Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yaban Hayvanları Koruma, Rehabilitasyon, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü Havzası'nın fazla tahrip olmamış bir doğaya ve Türkiye'deki sulak alanların beşte birine sahip ve en önemlisi 3 göç yolundan birisi olan Kuzeydoğu-Güney Göç Rotası üzerinde olması nedeniyle birçok kuş türüne ev sahipliği yaptığını belirterek, yaban hayatın korunması için her kesin üzerine düşeni yerine getirmesini istedi.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Lokman Aslan, Van'ın göçmen ve yerleşik kuş popülasyonu yönünden çok zengin olduğunu ve yapılan son araştırmalarda havzada yaşayan kuş türü sayısının 213'e yükseldiği ve ornitolojik araştırmalar yaygınlaştıkça bu sayının 300'lere çıkacağını belirtti. Yapılacak araştırmalar ile yaban hayvanların sayısı ve yeni türlerin tespit edileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Aslan, yaşanan kuş ölümlerine de değindi. Ydr. Doç. Dr. Aslan, "Van Gölü Havzası'nda her sene temmuz ve ağustos aylarında kuş ölümleri görülmektedir. 2010 yılında Erçek Gölü'nde toplu kuş ölümleri görülmüş, Angıt başta olmak üzere birçok kuş türü ölmüştü. Van Valiliği koordinatörlüğünde YYÜ Veteriner Fakültesi işbirliğiyle Erçek Gölü kenarına seyyar klinik açılmış ve kuşlar tedavi edilerek doğaya tekrar kazandırılmıştı. Adır Adası'nda 2011 yılında kuş ölümleri görülmüş, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce inceleme yapılarak sonuçlar gerekli birimlere bildirmişti. Van Gölü Havzası'nda sulak alanların fazla olması, birçok kuş türü için üreme yeri ve göçmen kuşlar tarafından konaklamak için tercih etmektedir. Bu durum bazı mevsimlerde yerleşik kuş popülasyonu artırmaktadır" dedi.
"YABAN HAYVANLARI İÇİN ÖNEMLİ TEHDİTLER"
Yaban hayvanları için önemli tehditlerin başında doğal yaşam alanlarının bozulması geldiğini de ifade eden Yrd. Doç. Dr. Lokman Aslan, yuvadan ve anneden erken ayrılma, bilinçsiz avlanma, kaçak hayvan ticareti, kazalar ve doğal afetlerin de önemli etkileri olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Lokman Aslan şunları söyledi:
"Tarımsal alan, sanayileşme ve şehirleşme ile doğal alanlar bozulmaktadır. Tarımı ve şehirleşmeyi doğal dengeyi bozmayacak şekilde geliştirmeliyiz. Yabani hayvanlar çeşitli nedenler sonucu annelerinden ve yuvalarından erken ayrılabilir. Annelerinin öldürülmesi, yuvalarının bozulması gibi sebepler sonucu yuva ve annesinden ayrılan yaban hayvanları doğal hayata alışkın olmadıklarından yaşama şansları zayıftır. Bu gibi hayvanları bakım ve rehabilitasyon ünitelerine göndererek tekrar doğaya kazandırılmalıdır. Yaban hayvanları için en büyük tehlike avcılıktır. Bir zamanlar insanlar kendilerini ve ailelerini besleyebilmek için avlanıyorlardı. Ancak şimdi insanların böyle bir amaçla hayvanları öldürmesine gerek yok. Bu açıdan avcılığın da uzun süre önce kaybolması gerekiyordu. Şimdi ise spor adı altında büyük kitleler tarafından devam ettiriliyor. Yasal olarak bunu yapanların bile doğal yaşam için büyük tehdit oluşturdukları düşünülürse buna kat kat daha fazla yasadışı avcıları da eklersek türler için ne denli büyük bir tehlike olduğu ortaya çıkıyor. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de yabani hayvan kaçakçılığı oldukça yaygın. Kaçakçılıkla mücadelede CITES önemli rol oymaktadır. Ülkemizde dahil birçok ülke bu antlaşmaya taraftır. Birçok ülkede yabani hayvan kaçakçılığının önüne geçmek için güvenlik birimleri kurulmuştur. Zira bu kaçakçılığın rantı azımsanmayacak kadar yüksektir. Ülkemizde ise bu antlaşmanın gereklerinin tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle kaçakçılar büyük tehdit oluşturmaktadır. Başta Uludoğan, Kızılşahin gibi yırtıcı kuşlar olmak üzere Kafkas Engereği gibi sürüngenler ve Amfibiyenler tehdit altındadır. Van Gölü Havzası'ndaki bu hayvanlar da kaçak hayvan tehdidi altındadır."
KANUN YETERLİ, UYGULAMA YETERSİZ
Yaban hayatı koruma ve geliştirme birimlerinin eksikliğine de değinen Yrd. Doç. Dr. Lokman Aslan, "Kanuni düzenlemeler yeterli olmasına rağmen uygulanması yok denecek kadar azdır. Mevcut kanunlar uygulandığı takdirde doğal denge ve yaban hayvanları büyük ölçüde tehlikeyi atlatacaktır. Doğal hayat ve yaban hayvanları ile ilgili bilgi eksikliği bulunmaktadır. Bu alanda çalışan personel ve gönüllü kişiler eğitilmelidir. Yaban hayvanlarının beslenmesi, doğal hayatın korunması, yaralı hayvanların taşınması gibi konularda bilgilendirilmeli, ayrıca uzman hekimler yetiştirilmelidir. Batı illerinde sanayileşme, şehirleşme ve tarımsal faaliyetler artması ve iklim değişikleri sonucu doğal çevre bozulduğu için yaban hayvanların yaşam alanları yok olmuştur. Bu hayvanların sayıları azalmış veya nesli tükenmekle karşı karşıya kalmıştır. Ya da doğal hayatın bozulmadığı bölgelere göç etmişlerdir. Van Gölü Havzası bu şanslı bölgelerden biridir. Tarım, sanayi ve şehirleşmenin yavaş olduğu bölgemizde doğal yapı fazla tahrip edilmemiştir. Batı illerindeki yaban hayvanları bölgemize göç etmişlerdir. Önlem alındığı taktirde bu zenginliklerimizi kaybetmediğimiz gibi dünyaya tanıtabiliriz" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz