kendi imzasını attı ama asıl imzayı izleyicinin kalbine bastı.

Tuncel Kurtiz: Sesini Değil, Ruhunu Oynayan Adam 1

Filmlerle Değil, Repliklerle Hatırlanan Bir Hayat

“Sırtımızdan vuranların mezar taşı bile dikilmez, çünkü arkası da yoktur onların...”
Bu sözü bir dizi karakteri söylüyor olabilir ama biz biliyoruz ki, bu söz Tuncel Kurtiz’in ruhundan kopup gelmiştir. Onun hayat verdiği her karakter, biraz ondan iz taşıdı. Bu yüzden canlandırdığı hiçbir figür sadece kurgusal kalmadı; gerçek oldu, içimize işledi.

Bir Dünya Adamı: Sahne Sınır Tanımaz

Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da birçok yapımda rol aldı. Shakespeare oyunlarından sinema devlerine, birçok yönetmenle çalıştı. Ama ne zaman dönüp Türkiye’ye gelse, aynı sadelikle devam etti. Onun yıldızlığı şaşaalı ışıklarda değil, gerçeklikte parlıyordu. Onu büyük yapan da buydu.

Kaz Dağları’ndan Bir Bilge Geçti

Tuncel Kurtiz, son yıllarını Kaz Dağları’nda geçirdi. O doğanın içindeyken, sanki daha bir tamamlanmış gibiydi. Oradaki sade hayat, onun kalabalıktan kaçan ruhuna çok uygundu. Toprakla haşır neşir, üzüm bağlarında, ağaçların gölgesinde yaşadı. O artık sadece bir oyuncu değil, bir bilge gibiydi.

27 Eylül 2013: Sadece Bir Sanatçı Gitmedi

O gün geldiğinde, haber siteleri kısa bir cümleyle geçiştirdi belki ama biz biliyorduk… Giden, sadece bir sanatçı değil, bir devdi. Tuncel Kurtiz’in ardından ekranlar sessizleşti. Çünkü onun sesi öyle kolay kolay doldurulabilecek bir boşluk bırakmadı. O boşluk, hâlâ orada duruyor. Ve belki de hep duracak.

Bugün Neden Hâlâ Tuncel Kurtiz’i Özlüyoruz?

Çünkü onun gibiler çok gelmiyor bu dünyaya. Çünkü onun gibi sözünü esirgemeyen, bakışıyla insanın içine işleyen, oyunu değil özüyle yaşayan adamlar nadir bulunuyor. Onun eksikliği, sadece bir sanatçının yokluğu değil; bir duruşun eksikliği aslında.

Tuncel Kurtiz Bizim Hafızamızda Değil, Kalbimizde Yaşıyor

Bazı insanlar öldükten sonra anılır. Bazılarıysa, yaşarken efsaneleşir. Tuncel Kurtiz, ikincisindendi. O, her sahnede biraz daha büyüdü ama hiç kibirlenmedi. İnsan kalmayı, insan anlatmayı bildi. Ve şimdi, her anıldığında içimizde bir cümle yankılanıyor:

“Ben bu oyunu bozarım…”

Mynet'in Sesi
YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler