Kazada 2 Kişinin Ölümüne 20 Taksitle 30 Bin 400 Lira Ceza

Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, Diyarbakır- Bingöl karayolunda geçen yıl 3 Mayıs günü meydana gelen kazada, Faruk Gülan, iddiaya göre hatalı sollama yaptığı sırada karşı yönden gelen kamyonu fark ederek panikle direksiyon kontrolünü yitirdi. Aşırı hızlı olduğu belirtilen otomobil yoldan çıkarak, yol kenarındaki tarlada minibüs bekleyen 3 kişiye çarptı. Kazada kuzenler; 20 yaşındaki Vedat Yaşa ile 17 yaşındaki Ramazan Yaşa öldü, 19 yaşındaki Abdullah Tüşer ise, ağır yaralandı. Kazadan sonra başka bir araca binerek kaçan sürücü Faruk Gülan ise Duru Jandarma Karakolu'na gidip teslim oldu. Yaralı Abdullah Tuşer çevrede bulunanlar tarafından hastaneye kaldırılırken gördüğü tedaviye rağmen yatalak kaldı. Olayla ilgili polis raporunda 'Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama' konusunda kusurlu sayılan sürücü Faruk Gülan, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bunun üzerine Yaşa ailesinin avukatı Feride Aytuğ Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak şüphelinin tutuklanmasını istedi.
SAVCI: 2 KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ, TUTUKLANSIN
Hazırlanan iddianamede, şüpheli Faruk Gülan'ın 'Taksirle birden çok kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına' neden olmak suçundan 15 yıla kadar hapisle yargılanması istendi. Şüphelinin tutuklanması istemi ile iddianame hazırlayan savcı, Gülan'ın yolun dışındaki tarlada bulunan kişilere çarparak öldürdüğünü vurguladı. Şüphelinin kaza oluşumunda kusurlu olduğu savunulan iddianamede, "Hatalı sollama nedeniyle 2 kişinin ölümüne ve 1 kişinin hala komada olacak şekilde yaralanmasına neden olan ve tutuklanması talep edilmiş olmasına karşın tutuklanmayan şüphelinin tutuklanmasına karar verilmesi talep olunur" denildi.
"HIZIMI HATIRLAMIYORUM"
İddianamenin kabulü ardından Faruk Gülan, Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. İfadesi alınan Gülan, seyir halinde olduğu sırada bir aracın kendisini solladığını belirterek, "Beni sollayan araç aniden önümde durdu. O aracı sollamaya çalışırken dengemi kaybettim ve aracım takla attı. Araçtan çıkınca birine çarptığımı fark ettim. Sollama yaparken karşıdan bir kamyon geliyordu. Ancak aramızda mesafe vardı. Aracımın hızını hatırlamıyorum. Korktuğum için kaçtım" dedi.
30 BİN 400 LİRAYI 20 TAKSİTLE ÖDEYECEK
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme, sanık Faruk Gülan'a 'Taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan 5 yıl hapis cezası verdi. Sanığın saygın tutumunu indirim nedeni sayan mahkeme cezayı 4 yıl 2 aya indirdi. Hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumuna etkilerini dikkate alan mahkeme Faruk Gülan'ı günlüğü 20 lira olmak üzere toplam 30 bin 400 lira adli para cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın ekonomik durumunu dikkate alarak para cezasının 20 eşit taksitte ödenmesini kararlaştırdı. Dava ile ilgili gerekçeli kararda meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılıp ceza verildiği kaydedildi.
"MAHKEME TANIĞI BİLE DİNLEMEDİ"
Yargılama süresince sanığın tutuklanması, görgü tanıklarının dinlenmesi ve olay yerinde keşif yapılması talepleri reddedilen Avukat Feride Aytuğ, kararın açıklanmasının ardından Yargıtay'a temyiz başvurusu yaptı. Sanığın arabayı aşırı hızlı kullandığını öne süren Aytuğ, şöyle dedi:
"Sanık 2 kişinin ölümüne bir kişinin yatalak kalmasına neden olmuş, ancak tutuklanmamıştır. Sanığın çarptığı kişileri görmemesi aşırı süratli olduğunu gösterir. Tüm taleplerimiz istisnasız şekilde reddedildi. Mahkeme görgü tanıklarını bile dinlemeyi reddetti. Yargılama oldu bittiye getirilmek istendi. Yargılamanın tarafsız ve sağlıklı yürüdüğüne inanmıyoruz. Sadece olay yerinde tutulan tutanağa göre karar verildi. Hız tespiti için bilimsel bir çalışma yapılmadı. Sanığın tutuklanmasına ilişkin talebimiz sürekli reddedildi. Olayı gören görgü tanıklarını uzun çabalar sonucu bulup adliyeye getirdik. Mahkeme tanıkları dinlemeyi reddetti. Sanık bir gün dahi gözaltında kalmadı. 2 kişinin ölmesine, 1 kişinin yaralanmasına rağmen alt sınıra yakın ceza verildi ve bu para cezasına çevrildi. Sağlıklı yargılama için yaralamalı ve ölümlü kazalarda mahkeme heyetinin olay yerinde keşif yaparak ve kaza tespit tutanağını düzenleyen görevlileri de dinleyerek bilirkişi marifeti ile kusur oranını tespit etmesi gerekir. İstikrarlı ve mantıklı tüm taleplerimiz mahkemece reddedildi."