Tıp alanında önemli bir noktada olan X ışınları ya da röntgen görüntüleme tekniklerinden biridir. X ışınlarının keşfedilmesine katot ışınları ile crookes tüpü deneyleri büyük oranda zemin hazırlamıştır. Hücrelere zarar verme olasılığı bulunan X ışınları tıbbi kullanımındaki dozlar ve günlük radyasyon seviyelerine oranla daha düşük bir zarar potansiyeline sahiptir. Ayrıca X ışınları güneş gibi kozmik kaynaklardan da yayılabilmektedirler.
X ışınları mor ötesi ışıklara göre daha yüksek bir enerjiye sahiptir ve dalga boyları da çok daha kısadır. 1895 yılını kasım ayında Alman Fizik Profesörü olan Wilhelm Röntgen daha sonra kendi adının verileceği X ışınlarını keşfetmiştir. W. Rontgen, Lenard tüpleri ve Crookes tüplerini denemekteyken röntgen ışınlarını fark etmiştir ve bunları inceleme altına almıştır.
Alman fizik profesörü Röntgen, yaptığı çalışmaların ardından hazırladığı ilk raporuna Yeni Bir Işın türünde: bir Ön İletişim adını vermiştir. Fizik dergisine sunulan bu yazı röntgen filmleri hakkında yazılmış olan ilk makale olma özelliğine de sahiptir.
X ışını fotonları atomları iyonize edebilecek güce sahiptir ve bu ışınlarda moleküler bağları kırabilecek enerjisi bulunur. Röntgen’in X ışınlarını keşfetmesinden daha da önce katot ışınlarının keşfedilmesinin X ışınlarının yolunu açtığı kabul edilir.
William Crookes, 19. yüzyılda kendi tasarım olan tüpler ile deney yapmış ve insan gözü ile görülebilen dalgalar boyunda bir ışın olan katot ışınlarını keşfetmiştir. Crookes tüpünde iki elektrot olan anot ve katot arasında yüksek voltaj meydana getirilmiş ve katot ışınları tarafından vakumlu bir tüp içinde sarı ve yeşil ışımalar oluşturmaktadır. Günümüzde de crookes tüplerinin modern hali olan katot ışını tüpleri kullanılmaktadır.