AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm sürecine ilişkin, şimdiye kadar gelinen noktadan oldukça ümitli olduğunu belirterek, "Tabi ki bu sürecin çok ciddi provokasyonlara açık olduğunu da ifade etmek isterim. Herkesin teenniyle hareket etmesi lazım" dedi.
Kurtulmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 32 yıldır devam eden ve bütün insanlara çok ağır bedeller ödettiren bir fitnenin ortadan kaldırılmasını istediklerini kaydetti.
Asırlardır bu topraklarda, birlikte, barış içerisinde yaşandığını, bu ülkenin insanlarının aynı medeniyetin evlatları olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Birbiriyle akraba olmuş, dost, komşu olmuş, aynı coğrafyanın, aynı vatan evlatları olarak gönüllü bir şekilde bir arada yaşıyorlar. Burası önemli" diye konuştu.
Hiç kimsenin bu topraklarda zorla, baskıyla değil, herkesin gönüllü olarak yaşadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Bu ülkenin Kürdüne de Türküne de 'çık buradan' deseniz, 'aman burası benim' der. Nasıl Kürt kardeşlerimiz için İstanbul da en az Hakkari kadar önemliyse, Türkler için de Hakkari, Diyarbakır, Şırnak'ta en az İstanbul, Ankara kadar önemlidir. Bunun altını çizmek lazım" ifadelerini kullandı.
-"Bir iç savaş değildir"-
Türkler ve Kürtler arasında bir din farkı olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Zaten böyle bir şey olsaydı şimdiye kadar çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkardı. Biz aynı dinin, aynı inancın mensupları olan insanlarız. Bu 30 küsur senedir devam eden bu kanlı süreç vatandaşların arasındaki bir iç savaş değildir. Uluslararası terör siyasetinin desteklediği bir takım çevrelerin terör örgütü vasıtasıyla Türkiye'nin içerisine, halkın üstüne yüklemiş olduğu devletle terör örgütü arasında devam eden bir çatışma sürecidir. Dolayısıyla bunları önemsiyoruz. Tesadüfen de bir araya gelmedik. Dolayısıyla birlikte yaşama iradesine sahip 75 milyon bir milletten bahsediliyor. Bu halk kendi arasında asla karşılıklı olarak bir sorun olarak kabul etmediği bu meseleyi çözme noktasına gelmiştir."
Kurtulmuş, Türkiye'de ilk defa bir başbakanın bu konudaki bütün riskleri üstüne alarak bu adımları attığını, bunun da tarihi bir dönüm noktası olduğunu dile getirdi.
-"Gelinen noktadan oldukça ümitliyim"-
Bu işin bir rant ve risk meselesi olmadığına inandıklarını, en ufak siyasi risk hesabı içerisinde olmadıkları ve riskten kaçmadıklarını ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Çünkü bundan sonra, bu noktaya geldikten sonra bir kişinin daha ölmesinden daha büyük bir risk olamaz. Ayrıca buradan bir rant da elde etmek yoktur. Ne AK Parti için vardır, ne MHP, ne CHP, ne de BDP için de olmamalıdır. Bu bir siyasi mesele de değildir aslında. Tabi ki sorunun tarafları siyasi bir projenin içerisindedir. Ama esasında bu siyaset için de insani bir meseledir. Hepimiz elimizi vicdanımıza koyacağız. Biz bu meselenin çözülebilmesi için insani sorumluluğumuzu yerine getireceğiz ve barış sürecini gerçekleştirmiş olacağız. Ben şahsen şimdiye kadar gelinen noktadan oldukça ümitliyim. Tabi ki bu sürecin çok ciddi provokasyonlara açık olduğunu da ifade etmek isterim. Herkesin teenniyle hareket etmesi lazım."
-"Çok zor bir sorunun çözülmesiyle karşı karşıyayız"-
Herkesin adımlarını atarken, sözlerini söylerken, ortaya projelerini koyarken, geniş kitleyi düşünerek hareket etmesi gerektiğini anlatan Kurtulmuş, hangi çözüm uygulanırsa uygulansın buna taraftar olanlar olduğu gibi karşı çıkanlarında olabileceğini aktardı.
Kurtulmuş, bunun çok doğal bir şey olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla çok zor bir sorunun çözülmesiyle karşı karşıyayız. Buradaki esas anahtar, ana gövdenin büyük kitlenin kabul edeceği makul bir sürecin yürütülmesi, makul sonucun alınmasıdır. Ben bu anlamda da doğru bir istikamette gidildiğini düşünüyorum. Bu sürece karşı çıkanlara da şunu tavsiye ederim; şöyle düşünsünler, bir hesaba göre 400 milyar dolar, bir hesaba göre 1 trilyon dolar terörün maliyeti var. 30 bin kişi ölmüş. Bunların 8 bini güvenlik kuvvetlerimiz, gencecik çocuklarımız, polisimiz, askerimiz, sivil memurlarımız. İnsani kayıpların ölçülebilir bir değeri yok. Olağanüstü yüksek bir değerdir, olağanüstü bir yüktür Türkiye'nin üstünde. Yani acıdır, bunun tarifi bile oldukça zor. Ben nice şehit ailelerinin evini ziyaret etmiş biri olarak söylüyorum. Aynı şekilde PKK tarafında öldürülen insanlar da bu ülkenin çocukları. Orada da anneler ağladı, orada da hiç kimse çocuğunun ölmesinden sevindiğini zannetmiyoruz."
Dolayısıyla bu gelinen noktada, bu sorunun çözülebilmesi için insani süreçleri hızlandırılması gerektiğini belirterek, bir daha hiç kimsenin ölmeyeceği bir Türkiye'yi kurmak gerektiğini vurguladı.
-"Burada insanlık kazanacak, kardeşlik kazanacak"-
Kurtulmuş, bu sorunun maddi tarafının da düşünülmesi gerektiğine işaret ederek, Türkiye'de bu sorunla mücadele etmek zorunda kalınmasaydı, Göktürk uydu aracının 20 sene önce gönderebileceğini, dünya çapında bir kaç tane bilgisayar, otomobil markasına sahip olabileceklerini bildirdi.
Türkiye'nin terör yüzünden ekonomik anlamda da büyük kayıplar yaşadığını dile getiren Kurtulmuş, "Güçlü, büyük, öncü bir Türkiye istiyorsak, 2 ayağı da sağlam basacak. Ekonomik ayağı sağlam basacak, içeride de toplumsal barışı sağlayacak. Bu süreçlerin bu sonuçları doğurmasını ümit ediyorum" dedi.
Kurtulmuş, herkese, bütün partilere büyük sorumluluk düştüğünü belirterek, burada insanlık ve kardeşliğin kazanacağını ifade etti.
Türkiye'nin bu sorunu çözmüş bir ülke, eli kolu ve ayaklarının bağlı olmasından kurtulmuş bir ülke olarak daha hızlı bir şekilde yoluna devam edeceğini kaydetti.
-Yeni anayasa çalışmaları-
Kurtulmuş, eski Türkiye'nin, "Kirli, pasaklı, karanlık kavganın, gürültünün, ihtilallerin, faili meçhullerin, toplumsal olayların siyasi suikastlerin olduğu bir ülke olduğunu anlattı.
Yeni Türkiye'yi inşa ettiklerini anlatan Kurtulmuş, yeni Türkiye'nin mutlaka siyasal sistemini bu anlamda özgürlükçü, demokratik bir hale getirmek durumunda olduğuna dikkati çekti.
Kurtulmuş, bunun ilk adımının da yeni anayasa olduğuna işaret ederek, yeni bir anayasa yaparak, Türkiye'de gerçekten egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu bir sistemi inşa etmek zorunda olduklarını vurguladı.
Yeni bir anayasanın yapılması gerektiğini belirterek, bunun nasıl yapılacağının istikametini de 2010 referandumunda da milletin gösterdiğini anlattı.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet bu egemenliğini seçilmiş, kurum ve kuruluşlar eliyle kullanır şeklinde mesela anayasamızı değiştireceğiz" diyen Kurtulmuş, "Neyi kastediyorum. Milli Güvenlik Kurulu'nu, Yüksek Askeri Şura'yı, YÖK'ü, Türkiye'de anti demokratik olarak sistemin içerisinde yerleştirilmiş olan bütün mekanizmaları daha demokratik hale getireceğiz. Böylelikle 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' lafı, kağıt üzerinde yazılı ya da mecliste duvarda yazılı bir söz olmaktan çıkacak ve gerçekten demokratik sistemin tatbik ettiği bir sistemin bir maddesi haline gelecek" diye konuştu.
Yeni anayasanın, uzlaşmayla yapılmasını ümit ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eğer bu parlamentoda uzlaşmayla olursa, ne güzel başımızın üstüne. Yok uzlaşma olmazsa referanduma götürecek çoğunluğu bulmaya çalışırız. Referanduma giderse, sizi temin ederim ki o yüzde 58'den çok daha yukarılarda oy alarak buradan çıkar. Eğer bunu da bulamazsak o zaman 2015 seçimlerinde deriz ki, ey milletim sizin yapmak istediğiniz anayasa budur. Bu anayasayı hep beraber birlikte yapacağız. 'Buyurun birlikte, bize ciddi şekilde güç verin' diyerek 2015 seçimlerinde sonra inşallah milletin gösterdiği anayasayı yapacağız. Ümidimiz bunun bir an evvel, bu parlamentoda diğer partilerin uzlaşısıyla yapılmasıdır."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz