Ebru Güneş, hem güçlü vokal tekniği hem de şarkılarına kattığı duygu ile dinleyiciyi derinden yakalıyor ve her sözünde içtenliğini hissettiriyor. Henüz 90'lı yılların başında "Tanrı Misafiri" şarkısı ile müzik dünyasına adım atan Gündeş, ardından çıkardığı "Sen Allah'ın Bir Lütfusun" albümü ile de bu alanda kalıcı olduğunu net bir şekilde gösterdi. Ve müzik yaptığı yıllar boyunca da müzik dünyasında zirvedeki konumunu sürdürdü.
Geçtiğimiz günlerde sabah saatlerinde mide rahatsızlığı yaşayan Gündeş, direkt hastaneye götürüldü. Yapılan kontroller sonucunda endoskopi işlemi uygulandı ve sanatçının sağlık durumunun şu anda iyi olduğu öğrenildi. Doktorların tavsiyesiyle birkaç gün evinde dinlenmeye çekilen Gündeş’in, kısa sürede toparlanması bekleniyor.
Ebru Gündeş'i diğer sanatçılardan ayıran en önemli özellik, sesindeki derinlik. Yüksek notalara çıkmak elbette başarı ancak o notalarda aynı zamanda bir hikaye de anlatmak, insanların ruhuna dokunmak bambaşka bir yetenek. İşte tam da bu nedenle "Fırtınalar" çaldığında kalbimiz kırılmış gibi bir hisse kapılırız veya "Demir Attım Yalnızlığa" şarkısını dinlerken içimiz burkulur...
Ebru Güneş'in kariyer hayatına baktığımızda istikrarlı olduğunu görüyoruz. Popüler kültür sürekli değişse de Ebru Gündeş, kendi çizgisinden sapmıyor. Kendisine yabancılaşmayan şarkılar yapmayı sürdürüyor ancak döneme de uyum sağlıyor. Hem de bunu yalnız tek bir türde değil; Türk sanat müziği, fantezi, arabesk, pop... Her türde sergileyebiliyor.
Evet, bugün müzik dünyasında çok sayıda yetenekli sanatçı var fakat Ebru Gündeş'teki içten gelen gerçek duygu, yıllara meydan okuyan yorumculuk becerisi ve dinleyici ile kurulan samimi bağ herkeste görülmüyor. Belki de bu sebeple Ebru Gündeş gibi isimler nesiller boyunca dinlenmeye devam ediyor.