Yamuk ve dik bir gövdesi bulunan kanun, Türk müziği için de önemli bir müzik aletidir. Ayrıca köklü bir tarihçeye de sahiptir. Petrokimya tesisleri kurulana kadar kanunda kullanılan teller kuzu bağırsağının kurutulması ile yapılmıştır. Profesyonel kanunlar 26 perdeli olur ve her perdeye üç adet tel takılmaktadır.
Orta Doğu ülkelerinin müziğinde çok yaygın olarak kullanıldığı bilinen kanun ilk kez ortaya çıktığı yüzyıldan bugüne dek popülerliğini korumaktadır. Telli çalgılar arasında yer alan kanun ismini Arapça dilindeki yönetmek anlamına gelen yasa ve kanun kelimelerinden almıştır. Tarihi ise milattan önceye dayanmaktadır. Milattan önce on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıktığı bilinen kanunun üzerinde mandal ismi verilen metal parçalar yer almaktadır.
Bu parçalar tellere temas edecek biçimde tellerin hemen alt kısmında bulunur. Mızraplı çalgılar sınıfından olan kanunun her perdesi üç telli olmak üzere toplamda 25 perdeden oluşabilmektedir. Dizlerin üzerine konularak çalınır. Kültürel olarak da önemli bir yere sahip olan kanun bu anlamda bir simge olarak kabul edilmiştir. Birçok farklı kültürde kanun müziğin ve sanatın önemli bir sembolü olarak görülmektedir.
Bilinen en eski kanunun milattan önce on dokuzuncu yüzyılda Süryaniler’in Nimrud isimli şehrinde bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca kökenlerinin Antik Mısır’a dayandığı kabul edilmektedir. İlk kez Mısır’da kullanıldığına dair bazı kanıtlar bulunan kanunun zaman içinde birçok farklı medeniyet tarafından da kullanılmaya başladığı tespit edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda da çok sık olarak saray müziğinde kullanıldığı bilinen kanunun Osmanlı müziğinde de ayrı bir yeri bulunmaktadır. Sadece sarayda değil halk arasında da büyük bir ilgi görmüş ve Osmanlı döneminde birçok kanun virtüözü yetişmiştir. Bunun dışında kanun repertuvarı da çalgı yaygın hale geldikçe genişlemiştir.