BİZE ULAŞIN
"İlk maçlar farklıydı çünkü onlardan çok daha iyisini yapabileceğimi hissettim. Hâlâ da öyle hissediyorum."
Zlatan Ibrahimovic bu sözleri sarf ettikten iki gün sonra Meksika'yı 3-0 deviren İsveç, grubundan lider olarak ikinci tura yükseldi. Kimse onlardan böyle bir başarı beklemiyordu zira Almanya ve Meksika ile savaşmak zorundalardı.
İsveç bundan önceki iki büyük turnuvaya katılamazken, Euro 2016'nın yeni formatıyla takımların üçte ikisi üst tura yükselebiliyorken gruptan bile çıkamamışlardı.
Fakat Zlatan Ibrahimovic'in söylediklerine bakılırsa, İsveç bu turnuvaları şampiyon tamamladı ve kendisi de Altın Ayakkabı'yı kazandı zannedersiniz!
Acı gerçek şu ki, Ibrahimovic en iyi zamanlarında bile İsveç'i bu turnuvada yakaladığı seviyeye yükseltmeyi başaramamış bir isim. Takım arkadaşlarından daha iyi olduğunu iddia ettiği açıklamalarını, İsveçliler ve basın tarafından nasıl hiç hoş karşılanmadığını iddia ederek tamamladı.
Ibrahimovic hayatı boyunca ayrımcılıkla baş etmek zorunda kalmış bir isim ve bu nedenle övgüyü hak ediyor. Fakat, Rusya'daki kadroda yer almamasının sebebi başkalarının önyargıları değil, kendisinin defoları. Ibrahimovic'in en iyi yılları artık çok geride kaldı.
Ayrıca, Ibrahimovic yılın en iyi İsveçli futbolcusunu birden fazla kazanan tek isim. Bunu tam 11 kez başardı. Bu ödülü İsveç Futbol Federasyonu ve Aftonbladet gazetesi veriyor. Yani, kendisine karşı ön yargılı olduğunu iddia ettiği kurumlar bunlar.
Ibrahimovic'in realiteyle yüzleşememek gibi bir sorunu var.
Sürekli tekrar ettiği bir diğer husus ise Pep Guardiola ile yaşadığı sorunlar.
Evet, Guardiola bir noktada Ibrahimovic'i tamamen sildi ve Katalan teknik adamla çalışmanın ne kadar zor olduğunu her futbolcu biliyor. Ama Ibrahimovic, Barcelona'dan sanki sebepsiz yere gönderilmiş gibi davranıyor.
Guardiola, Ibrahimovic'e şans verdi ama kendi sistemine uyduramadı. Bir noktada Lionel Messi, sahte 9 rolüyle dünyanın, belki de tarihin en iyi oyuncusu haline geldi. Ibrahimovic'in ilk 11'deki yerini kaybetmesinden daha doğal bir şey yoktu. Ibra bunu bir türlü kabullenemedi.
Manchester United'dan ayrıldıktan sonra belki biraz daha tevazulu olacağını düşünürdük ama, öyle olmadı. Manchester United'da kötü değildi ama kendisinin iddia ettiği gibi İngiltere'yi fethetmedi. Yaşadığı sakatlığın ardından sahalara dönmek için acele etti. Sonrasında da hiç faydalı olamadı ve Mourinho'nun gözünden düştü.
Sürekli kendini gazladı. İnsan değil aslan olduğunu iddia etti.
Los Angeles'teki kariyeri de çok iyi başladıktan sonra düşüşe geçti. İlk maçta attığı iki golün ardından, aynı seviyeyi koruyamadı.
Şimdi milli bir futbolcu olarak değil, bir kredi kartı şirketinin temsilcisi olarak Rusya'da ve yine konuşuyor.
"Dünya Kupası'ndan önce İsveç'in sonuna kadar gideceğini ve muhtemelen kupayı kazanacağını söyledim. İsveçli olmaktan gururluyum. Ben dünyayı ele geçirdim. Şimdi İsveç dünyayı ele geçiriyor."
Pek öyle sayılmaz, Ibra.
