Spor programlarının magazinle karıştığı dönemlere alışamadan, reyting arttıracak her türlü içerik spor programlarında kullanılmaya başladı.
İnsanların özel hayatlarını merak etme konusu, ikili ilişkileri irdeleme, yorumlama ve hatta kimin kiminle yatağa gireceğine karar verme noktasına geldi.
Yarışma programlarının artışı, kendi içinde ap ayrı bir sektör yarattı. Artık kadrolu jürilik diye bir meslek tanımı dahi türkiye gündeminde konuşulan konulardan.
Genelde izdivaç programlarında karşılaştığımız bu durumda, başka insanların her türlü ilişkileri hakkında yorum yapan, değerlendirmelerde bulunan, hatta teşhis koyan 2. Sınıf jüriler dahi türemeye başladı.
TV ekranlarına çıkan bir çok yarışmacı veya da konuk, kendi davranışları hakkında birilerinin onayını alma ve ikna etme ihtiyacı içine girdi. Bu durum, Türk halkının başka insanların özel hayatı hakkında konuşma ve yorum yapmasının gayet normal olduğu düşüncesini bile ortaya çıkardı.
Sanki takım tutmak konusunda yaptığımız holiganlık yetmiyormuş gibi, yarışma programlarında da holiganca tavırlar içine girmeye başladık. Daha önce isimlerini bile bilmediğimiz insanların tarafında yada karşısında olmak, Türk halkının genel alışkanlıklarından biri haline geldi.
Özellikle yeni program içeriklerinin en çok tercih edilen versiyonları, başkalarının kararları üzerinde olumsuz eleştiri yaparak kararlarını değiştirmeye zorlamak. Kısacası muhalefet yapmak izlenme oranını arttırıyor diyebiliriz. Ancak bu muhalefet tabi ki alakasız kişilerin, alakasız insanların özel hayatlarında olan baskıları.
İnsanların özel hayatlarında veya yatak odalarında ne yaptığını merak etme isteği son gelinen noktada Türk halkının en çok merak ettiği ve konuştuğu şeylerden biri. Ksıacası röntgenciliğin modern röntgenciliğe dönüşmeye başladığını ve bunun gayet normal karşılandığını söyleyebiliriz. Başka insanların hayatlarına karışmak ve yorum yapmak gayet normal hale geldi.
Bırakın TV izleycisini, TV programlarının içeriğinde yer alan ‘başkaları hakkında konuşma’ içeriğini düşününce, doğal olarak tüm halkın dedikodu yapmasına dönüştü bu olay.
Gelinen son noktada; eğitici ve bilgilendirici programların yerini, reyting sağlayacak her türlü içeriğin kabul gördüğü programların aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Olayın daha vahim tarafı ise, bu sihirli kutuyu yeni yetişmekte olan çocukların dahi izleyerek büyüdüğü gerçeği.