Eski futbolculardan Ümit Karan, milli takımın performansını eleştirirken İtalyan teknik adam Montella'yı da eleştiri bombardımanına tuttu. "Ben bu takımı halı sahada oynatmam" diyen Ümit Karan, "Sen bu İspanya'yı hiç izlemedin mi kardeşim. Beşe iki, üçe dört yakalandık ya." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin İspanya'ya farklı şekilde mağlup olması Avrupa basınında da geniş yer buldu. AS Gazetesi, Pedri ve Merino'nun performansına atıf yaparak iki isim için senfoni yaptılar dedi.
İspanya'nın Türkiye'yi farklı mağlup ederek liderlik konusunda dev bir adım attığını belirten Mundo Deportivo, İspanyolların mükkemmelliği yakaladığına dikkat çekti.

İspanya, Pedri ve Merino'nun muhteşem performansıyla Türkiye'yi mağlup etti. İspanyollar, Türk takımına şans tanımadı.
“Ayıp ettiniz! İspanya'nın golleri genelde hızlı hücumlar ve savunma arkasına sarkan oyuncularla geldi. Özellikle Merino'nun iki golü, orta sahada kaptırılan toplar ve savunmadaki pozisyon hatalarından doğdu. Abdülkerim ve Merih, İspanya'nın tempolu pas trafiğine karşı alan kapatamadı, adeta döküldüler. Uğurcan'ın kurtarışları olmasa 10 gol yerdik. Orta sahadaki kopukluk, maçı İspanya'nın domine etmesine yol açtı. Montella'nın 4-2-3-1 dizilişi, Gürcistan maçında işlese de İspanya gibi kompakt ve disiplinli bir takıma karşı çöktü. İlk yarıda Kerem'in direkten dönen şutu dışında pozisyon üretilemedi. İspanya'nın yüksek temposuna karşı daha pragmatik bir yaklaşım örneğin, daha kalabalık bir orta saha kurgusu belki skoru dengede tutabilirdi. Bunu da hoca beceremedi. Top, İspanya'dayken Arda'nın sürekli önde olması merkezi eksik ve zayıf bıraktı.

Gürcistan galibiyeti sonrası rehavet mi oldu, yoksa İspanya'nın erken golleri mi takımı mental olarak kırdı, bu da sorgulanmalı. Asıl sorgulanması gereken şudur; Montella yoluna devam etmeli midir, yoksa bu tarihi eziyetin faturasını ödemeli midir? Bunun kararını da TFF verecek. Duygusal olmanın gereği yok! Konya taraftarı centilmence muhteşem destek verdi. Maç sonu oyuncuları çağırıp "Konya sizinle gurur duyuyor" tezahüratı bu hezimete rağmen en güzel jestti...”