Otoimmün bir hastalık olduğu bilinmektedir yani kıl foliküllerine karşı vücudumuzun otoimmün saldırısı ile ortaya çıkmaktadır. Beraberinde genetik, psikolojik, hücresel ve hümoral bağışıklık, endokrin, enfeksiyöz yani mikrobik ve sinirsel etkilerin de olduğu görülmüştür.
Normal nüfusta yüzde 0,1 kişiyi etkilemektedir. Irk, yaş, cinsiyet ayrımı yapmamaktadır. Ancak gençlerde daha sıklıkla görülebilmekte çoğu hasta ilk atağını 20 yaş öncesi geçirmektedir. Hastalık bulaşıcı değildir. Gerilim ve stresle de ilişkisi olduğu düşünülmüştür.
Bu hastalarda yaptığımız genel bağışıklık taramalarında Hashimoto tiroidit, sessiz tiroidit, vitiligo, şeker hastalığı ve/veya insülin direnci, Addison hastalığı gibi farklı otoimmün hastalıklar da beraberinde saptanabilmektedir. Ayrıca bu hastalarda şiddetli gıda duyarlılıkları ve bağırsak flora bozuklukları saptanmıştır. Tüm bunlara bağlı şiddetli vitamin eksiklikleri, alerjiler, emilim bozuklukları görülebilmektedir. T helper 1 yanıtları bozulmuştur.
Tedavi de öncelikle dermatologlar tarafından tanı konduktan sonrasında önce kortizon enjeksiyonları veya tabletleri (otoimmüniteyi baskılamak için ), ultraviole tedavisi denenmektedir. Bunlara yanıtı olmayan hastalarda ise immunoterapi tedavisi önerilir. Yani bağışıklığın onarımı tedavisi de denilebilir.
İmmunoterapiye alınmadan önce her hastada yapıldığı gibi iyi bir anamnez, fizik muayene Tiroid USG ve tiroid muayenesi gereklidir. Bulduğumuz bulgular eşliğinde bağışıklık sistemini taramak amaçlı labaratuar testleri planlanır.
Sonuçlar bize bu hastalığın ve yanında varsa diğer otoimmün hastalıkların altta yatan nedenlerini göstermelidir. Bu kanıtlara dayanarak hasta immunoterapi ile kişiye özel tedavi edilebilir.
