Modern ve geleneksel olmak üzere ikiye de ayrılan tavla oyununda karşılıklı altışar hane adı verilen bölüm, yılın on iki ayının her birini karşılar. 15 adet, beyaz 15 adet siyah pul ise aydaki gece ile gündüzü, karşılıkla on ikişer adet hane ise günün 24 saatini temsil etmektedir.
Genel olarak Türk kültürünün bir parçası olarak kabul edilse de tavlanın tarihi çok eski zamanlara ve sınırları çok geniş alanlara dayanmaktadır. Milattan önce 3000’li yıllarda da oynandığı bilinmektedir. Antik Roma döneminde Romalıların 12 çizgi oyunu isimli oyunlarının modern tavla ile neredeyse aynı olduğu kabul edilmektedir. Zaman içinde bu oyunun farklı toplumlarda farklı varyasyonları üretilmiş ve geliştirilmiştir.
Bir tavla oyununda yaklaşık olarak beş bin adet hamle olasılığı bulunabilmektedir. Modern tavla olarak adlandırılan türde zar tutma hilesini engellemek için zarlar fincan ya da bir kutu içinde atılır. Aynı zamanda tavla takımlarının 21 inç olması da oyun federasyonu standartlarına göre oyun oynanması anlamına gelir.
Tavla oyunu tüm zamanların en yaygın masa oyunlarından biri olarak kabul edilmektedir. 15 adet beyaz, 15 adet siyah taş ve iki zar ile oynanan tavla oyunu strateji ve şans kombinasyonu olarak tanımlanır. Günümüzde de tavla geleneği tüm Türk devletlerinde devam ettirilmektedir. Dünyanın bilinen en eski oyunlarından biri de tavla oyunudur. İlham kaynağının zaman olduğu bilinmektedir ve tasarımı da buna göre düzenlenmiştir.
Ayrıca bir efsaneye göre altıncı asrın sonlarına doğru Hint imparatoru, dönemin Pers imparatoruna bir hediye gönderir. Bu hediye satranç takımıdır. Zekaya bir atıf olarak kabul eden Pers imparatoru buna karşılık bir oyun icat edilmesini ister ve bu oyun da tavla olur.