Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkan Yardımcısı Bülent Yücetürk, ülkenin yoluna devam etmesi için hukuk devleti olması gerektiğini söyledi.Bursa Barosu tarafından düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan YARSAV Başkan Yardımcısı Bülent Yücetürk, yeni torba yasa ile kamu görevlilerinin verdikleri kararlar karşısında hukuki zorunluluğunun ortadan kaldırılmasını değerlendirdi. Bu yasanın 17 Aralık’ın iktidar üzerindeki tahribatını azaltmak için çıkarıldığını iddia eden Yücetürk, "Ama bunlar, Türk hukuk sisteminde ya da demokratik bir hukuk sisteminde telafisi mümkün olmayan zararları ortaya çıkarıyor. Neden? Çünkü vatandaşın hukuka, demokrasiye, devlete olan güvenini sarsıyor. Oysa bir devletin yaşaması için hukuk sisteminin öngörülebilir, eşit ve adil olması gerekir. Siz siyasi iktidar olarak hukuk alanında bağışıklıklar oluşturursanız, bu, halkın size olan güvenini, hukuka olan güvenini sarsar. Bu da uzun vadede bizim demokratikleşmemize, devlet olmamıza zarar verir. Bunun sonucunu böyle görüyoruz. Bu tabii kalıcı bir madde olmayacaktır. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’ya açıkca aykırı olan maddeyi iptal edecektir ama bu süre içinde birtakım insanlara bir yargı bağışıklığı sağlayacaktır. Bunun uzun vadede etkisi, hukuk devletine verdiği zarardır. Bunu böyle algılıyoruz. Bu maddenin tartışılacak bir tarafı yok. Bu madde üzerinden hukuki bir tartışma yürüyemez. Sadece siyasi bir tartışma yapılabilir. Sonuçta bu ülke bizim. Bu ülkenin yoluna devam etmesi için bir hukuk devleti olma zorunluluğu var. Hukuk devleti olma zorunluluğu da mahkemelerin çalışması ve mahkeme kararlarına herkesin uymasıyla olabilir. Siz bunu bertaraf ettiğiniz zaman, hukuk devletini, dolayısıyla da devleti ortadan kaldırmış oluyorsunuz" ifadelerini kullandı.Yaklaşan HSYK seçimlerinin önemine işaret eden Yücetürk, sözlerini şöyle sürdürdü:"Türkiye’nin son 4-5 yıla baktığımız zaman, HSYK ve yargı çök önemli bir konuma geldi. 2014 yılına kadar siyasi iktidar, yargı eliyle kendi muhaliflerini bir şekilde tasfiye etti. Bunu, yargının son 4 yıllık pratiğinde Ergenekon, Balyoz, Oda Tv, Şike ve buna benzer davalarda gördük ancak 2014 yılına geldiğimizde, iktidarın kendisine yeni bir muhalefet bulduğu, şimdi de bu muhalefeti yine yargı üzerinden tasfiye etmek için HSYK üzerinden planlar yaptığına şahit olduk. Sanırım bu 4 yılın, 2010 yılı HSYK’sının herhalde özeti bu olsa gerek. Bütün bu tartışmalar üzerinden 2014’teki HSYK seçimlerine giriyoruz."Seçim yarışının adil yürümediğini ileri süren Yücetürk, "Seçime farklı gruplar giriyor. Bir tarafta biz varız. YARSAV ve sendika blokunun oluşturduğu adaylar var, bir tarafta bağımsız adaylar var. Bir tarafta da hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu üyesi arkadaşların listesi var. Adalet Bakanlığı, Yargıda Birlik Platformu’nun sekretaryasını bakanlık bünyesinde oluşturarak seçim kampanyasını tamamen bakanlık bürokratları ve desteğiyle yürütmektedir. Bu müthiş bir eşitsizlik durumu oluşturmaktadır ama biz bunu eleştirmekle birlikte, kendimize bunları istemiyoruz. Bize bunları vermesinler. Onlara da vermesinler ama bunu sahada bir dezavantaj olarak düşünmüyorum. Bu bir avantaj. Bu bizim farkımızı gösteriyor. Neden derseniz, eğer yarın biz bu seçimleri kazanırsak Adalet Bakanlığının, hükümetin desteğiyle kazanmış olmayacağız; tamamen hakim ve savcıların bize verdiği özgür oylarla kazanmış olacağız. Bu da bizim onlardan farkımızı gösterecek. Oraya seçildiğimiz takdirde hiç kimseye diyet borcumuz olmadan bağımsız görev yapmamızı sağlayacak. Bu bizim aleyhimize görünse de aslında bu bizim avantajımızdır" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz