Türk dili, kendi tarihsel sürecinde oluşmuş bazı kalıplaşmış sözlere sahiptir. Bu sözler günlük yaşamda sıkça kullanılır. Bazı anlamları güçlendirmek, öğüt vermek veya yeni şeyleri anlamlandırmak için kullanılan bu kalıplaşmış sözler atasözleri, deyimler ve birleşik fiillerdir. Bu ifadelerden biri olan El etmek ne demektir? El etmek, TDK sözlükte ne anlama gelir?
El etmek Ne Demek? El etmek TDK sözlük anlamı nedir?
El etmek TDK sözlüğe göre 2 farklı anlama sahiptir.
El etmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir:
bir kimseyi el işaretiyle çağırmak
uzaktan el sallamak
El etmek Cümle İçerisinde Kullanımı
"Hemen ablasına bulunduğu yerden el etti." - Necati Cumalı
El etmek ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller
el açmak
el almak
el atmak
el ayak çekilmek
el ayak (veya etek) çekmek
el bağlamak
el basmak
el bebek gül bebek
el bende!
el çekmek
el çektirmek
el çırpmak
el değiştirmek
el değmemek
el dokunulmamak
el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz
el el üstünde oturmak
el elde baş başta
el elden kalmaz, dil dilden kalmaz
el elden üstündür (ta arşa kadar)
el eli yıkar, iki el yüzü
el el ile, değirmen yel ile
el ermez, güç yetmez
el etek öpmek
el etek tutmak
el kadar
el kaldırmak
el katmak
el koymak
el ovuşturmak
el öpenlerin çok olsun!
el öpmek
el öpmekle ağız aşınmaz
el pençe
el pençe divan
el pençe divan durmak
el sıkmak
el sıkışmak
el sürmemek
el tazelemek
el terazi, göz mizan
el tutmak
el (veya elini) uzatmak
el üstünde tutmak
el vergisi, gönül sevgisi
el vermek
el vurmamak
el (veya elini) yakmak
el yarası onulur, dil yarası onulmaz
el yıkamak
elde avuçta (ne varsa)
elde avuçta (bir şey) kalmamak
elde etmek
elde kalmak
elde (veya elinde) olmamak
elde tutmak
eldeki yara, yarasıza duvar deliği
elden ağza yaşamak
elden ayaktan düşmek (veya kesilmek)
elden bırakmamak (veya düşürmemek)
elden çıkarmak
elden çıkmak
elden geçirmek
elden gel!
elden geldiği kadar
elden gelmemek
elden gitmek
elden kaçırmak
elden kaçmak
ele alınır
ele alınmaz
ele almak
ele avuca sığmamak
ele bakmak
ele geçirmek
ele geçmek
ele gelmek
ele vermek
eli alışmak
eli altında olmak
eli (veya elleri) armut devşirmek
eli ayağı (olmak)
eli ayağı buz kesilmek (veya tutmamak)
eli ayağı (veya ayağına) dolaşmak
eli ayağı titremek
eli ayağı tutmak
eli aza varmamak
eli boş çıkmak
eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek)
eli boş gelmek
eli cebine (veya cüzdanına veya kesesine) gitmemek (veya varmamak)
eli değmek
eli dursa ayağı durmaz
eli ekmek tutmak
eli eline değmemek
eli ermek
eli ermez gücü yetmez
eli genişlemek
eli gitmek
eli harama uzanmak
eli işe yatmak
eli kalem tutmak
eli kırılmak
eli kırılsın!
eli kolu bağlı durmak
eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (veya olmak)
eli kurusun!
eli olmak
eli para görmek
eli silah tutmak
eli varmamak (veya gitmemek)
eli yatmak
elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi
elinde bulunmak (veya olmak)
elinde büyümek
elinde kalmak
elinde olmak
elinde olmak
elinde patlamak
elinde tutmak
elinde ... var
elinden
elinden almak
... elinden çıkmak
elinden (bir şey) düşmemek
elinden (bir şeyi) düşürmemek
elinden bir iş (veya şey) gelmemek
elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak
elinden geleni ardına (veya arkasına) koymamak
elinden geleni yapmak
elinden gelmek
elinden hiçbir şey kurtulmamak
elinden iş çıkmamak
elinden iyi iş gelmek
elinden kan çıkmak
elinden kurtulmak
elinden tutmak
eline almak
eline ayağına kapanmak (veya sarılmak veya düşmek)
eline ayağına üşenmemek
eline bakmak
eline doğmak
eline düşmek
eline erkek eli değmemiş olmak
eline eteğine doğru
eline eteğine sarılmak
eline fırsat geçmek
eline geçmek
eline kalmak
eline (veya elinize veya ellerinize) sağlık
eline su dökemez
eline tutuşturmak
eline yüzüne bulaştırmak
elini arı kovanına sokmak
elini ayağını (veya eteğini) kesmek (veya çekmek)
elini ayağını öpeyim
elini belli etmek (veya göstermek)
elini çabuk tutmak
elini kana bulamak (veya bulaştırmak)
elini kolunu bağlamak
elini kolunu sallaya sallaya gelmek
elini kolunu sallaya sallaya gezmek
elini kulağına atmak
elini oynatmak
elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak
elini sürmemek
elini taşın altına koymak (veya sokmak)
elini veren kolunu alamaz
elini vicdanına koymak
elinin altında (olmak)
elinin hamuruyla erkek işine karışmak
elinin tersiyle çarpmak
elinin tersiyle itmek
elinle ver, ayağınla ara
eliyle koymuş gibi
elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak
elle tutulur
elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır)
elle tutulur tarafı olmamak
eller yukarı!
ellerde gezmek
ellerim yanıma gelsin
elleri (veya ellerin) dert görmesin