"Katina Hatun davası Türkiye'yi zorda bırakabilir"

Tarih Araştırmacısı Cezmi Yurtsever, Ermeni asıllı Katina Hatun’un “Adana’nın İncirlik mahallesindeki hava üssünün bulunduğu alanda arsaları olduğunu” iddia ederek dava açmasının Türkiye’yi tarihinde hiç karşılaşmadığı uluslararası hukuk kapsamında kıskaca alabileceğini söyledi.
Yurtsever, yaptığı açıklamada, Katina Hatun’un mensubu olduğu “Bakalian” ailesiyle ilgili ne Ermeni ne de Osmanlı kaynaklarında soykırıma uğradığına yönelik bir iz ve emareye rastlanmadığını bildirdi.
Yurtsever, Katina Hatun’un, ABD’nin Kaliforniya Federal Mahkemesinde İncirlik hava üssü sınırları içinde dedelerinden kalma tarihi tapular olduğunu ileri sürerek uluslararası hukuk kapsamında geçerli belge sayılması düşüncesiyle kendini soykırım mağduru gösterdiğini bildirdi.
Yurtsever, sözde soykırıma uğradıklarını ileri süren Ermenilerin kimlik ve hedefleri hakkında Çukurova tarihi üzerine yaptığı Osmanlı ve Ermeni arşiv araştırmalarında İncirlik’teki tazminat davasına hukuki belge olarak sunulan tarihi tapuları incelediğini bildirdi. Ermenilerin İncirlik tazminatı için açtıkları davada, bahse konu 3 adet tarihi Osmanlı tapusu olduğunu anlatan Yurtsever, Adana şehir merkezi Karasoku mahallesinde ev, İncirlik köyü yakınlarında ve Kürkçüler mezrasında 90 ve 30 dönümlük alanı kapsayan iki adet tapu örneği olduğunu bildirdi.
Tarihi tapuların Osmanlı tebasından “Ermeni” asıllı Bakalian ailesinden Katini hanıma ait olduğunun görüldüğünü hatırlatan Yurtsever, şunları dile getirdi: “Bakalian ailesi Osmanlı’nın son döneminde Adana’da tarım ve çırçır ticaretinden zengin olan Semayil Gilodo’nun yakınları. Adı geçen ailenin elindeki tarihi tapular için Türkiye, 1923 yılında çıkardığı yasalar çerçevesinde hak sahiplerine açık çağrı yapıyor. 3 yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaları isteniyor. 1926 yılında çıkarılan yurttaşlık yasaları çerçevesinde mülkiyet sahiplerinin hak ve statüleri belirlenmiş, çağrıya uymayanların tapuları ‘Kayıp şahıslar’ kapsamına alınarak Hazine’ye devredilmiş. Bu yasaların çıkarılmasına Atatürk öncülük etmişti. Bahsi geçen yasalar Türkiye Devleti’nin günümüze kadar uygulanan mülkiyet ve yurttaşlık haklarının da esasını teşkil ediyor.”

İNCİRLİK DAVASINI NEDEN AÇTILAR
Ermeni ve yabancı uyruklu kişileri Ermeni diasporasının yönlendirdiğini anlatan Yurtsever, Adana’da mülkiyet haklarıyla ilgili gelişmeleri şöyle anlattı: “1999 yılında Lübnan uyruklu, Osmanlı döneminde Adana’da yaşamış, Haceryan ailesi Adana adliyesinde dedelerinden kalan tapuların tespit davasını açtı. Ve dava bir nafta içinde Ermeniler lehine sonuçlandı. Davanın seyrine Türk tarihçisi olarak itiraz etmeme ve eleştirmeme rağmen Türkiye’de ilk kez cezalandırılan tarihçi ben oldum. Ve 2005 yılında öğretmenlik maaşlarıma el konularak 2,5 milyar lira tazminat ödedim. Bu olay Türk yargı sisteminin intiharı idi. Ve maalesef yabancı uyruklu Ermenilerin ‘Tapu tespit’ davası uluslararası hukuk kapsamında görülerek Yargıtay tarafından da onaylandı. Gelişmeler kendilerini ‘Soykırım mağduru’ olarak gösteren ve Türkiye’den yüklü tazminat peşinde koşan Ermeni diasporasının önündeki tarihi ve hukuki barajın yıkılması anlamına da geliyordu.”
Yurtsever, yaşanan bu olayın ardından ABD’de gelişmeleri yakından izleyen Ermeni diasporasının Osmanlı döneminde Adana’da yaşamış ve gerçekte soykırım mağduru olmayan Bakalian ailesinden Katina Hatun ve mirasçılarına ait tapuların tespit, mülkiyet haklarının iadesi veya karşılığında 100 milyon dolar dava açtığını hatırlattı. Ermenilerin tazminat davasının ABD Kaliforniya Federal Mahkemesinde devam ettiğini kaydeden Yurtsever, ancak Londra’daki Uluslararası İnsan Hakları mahkemelerinden de destek alındığını bildirdi. Bu davayla, Türkiye’nin tarihinde hiç karşılaşmadığı uluslararası hukuk kapsamında kıskaca alınmış durumdu olduğuna dikkat çeken Yurtsever, davanın kaybedilmesi halinde Ermeni diasporasının 1915’in rövanşını aradan geçen yüzyıl sonra belki de 2015 yılında alabileceğini bildirdi. Yurtsever, “Sonuçların böyle olması Kurtuluş savaşı veren Atatürk ve silah arkadaşlarının kemiklerinin sızlaması demektir. Adana’daki İncirlik arazisi davasını yakından izleyen ermeni Diasporasının sözcüsü durumundaki Harut Sassunian 4 Haziran 2011 tarihinde yaptığı basın açıklaması ile Atatürk’ün Çankaya köşkü için de dava açma çalışmalarının başlatıldığını açıklamıştı.” diye konuştu.