Karadenizli sanayici ve iş adamları, çözüm sürecini "Türkiye'nin geleceğini yeniden inşa etme" süreci olarak görüyor.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Samsun Şube Başkanı Erkan Malkoç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurum olarak etnik ve dini her türlü ayrımcılığa karşı durduklarını, çözüme yönelik katkıya hazır olduklarını söyledi.
Şubelerinin yarısı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer alan MÜSİAD'ın, refahın, gelişmenin ve huzurun, pozitif istikrarı yakalayabilmiş ortamlarda yeşerip büyüyeceğine inandığını vurgulayan Malkoç, "Süreci, kavga ya da taviz kavramlarıyla değil, Türkiye'nin hedefleri doğrultusunda, geleceğini yeniden inşa etme süreci olarak görüyoruz" dedi.
Türkiye'nin sadece kendi içindeki barış ve huzuru temin etmekle kalmadığını, bölgesinde de barışın güçlü taraflarından biri olduğunu belirten Malkoç, şöyle konuştu:
"Türkiye ve dünya için yeni bir dönem başlıyor. İş adamlarına bu yeni barış ve istikrar döneminde eskisinden daha çok görev düşeceğini biliyor, adaletten ve eşitlikten yana tavrımızı MÜSİAD olarak sürdüreceğimizi ifade ediyoruz. Türkiye için, bölgemizin huzuru ve refahı için, dünyanın her köşesinde barışa katkıda bulunarak çalışmayı ve üretmeyi sürdüreceğiz."
-"Çanakkale'de nasıl berabersek..."-
MÜSİAD Sinop Şube Başkanı Ahmet Hilmi Gökmen ise sürecin, bölgesel bir meselenin çözümü değil, Cumhuriyetin, Türkiye'nin en temel problemlerinden birinin çözümü anlamını taşıdığını söyledi.
Gökmen, "Kardeşin kardeşi katletmemesi, akan kanın durması, ekonomimizin önündeki prangaların kalkması ve refah seviyesi yüksek bir ülke konumuna gelmemiz için bu süreci sonuna kadar destekliyoruz" diye konuştu.
Sinop Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Albayrak da Türkiye'de değişik etnik yapıda insanların olduğunu belirterek, "Çanakkale'de omuz omuza nasıl berabersek, şimdi de beraberce yaşamayı arzu ediyoruz. İçtenlikle söylüyorum, bir ayrıcalığımız yok. Bir an önce çözüm sürecinin bitmesi ve hep birlikte olmamızı canı gönülden istiyoruz ve süreci destekliyoruz" dedi.
Sinop Hemşehrilik ve Dostluk Derneği Başkanı avukat İsmail Hakkı Gülenç, "Mehmetçik tabutla değil, elinde bavuluyla anne babasına, ailesine dönsün istiyoruz. Eğer bu şartlarla, onur kırıcı olmayan şartlarla bir barış olduğu takdirde ekonomik yönden, sosyal yönden elbette çok güzel olacaktır" ifadelerini kullandı.
-"Barıştan yana olmamak akıl işi değil"-
Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu ve Ordu Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Akdeniz de çözüm sürecini olumlu karşıladıklarını belirtti.
"İnsanların artık kan dökülmesini istemediği bir noktadayız" diyen Akdeniz, şunları söyledi:
"Bu sürecin provokasyonlara alet edilmesini hiçbirimiz arzu etmiyoruz. Dolayısıyla gelinen bu noktada Türkiye'ye mal olmuş sivil toplum örgütlerinin konuya daha sağduyulu yaklaşacaklarına inanıyoruz. Biz de aynı ölçüde yaklaşıyoruz. Bu çözüm sürecine de destek vermeye çalışıyoruz. Halklar arasındaki bu kopuşun ya da kopuş gibi gösterilen bu hadisenin aslında kopuş olmadığını görüyoruz. Halkların buna hazır olduğunu da gözlemliyoruz. Türkiye bu anlamda mutlaka kazançlı çıkacaktır. Hem insani olarak kazançlı çıkacaktır hem maddi olarak. Dolayısıyla bu süreci olumlu karşılıyoruz."
Ulusal Fındık Konseyi ve Ordu Ticaret Borsası Başkanı Necdet Gürsoy ise, "Eğer ülkeye barış ve huzur gelecekse, insanlar gözyaşları dökmeyecekse, kardeşçe bir arada yaşayacaksa bu süreç çok güzel bir şey" dedi.
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Servet Şahin de Türkiye'de huzur ve barıştan yana olduklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Son 20 yılda ülkenin ekonomik olarak yaklaşık 400 milyar dolar kaybı var. Barıştan yana olmamak akıl işi değil. Herkesin barıştan yana olması lazım ama kesinlikle üniter yapıdan ve milli değerlerden ödün vermemek kaydıyla. Herkes huzur istiyor. Doğu ve Güneydoğu'daki halkta huzur istiyor. Biz huzur, barış ve birlikten yanayız. Biz Karadenizli vatandaşlarımızın gidip Van ve Diyarbakır gibi illerde iş yeri açmasını istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hep birlikte bir bütün olsun istiyoruz. Temennimiz bu sürecin olumlu bir şekilde tamamlanması."
-"Ölmek ve öldürmenin dışında başka bir proje varsa bu da yapılmalıdır"-
Memur-Sen Giresun İl Temsilcisi Kerim Süral, terörün Türkiye'nin 30 yıldır "kanayan yarası" olduğunu ve bir şekilde bitirilmesinin gerektiğini vurguladı.
Acıların kesinlikle dinmesini istediklerini dile getiren Süral, şunları kaydetti:
"Süreçte kesinlikle İmralı'daki terörist başının affedilmesi olmamalıdır. Teröristler bu ülkeden bir şekilde silahları bıraktırılarak çıkarılmalıdır. 30 yıldır terör sürecinde denenmeyen kalmadı. Ölmek ve öldürmenin dışında başka bir proje varsa bu da yapılmalıdır. Aileler çocuklarını yetiştiriyorlar, 20-25 yaşına getiriyorlar, askere gönderiyorlar ve terhisine iki gün kala, bir gün kala evlatları şehit oluyor. Bu, insanın yüreğini yakıyor, kimsenin evladı şehit olmasın, ölmesin."
Amasya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hatay Karaman ise, "Çözüm sürecini destekliyoruz ancak devletin itibarı zedelenmemeli" diye konuştu.
Ülkenin gündeminden terörün kalkmasını isteyen Karaman, "Terörün bitmesini istiyoruz. Bunu tüm Türkiye istiyor. Akan kan durmalı. Türkiye bugüne kadar terör için harcadığı bütçeyi eğitim, sağlık ve ülkenin geleceğine yatırsaydı, Türkiye bugün her yönüyle uçardı" dedi.
Muhabir: Ekip
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz