AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Hem politik hem siyasal sistemler bakımından, hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkeler bakımından, dünyanın her yerinde yeni bir dönemin arefesindeyiz" dedi.
Kurtulmuş, Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ortadoğu Sivil Toplum Diyaloğu" çalıştayının açılışında, dünyada hızlı değişimlerin yaşandığı bir süreçten geçildiğini söyledi.
Bu değişim çerçevesinde "Arap Baharı" ile bölgedeki insanların kendi rejimlerini değiştirmeyi talep ettiklerini aktaran Kurtulmuş, bunun da insanların kendi özgür düşüncelerini, sosyal ve siyasi hayatta gündeme taşıyamamış olmanın verdiği toplumsal birikimden kaynaklandığını vurguladı.
Bölgedeki ülkelerin çoğunda ekonomik faaliyetlerin, ülkenin kaynakları ve imkanlarının çok az sayıdaki elitler tarafından idare edildiğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Aslında dünyanın demokrasi tecrübesinde; ekonomik elitler ile siyasi elitlerin yan yana, el ele, kol kola, kendi ülkelerini sömürmesi ve kendi halklarını demokratik karar süreçlerinden uzak tutması, ortak müşahede edilen hususlardan birisidir. Bu çerçevede inşallah önümüzdeki süreç, sadece siyaset alanında değil, aynı zamanda ekonomik alanda da toplumsal kesimlerin, farklı kesimlerin karar mekanizmalarının içine girebileceği yeni bir coğrafyayı, yeni bir düzeni, bu ülkelerde ortaya koyacaktır."
-İnsanın merkezde olduğu yeni bir ekonomik ve siyasal sistem-
Yeni dönemin ortak noktasının, insan merkezli yeni bir ekonomik ve siyasal sistemin inşa edilmesi süreci olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Hem politik hem siyasal sistemler bakımından, hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkeler bakımından, dünyanın her yerinde yeni bir dönemin arefesindeyiz" dedi.
İnsanların yeni arayışlar içerisine girdiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede sivil toplumun son yıllarda giderek gelişiyor olması, aslında dünyadaki fikirler bütününün özgürleşmesi anlamına geliyor. Liberalleşme demek, özgürleşme demek, sadece piyasaların özgürleşmesi değildir. Liberalleşme ve özgürleşme, aynı zamanda ve belki piyasaların özgürleşmesinden önce fikirlerin ve düşüncelerin özgürleşmesi demektir. İşte bu çerçevede büyük bir imkan, büyük bir güç doğuyor ve sivil toplum dünyanın her yerinde gelişme kaydediyor. Bizim ülkelerimizde de bu gelişmenin süreceğine inanıyorum."
Sivil toplum kuruluşlarının küreselleşmeyle daha fazla güçlendiğini ve daha fazla hareket alanı bulduğunu belirten Kurtulmuş, demokrasinin gelişmesiyle sivil toplumun, sivil toplumun gelişmesiyle de demokrasinin geliştiğini anlattı.
-"Yeni fikirlere ihtiyaç var"-
Artık siyasi merkezlerden kararlar almayla ekonomik kalkınmanın sağlanamayacağını, ekonomik kalkınmanın ülke bazında bütün bölge ve şehirlere yayılabilmesinin temel koşulunun, şehirlerdeki ekonomik aktörlerin hepsinin fikirlerini paylaşmasından ve yeni mekanizmalardan geçtiğini dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Büyük bir değişim ve dönüşümden geçilen süreçte yeni fikirlere ihtiyaç var. Artık bildik, tanıdık, her şeyi piyasanın koşulları altında gören, her şeyi ekonomik önceliklerle tanımlayan medeniyetin eski algıları tarihte kalıyor. Sadece güç üzerinden söz söylemenin imkanının olmadığı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Haklı olmanın, yardımlaşmanın, paylaşmanın, adaletin, insanlara iyilik yapmanın, bu iyilikler üzerinden toplumsal diyaloglar geliştirmenin önemli olduğu yeni bir döneme giriyoruz. O eski sözleri söyleyenlerin artık dünyaya söyleyecek fazla sözü kalmamıştır. Şimdi yeni sözleri üretenlerin, bu ürettiği sözler içerisinde de insanı merkeze koyan, demokrasiyi, sivil toplumu esas alan farklılıkları ciddi şekilde barındıran anlayışa ihtiyaç var. İşte tam da bu noktada bizim medeniyetimiz, sadece bu coğrafyanın insanlarına değil bütün insanlığa söyleyeceği çok kuvvetli sözü olan bir geçmişe ve birikime sahiptir."
Osmanlı'nın bugün İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarında yaklaşık 400 yıl hüküm sürdüğünü belirten Kurtulmuş, 400 yıl sadece bir manga askerle idare edilen bölgede tek bir mezhep, din ve etnik kavga yaşanmadığına dikkati çekti.
Osmanlı'nın sivil toplumu mümkün olduğu kadar sesli ve çoğulcu hale getirerek bunu temin ettiğini kaydeden Kurtulmuş, herkesin dininde, inancında serbest olduğunu, herkesin dinini dilediği gibi öğrendiğini ve öğrettiğini, rahatlıkla ticaret yapılabildiğini bildirdi.
-Suni sınırlar-
Doğal olmayan sınırlarla bölge halklarının birbirinden ayrıldığını savunan Kurtulmuş, söyle konuştu:
"Bizi Suriye, Irak, Ürdün, Gürcistan, Azerbaycan halkından, bizi Yunanistan halkından, bu bölgedeki halklardan ayıran aslında nedir- Sadece suni olarak çizilmiş olan sınırlardır. Bu suni sınırların ötesine geçerek, düşüncelerimizdeki sınırları yıkmak, bütün bölge halklarının ortak bir medeniyetin çocukları olduğumuz inancıyla dünyaya barışı, adaleti, insanlığı öğretecek yeni sözü ve yeni işleri ortaya koymak durumundayız."
Muhabir: Orhan Çiçek / Veli Gürgah
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz