Fotoğraflar: Adana Arkeoloji Müzesi
Adana Yeni Müze Kompleksi’nin birinci etap çalışmaları kapsamındaki Arkeoloji Müzesi, geçtiğimiz mayıs ayı ziyaret açıldı. Müzede tarihöncesinden bugüne, insanın yaşam serüvenine dair dönemlere ait bilgi içeren metinler, görseller, diaromalar ve canlandırmalar yardımıyla anlatıldığı yedi salon bulunuyor. Bu salonlarda tarihöncesi dönem eserleri, Hitit, Asur, Arkaik, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait heykel, lahit, stel, sunak ve mimari parçalar; taş eserler, cam, pişmiş toprak ve tunçtan yapılmış çeşitli kaplar, kandil ve figürinler, silindir ve damga mühürler sergileniyor.
Teşhir edilen eserler arasındaki Hitit Fırtına Tanrısı Tarhunda’ya ait taş heykel, Adana’nın Karataş ilçesinde denizden çıkarılan bronz erkek heykeli, Roma dönemine ait mermer antropoid lahit ve Akhilleus lahdi dikkat çekiyor.
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin suladığı bereketli topraklar üzerinde yer alan Adana, tarih boyunca birçok medeniyetin etkisi altında kaldı. Adana’nın bu stratejik konumu, günümüzde müzenin koleksiyonunda da görülebilen zengin bir eser çeşitliliği bıraktı. İlk olarak 1924 yılında kurulan müze, 1972 yılından bu yana Reşatbey’deki binasında faaliyet gösteriyordu fakat artık uzun yıllar hizmet veren müze binasının kültür varlıklarının korunması, saklanması ve teşhirin de yetersiz kalmaya başlaması nedeniyle yeni binaya ihtiyaç duyuldu ve böylece Döşeme Mahallesi’ndeki Milli Mensucat Fabrikası restore edilerek Adana Yeni Müze Kompleksi yapılmasına karar verildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2013 yılında yatırım programları kapsamında başlattığı ve 68 bin metrekarelik alan üzerine kurulu yeni kompleksin çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak “yaşayan müze” konseptiyle inşa edilmesi böylece planlandı.
Çalışmaları iki etap halinde gerçekleşecek kompleksin içinde arkeoloji, mozaik, etnografya, tarım, sanayi ve çocuk müzeleri yer alacak. Adana Yeni Müze Kompleksi’nin toplumsal ve kültürel değişkenleri göz önünde bulunduran, çağdaş müzecilik normlarını temel alan, eğitim iletişim ve işlevlerin dahil edildiği, katılımcılığı ve kültürel paylaşımı gözeten bir müze olması hedefleniyor.
