Edward, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in amcasıydı. 1936 yılında babasının ölümüyle tahta geçti ama bu unvanın yükü, yüreğindekini bastırmaya yetmedi. Wallis Simpson adında Amerikalı, evli ve daha önce boşanmış bir kadına âşıktı. O dönem İngiliz kraliyet kurallarında bu aşk asla kabul edilemezdi. Zira kral, kilisenin başıydı ve boşanmış bir kadınla evlenmesi söz konusu değildi.
Ama Edward kalbinin sesinin peşinden gitti. “Kral olarak görevime devam edemem çünkü sevdiğim kadınla evlenemiyorum,” diyerek tahtından feragat etti. Tahtı bıraktığında sadece 11 ay krallık yapmıştı. Yerine ise kardeşi Albert geçti, yani geleceğin Kral VI. George’u. Bu değişim, aslında tarihin rotasını da değiştirdi. Çünkü VI. George’un kızı, hepimizin bildiği Kraliçe Elizabeth’ti.
Edward, gösterişli hayatını ardında bırakıp, ömrünü Paris sokaklarında geçirmeye razıydı. Ve öyle de yaptı. Wallis ile evlendi. Hayatının sonuna dek onunla birlikte yaşadı. Geride ise sadece aşk için verilmiş büyük bir karar değil, aynı zamanda bir dönemin siyasi ve sosyal tabularına karşı atılmış cesur bir adım kaldı.
Doğrusu ben, bu hikâyeyi her okuduğumda Edward’ı anlamakla hayran olmak arasında gidip geliyorum. Çünkü günümüzün hızlı ilişkilerinde duygular genellikle bir “tercih” konusu hâline gelirken, Edward için aşk bir çok ciddi “karar” olmuş.
Ayrıca bugün, aile baskıları ya da maddi beklentiler uğruna iç sesini bastıran pek çok insan varken, bir kralın her şeyi göze alıp sadece sevdiği kadınla sade bir hayatı seçmesi, insanı etkiliyor. Edward belki de aşkı tanımayanlara ağır bir ders, duygularını bastıranlara ise büyük bir cesaret bırakmış oldu.
Edward, 23 Haziran doğumlu bir Yengeç burcuydu. Bu burç, duygusal bağlılıklarıyla bilinir. Yengeçler için sevgi, koruma ve aidiyet duygusu hayattaki en önemli şeydir. Ailesiyle değil, duygularıyla bağlı olduklarına sadakat gösterirler. Edward’ın, koca bir imparatorluğu bir kadının gözlerine sığdırması çok da şaşırtıcı değil, öyle değil mi?
Wallis Simpson ise bir İkizler burcuydu. Hayat dolu, zeki, enerjik… İkizler kadını dikkat çekmeyi iyi bilir. Konuşmalarıyla büyüler, zihinsel uyumla bağ kurar. Edward’ın kalbini çalan da belki onun bu sıra dışı havasıydı. İkizler ile Yengeç burcu ilişkisi zordur ama tutkusu eksik olmaz. Onlar için “zıt kutupların çekimi” tabiri cuk oturur.
Yazıyı Kral VIII. Edward’ın 11 Aralık 1936’da radyodan halka seslendiğinde söyledikleri ile bitirmek istiyorum:
“Sevdiğim kadının yardımı ve desteği olmadan, sorumluluğun ağır yükünü taşımayı ve yapmayı dilediğim gibi bir kral olarak görevlerimi yerine getirmeyi imkânsız buldum.”