Yök Başkanı Çetinsaya: “28 Şubat’ta Yök Araç Olarak Kullanıldı”

Tuzla Belediyesi ile ilçede eğitim veren 7 üniversitenin ortaklaşa gerçekleştirdiği Lise Üniversitesi, kapanış töreniyle sona erdi Programda öğrencilerin sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, “28 Şubat ve antidemoktarik dönemlerde YÖK araç olarak kullanıldı” dedi.

41 akademisyenin katılımıyla gerçekleşen Lise Üniversitesi’nde nano teknoloji, Anayasa Hukuku, İktisadi Kalkınma, Türk Dış Politikası, Para Yönetimi, Robot Teknolojisi ve Kamu Yönetimi derslerini gören 4 bin 200 lise öğrencisi, 2013 YGS’ye sayılı günler kala üniversiteli oldu. Lise Üniversitesi’nde Okan, İstanbul Şehir, Gedik, Süleyman Şah, Sabancı, Piri Reis, İzmir Gediz Üniversitesi’nden akademisyenler eğitim verdi. Öğrenciler, Tuzla Belediyesi Nikah Sarayı-Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Törene, YÖK Başkanı Prof.Dr. Gökhan Çetinsaya, Tuzla Kaymakamı Mümin Heybet, Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, üniversitelerin rektörleri, akademisyenler, öğretmenler ile çok sayıda öğrenci katıldı.

Açılış programında konuşma yapan Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, lise üniversitesine katkı sağlayan üniversiteler ve akademisyenlere teşekkür etti. Lise öğrencilerine sunulan hizmetin önemini vurgulayan Yazıcı, “Geleceği emanet ettiğimiz gençler, özgür ve iç dünyasını yansıtan çalışmada emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Elinizdeki imkanlar, lisede üniversite havasını hissedebilme, lisede gelecekle ilgili vizyon çizecek mekan bulabilmek çok büyük bir nimet. Bir rektörün gelip de liselerde ders anlatabilmesi, size sunulan çok büyük imkandır” dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya ve rektörlerin öğrencilerin ayağına geldiğini hatırlatan Yazıcı, “Bizim üniversite yıllarımızda YÖK Başkanı ile buluşmak, onunla sohbet etmek hayaldi” şeklinde konuştu.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Tuzla Gençlik Meclisi Başkanı Yavuz Yiğit ve öğrenci temsilcileriyle sohbet etti. Çetinsaya, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Bir öğrenci, Çetinsaya’ya “Kızınız üniversite sınavını kazanmasa ne olurdu?” diye sordu. Çetinsaya, “Çok doğal karşılardım. Hayat 180 dakikadır diye bir slogan vardı. Anlayışla karşılardım çünkü hayat 180 dakikadan ibaret değildir” yanıtını verdi.

Çetinsaya, “Çocuğunuz ‘Baba ben okumak istemiyorum’ dese ne derdiniz?” sorusunu da “Hayatta öyle örnekler gördüm ki olay üniversite bitirmekle alakalı değil. Bir de küresel dünyanın gerçekleri var. Küresel dünyada var olacaksak bir Yüksek Öğrenim sınavını geçmek gerekiyor. Bilinçli, hedefli kişi için bu mümkün” yanıtını verdi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, sınavların farklılaştırılması konusu, öğrencilerin yarış atı gibi hazırlanmasına yönelik eleştiri için “Bize şıkları söyleyin” göndermesinde bulundu, ardından “ÖSYM sistemi ülkemizde sosyal eşitliği, bireysel başarıyı sağlayan bir sistem” dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “Kızınız, YÖK protestosuna katılsa ne hissedersiniz?” sorusuna verdiği yanıtta şu ifadeleri kullandı;

“Gerçekten anlayışla karşılarım. Ben de dahil herkes bu makamlara gelmeden önce YÖK’ün imajı çok zedelenmiş ve lekelenmiş bir kurum. YÖK; planlama, denetleme ve düzenleme kurumu olarak kurulmuş ama giderek vesayet aracı, anti demokratik dönemlerin düzenlenme aracı haline gelmiş. Eleştirilen, imajı kirlenmiş bir kurum. Ben, üniversitede 2. sınıfta öğrenciyken YÖK kuruldu. YÖK’le hemen tanıştık. Hocalarımızın görevine son verildi. 28 Şubat ve diğer anti demokratik dönemlerde, YÖK hep bir araç olarak kullanıldı. Bugün öyle bir YÖK yok. Herhangi bir vesayet aracı olmamaya çalışıyoruz. Protesto edilenin eski YÖK olduğunu düşünüyorum. Protesto şiddet içermediği sürece protestoyu destekliyorum.”

Mesleki eğitimin önemini vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “21. yüzyılda biz hedeflerimize ulaşacaksak, çağdaş asrın değerlerine sahip olacaksak, mesleki bir kaygı gütmeden en iyi yüksek öğretimi almaya çalışacağız.Bu kişileri mesleki alanda yöneltebilmek devlet olarak boynumuzun borcu” dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, bazı üniversitelerin mezunlarının, diğer üniversitelerinin mezunlarına göre daha kolay iş bulması ve tercih edilmesine yönelik eleştiriye “Bütün üniversiteler eğitim kalitesiyle eşit hale gelecek. Önümüzdeki 5 -10 yıl içinde üniversiteler arasındaki farklar azalacak. Bir eğitim teknolojisi alanında azalacak. İkinci olarak bütün Türkiye’de en başarılı öğrenciler tercih edileceği için marka meselesi ortadan kalkacak” yanıtını verdi.

Tören, lise öğrencilerine sertifikalarının verilmesiyle sona erdi.