Bu özel bir içerik olacak. Bu içerik bir sınav ülkesi olan Türkiye’nin ihtiyacı olan bir içerik türü çünkü yaşamımızın belki de en önemli parçası olan sınavlar... Öyle ki sadece Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (2024-YKS) 3 milyon 36 bin 945 aday başvurmuş. TYT'ye 3 milyon 36 bin 945 aday. Adayların 1 milyon 404 bin 156'sı sınava ilk kez başvuru yaparken, 798 bin 409 adayın ikinci başvurusu, 442 bin 64 adayın üçüncü başvurusu, 219 bin 390 adayın dördüncü başvurusu, 172 bin 926 aday ise beş ve daha fazla başvuru yapmış durumda. Bu sadece YKS tarafı. Ülke olarak sürekli sınavlara giriyor gibiyiz. Sınavlarda da 'döküldüğümüz' kısım ise matemetik.
Öyle ki, Türkiye, PISA 2022 raporunda matematik alanında 37 OECD ülkesi arasında 32. sırada, FEN alanında ise 29. sırada yer aldı. Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 araştırmasıyla ilgili sonuçları paylaştı. Uzmanlara göre Türkiye, 2022 yılında fen, matematik ve okuma alanlarında sıralamasını üç ila beş sıra yukarı taşısa da tüm branşlarda OECD ülkelerinin ortalamasının altında kaldı. Yıldan yıla da durum iyileşmiyor. Matematik bir kaygıya dönüşmüş durumda adeta, belki sendrom!
Matematik bir “fobi” durumuna da gelmiş durumda. Matematik fobisi, küçük yaşlardan başlayarak kendini gösterir; üniversiteye giden gençlerden, hayata atılmış insanlara kadar bile görülebilir. Pazarda alışveriş yaparken 10 TL ile 5 TL'yi toplaması gereken kadınının duyduğu telaş ve heyecanla, matematik kitabının kapağını gördüğünde gözyaşlarına boğulan ilkokul birinci sınıf öğrencisinin duygusu aynı kökten gelmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre, Matematik Fobisi , fobiler listesinde kendine yer bulabilecek kadar ciddi belirtileri, psikolojik-fiziksel etkileri olan ve kişinin bütün eğitim hayatını etkileyebilecek kadar önemli bir kaygı bozukluğudur. Sayılarla ya da dört işlemle karşılaşmak bazı insanlarda stresi yöneten kortizol hormonunun salgılanmasına, avuçların terlemesine, kalbin daha hızlı çarpmasına, nefes ritminin bozulmasına neden olur ki bu belirtiler diğer fobilerde de benzer şekilde kendilerini göstermektedir. 2012 yılında Birleşik Devletler’de Matematik korkusu yaşayan 7-9 yaş arası çocuklarda gerçekleştirilen bir beyin taraması ise bize kortizol hormonunun yanı sıra prefontal korteksin de aktifleştiğini; bu nedenle çocukların konsantre olabilmek, problemi anlamak ve işlem yapabilmekte güçlük çektiklerini göstermektedir.
O zaman matematik konusunda bir bilenden ilham alalım dedik. Türkiye’de matematik yayıncılığı konusunda lider kurumlardan Oksijen Yayıncılık’tan “matematiği sevdirecek filmleri” listelemelerini istedik. Oksijen bünyesinde 3 farklı marka var. Bu markalar, Nft, Oksijen ve Metaform. Oksijen Yayıncılık’ın kitaplarını her yıl yaklaşık olarak 600 bin öğrenci ve 50 binden fazla öğretmen kullanıyor. Kitapların tamamı video çözümlü. Öğrenci ve öğretmenler bunlara uygulamalardan ulaşabilmekte. NFT Yayında 190 kitap, 30.000 sayfa, 120.000’den fazla soru! Oksijen Yayıncılık’ta 80 kitap, 20.000 sayfa, 80.000’den fazla soru yayınlayan, Metaform’da 15 kitap, 4.000 sayfa, 12.000’den fazla soru… Nft, Oksijen ve Metaform. AYT, TYT matematik kitapları, soru bankaları ile de oldukça popülerler. Matematik filmleri önemli. Matematiksel konuların görselleştirilmesi, soyut matematiksel kavramları somut ve herkes için erişilebilir hale getirmede önemli bir rol oynar. Sinema bu bağlamda matematiksel düşünceleri daha geniş kitlelere ulaştırma potansiyeline sahiptir. Animasyonlar, grafikler ve diğer görsel öğeler, karmaşık teorilerin ve formüllerin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Örneğin, ‘Pi’ filminde kullanılan görseller, sayılar teorisinin ve daha soyut kavramların izleyici tarafından kavranmasına katkıda bulunur. Görselleştirme sadece anlama kolaylığı değil, aynı zamanda öğrenmenin kalıcılığını da artırır ve izleyiciye matematiğin günlük hayatta nasıl uygulanabileceği konusunda yeni bakış açıları sunar.
Semboller ve formüller, matematiğin evrensel dili olup, karmaşık düşüncelerin basit, anlaşılır ve etkili bir şekilde ifade edilmesini sağlar. Sinemada bu semboller ve formüller, genellikle karakterlerin problem çözme süreçlerinde ve önemli anlarda izleyiciye sunulmaktadır. Filmlerde sembollerin doğru bir şekilde anlamlandırılması, izleyicinin konuyu daha iyi kavramasına yardımcı olur. Örneğin, "A Beautiful Mind" filminde John Nash'in denklemlerle dolu tahtası, onun zihnindeki karmaşık düşünceleri ve problemleri görselleştirirken, aynı zamanda bu formüllerin nasıl insan hayatını etkileyebileceğini gösterir. Bu tür kullanımlar, izleyicinin yalnızca formülleri ve sembolleri tanımasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda matematik yoluyla daha derin bir anlayış geliştirir. Oksijen bünyesindeki öğretmenlerin matematik film listelerine geçelim şimdi.
Matematik tarihi boyunca genellikle soyut ve karmaşık olarak nitelenmiş, bu nedenle birçok öğrenci tarafından uzak ve korkutucu bulunmuştur. Ancak, sinema gibi güçlü bir sanat formunun, matematik derslerini daha keyifli ve ilgi çekici hale getirme potansiyeli bulunmaktadır. Filmler, matematiğin günlük yaşam üzerindeki etkilerini ve geniş uygulama alanlarını görselleştirebilir. Bu çalışma, sinemanın matematiği daha sevdirmek ve anlaşılır kılmak adına kullanabileceği yöntemleri irdelemeyi hedeflemektedir. Gerçekte matematiğin, hesaplama ve formüllerden daha fazlası olduğunu ortaya koyan filmler; izleyicilere, matematiğin bir düşünme biçimi ve yaratıcılığı teşvik eden bir disiplin olduğunu gösterebilir. Bu araştırmanın amacı, matematik ve sinema arasındaki ilişkiyi inceleyerek, hangi filmlerin matematik derslerini sevdirmek için kullanışlı olabileceğini belirlemektir. Özellikle film ve matematik arasındaki sinerji göz önünde bulundurularak, bu filmlerin eğitim sürecine nasıl entegre edilebileceği üzerinde durulmaktadır. Araştırma, öğrencilere matematiği nasıl daha heyecan verici ve ilgi çekici hale getirebileceğimizi keşfetmeyi hedeflemektedir. Ayrıca, matematiksel kavramların daha anlaşılır bir şekilde sunulmasını sağlayarak öğrencilerin derslere olan motivasyonu üzerine olan etkileri de analiz edilecektir.
Matematik temalı filmler, öğrencilere ders dışı bir öğrenme ortamı sunarak matematiksel kavramların daha derinlemesine anlaşılmasına katkıda bulunabilir. Öğrencilerin ilgisini çekmek ve onları motive etmek için filmler, soyut matematiksel kavramları görsel ve hikayesel bir bağlamda sunarak anlaşılırlığı artırır. Eğitimciler, bu filmleri ders programlarına entegre ederek müfredatı daha ilgi çekici hale getirebilir ve öğrencilerin derse olan bağlılığını güçlendirebilir. Filmler aynı zamanda tartışma platformu yaratabilir, öğrencilerin fikirlerini ifade etmelerini ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerini sağlayabilir. Dolayısıyla, matematik derslerinde film kullanımının eğitimde olumlu etkiler yarattığı göz ardı edilmemelidir.
Shakuntala Devi, matematiğin yalnızca formüller ve hesaplamalarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda analitik düşünme ve problem çözme becerilerini geliştiren bir disiplin olduğunu vurgular. Sinema, matematiği daha ilgi çekici hale getirmek ve soyut kavramları somutlaştırmak için güçlü bir araçtır. Matematiği sevdiren filmler, izleyicilere ilham verir, onların problem çözme yeteneklerini geliştirir ve bu bilim dalına karşı olan önyargıları kırarak, matematiğin ne kadar büyüleyici bir alan olduğunu gösterir.
Bu bölümde matematik konularını etkileyici bir şekilde işleyen filmler incelenecek ve bu filmlerin eğitim perspektifinden katkıları değerlendirilecektir. Matematik ve sinema arasındaki ilişkiyi derinlemesine anlayabilmek için sinemada matematiğin temsiliyeti, karakterlerin gelişimi ve problem çözme sürecinin nasıl ele alındığı gibi unsurlar üzerinde durulacaktır. Filmlerin anlatı teknikleri, matematiksel kavramların görselleştirilmesi ve bu kavramların izleyiciye etkili bir şekilde aktarılması incelenecektir. Ayrıca, bu filmlerin matematik eğitimine sağladığı katkılar ve öğrencilerde uyandırdığı motivasyon ve ilham üzerinde de durulacaktır. Seçilen örnek filmler, matematiksel düşüncenin ve zekanın sinematik anlatılar yoluyla nasıl şekillendiğini gösteren önemli eserlerdir.

A Beautiful Mind (Akıl Oyunları) – 2001
A Beautiful Mind (Akıl Oyunları), 2001 yılında vizyona giren ve Nobel ödüllü matematikçi John Nash'in hayatını anlatan etkileyici bir biyografik dram filmidir. Russell Crowe'un Nash'i canlandırdığı film, matematiğin ne kadar karmaşık ve derin bir alan olduğunu gözler önüne sermektedir. Film, Nash'in matematiksel teoriler geliştirme sürecinde yaşadığı psikolojik zorluklara odaklanırken, izleyicilere matematiksel düşüncenin gücünü ve yaratıcı süreçlerinin anlamını göstermektedir. Nash'in Game Theory (Oyun Teorisi) alanındaki çığır açıcı çalışmaları, matematiğin günlük yaşamda ve ekonomi gibi farklı disiplinlerde nasıl uygulanabildiğini tasvir eder. Film ayrıca, matematiksel araştırmanın yalnızca formüllerden ibaret olmadığını, aynı zamanda hayal gücü ve azmin birleşimi ile mümkün olan sınırsız potansiyele sahip olduğunu vurgular.

The Man Who Knew Infinity (Sonsuzluk Teorisi) – 2015
The Man Who Knew Infinity (Sonsuzluk Teorisi) – 2015 yapımı bu film, Hintli matematikçi Srinivasa Ramanujan’ın yaşamını ve çalışmalarını konu alır. Ramanujan, matematiğe olan güçlü tutkusu ve doğuştan gelen yeteneği sayesinde, modern matematiğin en önemli katkılarından bazılarını yapmıştır. Film, Ramanujan’ın Hindistan’daki mütevazi yaşamından, Cambridge Üniversitesi’ne uzanan yolculuğunu ve ünlü matematikçi G.H. Hardy ile birlikte gerçekleştirdiği çalışmaları detaylı bir şekilde inceler. Ramanujan’ın aşkı, inancı ve entelektüel cesareti, matematiğin basit bir bilimden öte, bir sanat ve tutku olarak gösterilir. Matematiksel teorilere ve soyut kavramlara duyulan yoğun ilgi, izleyicilere ilham verici bir hikaye sunarak matematiğin güzelliklerini anlamalarını sağlar.

Good Will Hunting (Can Dostum) – 1997
Good Will Hunting, 1997 yılında Gus Van Sant tarafından yönetilen ve senaryosu Matt Damon ile Ben Affleck tarafından yazılan bir Amerikan drama filmidir. Film, Boston’da yaşayan ve matematikte dahi seviyesinde olan ancak temizlik görevlisi olarak çalışan genç Will Hunting'in, yeteneklerini keşfeden bir profesör sayesinde hayatının olumlu yönde değişmesini konu alır. Matematik eğitimi açısından film, gençlerin matematiğe olan ilgisini artırarak, öğrenmenin sadece formüllerle sınırlı olmadığını ve duygusal zekanın da önemli olduğunu göstermektedir. Can Dostum, izleyicilere matematiğin karmaşık dünyasının, doğru yönlendirme ve kişisel destekle nasıl anlam kazandığını etkileyici bir sahneleme ile sunar. Ayrıca film, eğitimde mentörlüğün ve bireysel potansiyelin keşfinin önemini vurgulamakta, izleyicileri ilham verici bir akademik yolculuğa çıkarmaktadır.

The Imitation Game (Enigma) – 2014
The Imitation Game, dönemin önemli matematikçilerinden biri olan Alan Turing'in hayatını ve Enigma kodunu çözmedeki başarısını anlatan bir biyografik filmdir. Bu filmde, Turing'in matematiksel dehası ve problem çözme yetenekleri ön plana çıkar. Matematiksel kavramların görselleştirilmesi açısından film, izleyicilere dönemin teknolojik sınırlamalarına rağmen nasıl yaratıcı çözümler bulunduğunu etkileyici bir biçimde sunar. Turing'in bir yandan Nazi şifrelerini çözmeye çalışırken bir yandan da kişisel mücadelelerini ele alan film, matematik ve bilgisayar biliminin temellerini atan çalışmalarını mercek altına alır. The Imitation Game, matematiğin savaş sırasında insanlığa nasıl faydalı olduğunu ve inovasyonun önemini gözler önüne serer.

Stand and Deliver (1988)
Stand and Deliver, gerçek bir hikayeye dayanan ve matematik öğretimi üzerinde derin etkiler bırakan bir filmdir. Matematik öğretmeni Jaime Escalante'nin Los Angeles'taki düşük gelirli bir lisede azınlık öğrencilerini, zorlu matematik konularında başarılı olmaları için nasıl motive ettiğini anlatır. Escalante, öğrencilerine inanarak ve onları sürekli teşvik ederek, birçok öğrencinin Advanced Placement Calculus sınavında beklenmedik bir başarı elde etmelerini sağlar. Film, öğretmenlerin öğrencilere olan yaklaşımının ve yüksek beklentilerin, öğrencilerin performansı üzerinde nasıl olumlu etkiler yaratabileceğini göstermektedir. Özellikle dezavantajlı grupların eğitimi ve matematikteki fırsat eşitsizliği konularında farkındalık yaratmış, öğretmenlerin rolünün ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.

Pi (1998)
Darren Aronofsky’nin yönettiği 'Pi', matematiğin hayatın derinliklerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu ve sayısal dünyada insanların bilinçaltını nasıl etkilediğini irdeleyen bir filmdir. Film, Maksimillian Cohen adlı dahinin sayıları anlamlandırma ve yaşamın gizemlerini çözme çabalarını konu alır. Cohen, pi sayısının yalnızca matematiksel bir sabit değil, aynı zamanda evrenin sırlarına açılan kapı olduğunu düşünmektedir. Filme yön veren ana tema, matematiğin sonsuz bilgeliğinin tehlikeli ve kafa karıştırıcı boyutlarıdır. Analitik düşünme ve problem çözme yeteneği ön planda tutulurken, film izleyiciye matematiğin bilinmeyen ve gizemli yüzünü keşfetme şansı sunar. Gergin atmosferi ve karmaşık kurgusu ile 'Pi', izleyiciye matematiksel kavramların estetik bir şekilde nasıl işlenebileceğini gösterirken, aynı zamanda matematiğin hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğu mesajını taşır.

Moneyball (Kazanma Sanatı) – 2011
Moneyball (Kazanma Sanatı), Amerikan beyzbol takımının genel müdürü Billy Beane'in istatistiksel analiz yöntemleriyle başarıya ulaşma hikayesini anlatır. Film, sabit bütçeli bir takımın, matematiksel modellemeleri kullanarak, rekabetçi ve başarılı bir lig performansı sergileyebileceğini gösterir. Billy Beane, veritabanı analizleri ve istatistiksel hesaplamalar sayesinde, düşük maliyetli oyuncuların performanslarını en üst düzeye çıkarmayı başarmıştır. Bu hikaye, matematiğin ve istatistiğin spor dünyasında işe yarar ve yenilikçi sonuçlar doğurabileceğinin güçlü bir göstergesidir. Film, hem spor hem de matematik tutkunları için ilham verici bir deneyim sunar ve matematiksel düşüncenin yaratıcılığı nasıl tetikleyebileceğini açıkça sergiler.

Fermat’s Room (Fermat’ın Odası) – 2007
Fermat'ın Odası, 2007 yılında vizyona giren ve matematik temalı bir gerilim filmidir. Filmde, dört farklı matematikçi bir araya gelerek bir problem çözme yarışmasına katılır. Ancak, bir süre sonra kendilerini hayatta kalmak için çözmek zorunda oldukları ölümcül bir bulmacanın içinde bulurlar. Film, matematiksel mantığın ve problem çözme yeteneklerinin sınandığı bir kapalı alan gerilimi sunar. İzleyicileri, matematiksel kavramların nasıl hayati önem taşıyabileceğini ve akıl yürütme becerilerinin ne kadar kritik olduğunu düşünmeye teşvik eder. Filmde yer alan matematik problemleri, gerçek dünyada kullanılabilecek türden zeka dolu bulmacalar aracılığıyla izleyicilere sunulmaktadır.

Gifted (Deha) – 2017
Gifted (Deha) – 2017, genç ve dahi bir kız çocuğu olan Mary Adler'in çevresindeki yetişkinlerin onun olağanüstü matematik yeteneklerine yönelik farklı bakış açılarını ele alır. Film, matematiksel yeteneklerin keşfi ve yönetimi konusundaki zorlukları duygusal bir aile draması çerçevesinde işler. Mary'nin annesi, kızının matematik becerilerini sıradan bir çocukluk yaşaması gerektiğine inanarak baskı altında tutarken, büyükannesi bu yetenekleri daha fazla keşfetmek istemektedir. Eğitim sisteminin ve aile içi dinamiklerin matematiği öğrenme şeklimizi nasıl etkilediğini gözler önüne seren film, aynı zamanda olağanüstü zihinsel yeteneklere sahip çocukların yaşadığı sosyal ve duygusal zorlukları vurgular. Gifted, matematiksel madalyonun iki yüzünü de göstererek, özel yeteneklerin eğitimi ve gelişimi ile ilgili önemli sorular ortaya koyar.

Donald in Mathmagic Land (Donald’ın Matematik Diyarı) – 1959
Donald in Mathmagic Land (Donald’ın Matematik Diyarı), Walt Disney'in 1959 yılında ürettiği bir animasyon filmidir. Film, Disney'in klasik karakteri Donald Duck'ı merkezine alarak seyirciyi heyecan verici bir matematik yolculuğuna çıkarıyor. Bu animasyon, matematiği eğlenceli ve erişilebilir bir şekilde sunarak, izleyicilere matematiğin günlük yaşamda ve doğada nasıl var olduğunu keşfetme fırsatı tanır. Film, Pythagoras teoremi, altıgen ve daire gibi geometrik şekillerin büyüsünü gözler önüne sererken, izleyicilere matematiğin sadece sayısal işlemlerden ibaret olmadığını gösterir. Film, doğanın matematiksel düzenini ve bu düzenin nasıl sanata, müziğe ve mimariye ilham verdiğini açıklarken, çocuklara matematiğe olan ilgiyi artırmayı hedefler. Filmde Donald, matematiksel diyarını keşfederken, izleyiciye zorlukların üstesinden gelme konusunda motivasyon sunar ve analitik düşünmenin kapılarını aralar.
Matematiksel kavramların filmlerde işlenişi, izleyiciye sadece teorik bilgi sunmanın ötesinde, soyut matematik ilkelerini somut örneklerle bağdaştırarak kavrama sürecini zenginleştirir. Özellikle karmaşık denklemler veya türev gibi konular, karakterlerin karşılaştığı zorluklar ve bunlara getirdikleri çözümlerle dramatize edilerek daha anlaşılır hale gelir. Filmler, matematiksel kavramları hikaye anlatıcılığı ile birleştirerek, izleyicinin ilgisini çeker ve öğrenme motivasyonunu artırır. Bu bağlamda görsel ve işitsel unsurlar, matematiksel ilkelerin daha geniş kitlelerce erişilebilir ve anlaşılır kılınmasını sağlar. Matematiksel mantık ve problem çözme yetenekleri, filmler aracılığıyla öğrencilere etkili bir şekilde aktarılabilir. Örneğin, bir karakterin karmaşık bir problemi çözmek için mantıksal adımlar izlediği sahneler, izleyicilere problem çözme sürecinin nasıl işlediğini gösterir. Bu tür filmler, soyut matematiksel düşüncenin günlük yaşamda nasıl kullanılabileceğine dair pratik örnekler sunar. Her bir sahne, izleyicilere stratejik düşünme becerisini öğretirken, aynı zamanda matematiği eğlenceli ve merak uyandırıcı bir deneyim haline getirir. Bu sayede izleyicilerde analitik düşünme yetenekleri gelişirken, matematiksel kavramların güzelliği ve derinliği de ortaya çıkar.
1. Matematikle ilgili filmler öğrencilerin ders motivasyonunu nasıl artırır?
Matematik temalı filmler, soyut kavramları görsel ve hikâyesel anlatımlarla zenginleştirerek öğrencilerin dersi daha ilgi çekici bulmalarını sağlar. Gerçek hayatta matematiğin nasıl kullanıldığını göstermek, öğrencilerin derse olan ilgisini artırabilir.
2. Matematik öğretiminde filmler neden etkili bir öğrenme aracı olabilir?
Filmler, matematiksel kavramları günlük yaşam bağlamına oturtarak daha anlaşılır hale getirir. Öğrenciler, izledikleri sahnelerde matematiğin pratikte nasıl kullanıldığını gördüklerinde öğrenme süreci daha kalıcı hale gelir.
3. Hangi matematik temalı filmler eğitim sürecine entegre edilebilir?
A Beautiful Mind, The Man Who Knew Infinity, Good Will Hunting, The Imitation Game ve Stand and Deliver gibi filmler, matematiği ilgi çekici kılarken öğrencilere ilham verici yaşam öyküleri sunar.
4. Matematik filmleri öğrencilere hangi becerileri kazandırır?
Bu tür filmler, problem çözme yeteneğini geliştirme, analitik düşünme becerilerini artırma, matematiksel keşiflere olan ilgiyi yükseltme ve akademik başarıya dair motivasyon sağlama açısından önemli katkılar sunar.
5. Matematiği zor bulan öğrenciler için filmler nasıl bir etki yaratabilir?
Filmler, matematiğin sadece karmaşık formüllerden ibaret olmadığını göstererek, öğrencilerin matematiğe dair korkularını azaltabilir ve dersi daha eğlenceli bir öğrenme sürecine dönüştürebilir.
6. Matematik konularını görselleştirmek neden önemlidir?
Görsel anlatım, soyut matematik kavramlarını daha somut hale getirir. Grafikler, animasyonlar ve gerçek hayat senaryoları, öğrencilerin konuları daha iyi kavramalarına yardımcı olur.
7. Matematik ve sanat arasındaki bağlantıyı gösteren filmler var mı?
Pi, Donald in Mathmagic Land ve The Man Who Knew Infinity gibi filmler, matematiğin yalnızca bir bilim dalı olmadığını, aynı zamanda sanat, müzik ve doğa ile nasıl iç içe geçtiğini gösterir.
8. Matematikle ilgili biyografik filmler neden ilgi çekicidir?
Gerçek hayattan alınmış hikâyeler, öğrencilerin ilham almasını sağlar. Matematik dehalarının hayatlarını konu alan filmler, zorlukların üstesinden nasıl geldiklerini ve matematiği nasıl kullandıklarını gözler önüne serer.
9. Matematik öğretmenleri derslerinde film kullanımını nasıl planlamalıdır?
Öğretmenler, filmleri dersin konusuna uygun olarak seçmeli ve film sonrası öğrencilerle tartışmalar yaparak, filmde işlenen matematiksel kavramları pekiştirmelidir.
10. Matematik filmleri, öğrencilerin ders başarılarını nasıl etkiler?
Film izlemek, öğrencilerin ilgisini çekerek öğrenmeyi eğlenceli hale getirir. Bu da dersi daha iyi anlamalarına, dikkat sürelerini artırmalarına ve uzun vadeli öğrenme sağlamalarına yardımcı olabilir.