Youtube'da "Gör Beni" programında Armağan Çağlayan'ın sorularını yanıtlayan Seren Serengil, hayatı ve ilişkilerine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
'TUTKUYLA SEVİYORSUNUZ, TİPİNİ DEĞİŞTİRİYORSUNUZ, SONRA...'
Çağlayan'ın "Siz aşka aşıksınız. Öyle hissediyorum. Aşk fikrine aşıksınız. Çünkü birlikteliklerinizde de öyle. Önce çok tutkuyla seviyorsunuz, tipini değiştiriyorsunuz, sonra birden bire sırtınızı dönüyorsunuz. Sanki Seren Serengil aşk insanı değil de aşık olma fikrine aşık gibi geliyor bana. Bu da galiba annenizle babanız arasındaki durumdan ötürü" sözlerine Serengil, "ailem beni çok sevse de benimle kaliteli zaman geçirmedikleri için sevgiyi eksik aldım. İlla birileri beni sevsin istedim.
Ben birilerini giydirirsem, iyilik yaparsam, bir şeyler alırsam o beni daha çok sevecektir ve benim yanımda olacaktır gibi. Ben sevgiyi hep böyle tanımladım" dedi.
'ÖNEMLİ OLAN BENİ SEVMESİ...'
Seren Serengil yaptığı açıklamaya şöyle devam etti: "Karşımdaki insan 'seni seviyorum' dediği zaman hemen inandım. Ya da beni kullanmak için mi geldi gerçekten sevdi mi, kriteri uygun mı hiç ilgilenmedim. Önemli olan beni sevmesiydi. İhtiyacım olan şey beni sevmiş olması. Beni sevdiğine inandığım herkesi daha da çok sevmesi için, üzerine katarak sevmeye devam ettim. 'O iyi olsun, onun istediği olsun, o daha ünlü olsun, o daha yakışıklı olsun, onun istediği yemek pişsin' gibi onu mutlu edip beni daha çok sevmesini istiyorum."
SEVGİYİ SATIN MI ALIYOR?
Armağan Çağlayan'ın 'bir yandan sevgiyi satın alıyorsunuz' yorumu üzerine Seren Serengil, "Belki satın almak demeyelim de, sen bir iyilik yaparsan, o da seni daha çok sever mantığı var bende. Çünkü birisi tırnağımın ucu kadar iyilik yapsa ben onu ömrüm boyunca unutamam" şeklinde yanıtladı.
'ZENGİN ADAMIN ŞARTLARINA GÖRE YAŞAYAMAM'
Armağan Çağlayan'ın 'Her defasında pişman olmuyor musunuz?' sorusu üzerine Serengil, 'Ben çok kuvvetli bir adamla birlikte olamam. Çok zengin, çok toplantısı olan, çok iş seyahati olan... Benim hayatım şöyle bir hayat. Ben hayvanları çok seviyorum 6-7 tane köpeğim var. Ben gidip başka bir adamın evinde de oturamam, onun kurduğu evde de oturamam, onun şartlarında da yaşayamam. Çünkü benim çocukluğumdan gelen bir yaşam var. Refah içinde, her istediğimi alarak, istediğimde çalışabilme, istemediğimde çalışmama özgürlüğüm olabilecek kadar bir yaşam standartım var.
Kariyeri böyle, yaşam standardı böyle ama hiç benim yanımda olamıyor. Orada bir toplantısı var burada... Hayır ben böyle birini istemiyorum. Ben nasıl birisini istedim hayatımda 'hadi sinemaya gidelim' ya da 'hadi tekneyle gezelim' şimdi bir iş adamıyla olduğumu düşünün, bunu o adamla yapabilir misiniz? Peki ben o adamdan hiçbir şey istemiyorsam menfaatim de yoksa, neden onun bana bahşettiği günlerde ve zaman diliminde olacağım. Şimdi hava güzel onunla yemek yemek istiyorum ama o iş seyahatinde...
'KÖPEĞİMİN YANINA SIĞIŞACAK...'
Ben benimle daha fazla zaman geçirebilecek, mesleki açıdan daha rahat birisiyle olurum. Yani benim evimde oturacak bir kere. Benim köpeklerimle başkasının evine gitsem olmaz. Adam dese ki koltuğa çıkmasın oracıkta ayrılırım. Köpeklerim benimle yatıyor. Bir gün şöyle bir konu oldu. Köpeğim tam yatağın ortasında yatıyor ve eşimin de yatağa gelmesi lazım. İndirsene dedi. Dedim ki uyuyor indiremem o orada uyumaya alışık. Demek istedim ki orada uyuyacak. Sen de bir yere sığışacaksın yapacak bir şey yok.
'BEN DE KOLAY BİRİ DEĞİLİM'
Şimdi bunu kabul eden, beni çok seven, yüce gönlüyle kabul eden ve bana uyum sağlayacak birisi olmalı. Bana uyum sağlayacak birilerini seçtiğin zaman da krtiterler daralıyor. Bu sefer hiç bana uymayan insanlar da havuza giriyor. Ben seçtiklerimi ve onlarla gelen riskin sonuçlarını kabul ediyorum. Ben bu saatten sonra değişemem. Sanmayın ki benim karşıma benim standartlarımda biri çıkmadı. Çıktı ama ben hiçbir şey hissedemiyorum. Beni geriyor. Evi çok seviyorum. İçki içmem, sigara içmemem... Ben 21:30 22:00 gibi yatıyorum. Ben de kolay biri değilim. O tarafımı bildiğim için yapabileceğim ne varsa seferber ediyorum. Hiç eve bak demiyorum, fatura öde demiyorum, hiçbir şey demiyorum."
'EVLİLİK KAÇ PARAYA PATLIYOR?'
Armağan Çağlayan'ın "Bir evlilik size kaç paraya patlıyor" sorusu üzerine Serengil, 'Aslında evde yemek pişiyorsa, ya da tatile gidiyorsam işte ne yapıyorsam onu paylaşıyorum. Kimsenin eline para vermiyorum. Ben şöyle diyorum. Ben bu adamı seçtim. Bu adamın ekonomik durumu bu. Kendi hayatımdan da vazgeçmek istemiyorum. Ama ona da bunu yüklemek istemiyorum. O bunu kaldıramayacak. Ben bir tatile, bir otele gitmek istiyorsam, onun da buna durumu yoksa bunu benim karşılamam, bende bir sorun asla yaratmaz. Çünkü o benim hayatım. O olsa da olmasa da ben oraya gidiyorum.Bu onun ayıbı değil. Her çiftte bir taraf daha kuvvetli olur. Herkes aynı şartlarda para kazanmayabilir" yanıtını verdi.