“Diva” unvanı bugünlerde sıkça kullanılsa da, bu kelimenin hakkını gerçekten veren çok az isim vardır. Bülent Ersoy, işte o az sayıdaki kişiden biri. Sahnede sadece şarkı söylemez; o sahneyi yaşar, süsler, doldurur. Giydiği kıyafetler, yaptığı açıklamalar, verdiği tepkiler… Her biri bir sanatçının ötesinde, bir performansın parçasıdır. Onun sahnesi yalnızca müziğin değil, duygunun, dramatik anlatımın, yüksek estetiğin sahnesidir.

Türkiye’de toplumsal kabuller ve bireysel özgürlükler arasında zaman zaman büyük uçurumlar yaşandı. Bülent Ersoy, bu uçurumları yürüyerek geçen bir isimdir. Cinsiyet kimliği üzerinden yürüttüğü mücadelesi, onun sadece bir ses değil, aynı zamanda bir duruş olduğunu da ortaya koymuştur. Dönem dönem yasaklandığı, sahneden uzaklaştırıldığı oldu. Ama o hep geri döndü. Daha güçlü, daha kararlı, daha gür bir sesle...
Hiç kuşkusuz, Bülent Ersoy zaman zaman yaptığı açıklamalarla gündemi meşgul etti. Kimi zaman eleştirildi, kimi zaman abartılı bulundu. Ancak kabul etmek gerekir ki, o her daim dikkat çekmeyi başardı. Bu da onu sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda bir medya figürü, bir kamu kişiliği haline getirdi. Onun söyledikleri yalnızca magazin sayfalarında değil, bazen toplumun vicdanında da karşılık buldu.
Bülent Ersoy, güçlü bir figür olmasının yanı sıra sahne dışında da duygusal bir kadındı. Hayvanlara olan düşkünlüğü, ailesine verdiği değer, eski dostlarına duyduğu bağlılık… Bütün bunlar onun sahnedeki ihtişamına insani bir sıcaklık katıyor. O, hem duygusal hem gösterişli, hem kırılgan hem güçlü olmayı başaran ender sanatçılardandır.
Bugün hâlâ sahneye çıktığında salonlar doluyor, sosyal medyada paylaşımları gündem oluyor. Genç kuşaklar onun müziğine belki doğrudan değil ama dolaylı yoldan tanıklık ediyor. Onun etkilediği isimler, onun açtığı yollardan geçiyor. Yani Bülent Ersoy, sadece geçmişin değil, bugünün ve belki de yarının da sanatçısı.
Türkiye’nin yakın tarihini, dönüşümünü, sancılarını ve güzelliklerini anlamak istiyorsak Bülent Ersoy’a da bakmak gerekir. O hem toplumun dönüşümünü temsil etti hem de o dönüşümün içinde bir kahraman gibi yer aldı. Diva olmak kolay değildir. Bülent Ersoy, bu unvanı sadece sesiyle değil, hayatıyla da hak etti. Onun hikâyesi hâlâ yazılmaya devam ediyor. Ve biz biliyoruz ki, son sayfa yazılsa bile, sesi hep kulağımızda çınlayacak.