Deniz akvaryumu, tatlı su sistemlerinden farklı olarak, tuzlu suyla oluşturulmuştur. Bunlar için sentetik tuzlar kullanılır. Saf suların içerisine belli oranda tuzlar karıştırılarak okyanus suyu kıvamına getirilir.
Deniz akvaryumları, kendi bünyesinde canlı yaşatan bir organizmadır. Okyanusları bir tür kopyalamak gibidir. Mercanlar, balıklar ve muhtelif omurgasızlar konularak, çeşitli ekstra ekipmanlar kullanılarak oluşturulmuş kuvvetli sistemlerdir. Özel ekipmanlara ihtiyaç duyarlar.
Deniz akvaryumu, aydınlatması, arıtması, filtrelemesi, yemlemesi her yönüyle farklı olan maliyetli sistemlerdir. Tatlı su akvaryumları gibi olmaz.
Ama görseli ve şov tarzı oldukça kaliteli düzeneklerdir. Evlerde, iş yerlerinde müşterilerin sıkça talep ettiği ünitelerdir.
Deniz akvaryumunun kurulmasının ilk aşamasında, eve ya da iş yerine seçilecek tankın ebatı çok önemlidir. Burada temel unsur litredir.
Litreye göre yüklenecek balık, mercan ve diğer ekipmanların şekli değişecektir. Tamamen su hacmi bu yükü belirleyecektir. Ekipmanlar, içerideki omurgasızlar, balıkların türleri, adetleri buna göre artmaktadır.
Yemleme usulü farklıdır, üstte ana tank sistemleri vardır ve kendine göre özel bir tesisat gerektirir. Aydınlatması, özel akıntı motorları, canlı kayası, aragonit kumuyla deniz akvaryumunun kurulma aşamasına ilk etapta geçilir.
Bu döngünün uzun süre olarak çalışması gerekecektir. Çünkü bakteri kültürünün ve popülasyonun oturması belirli bir süreç alacaktır. Bu süreç bittikten sonra yavaş yavaş balık girişlerine başlanır. Akabinde omurgasız ve diğer mercan yüklemeleriyle, deniz akvaryumu kurulumu devam edecektir.
Deniz akvaryumu kurulduktan sonra yalnız başına bırakılmamalıdır. Özel bakım ve ilgi isterler. Çünkü deniz akvaryumları, su kimyası ve düzeni, tatlı su sistemlerinden çok daha farklıdır ve çeşitlilik gösterir. Düzenli olarak kontrollerinin yapılması gerekecektir.
Özellikle filtreleme ekipmanlarının, arıtma sistemlerinin, biyolojik sistemlerin gözden geçirilmesi ve sık sık test yapılması gerekecektir.
Mekanik kirliliğe çok önem vermek gerekir. Mekanik kirlilik peşinde de biyolojik kirlilik oluşturacağı için arıtma sisteminin çok temiz ve düzenli olması önemlidir.
Arıtma sistemlerinin, özellikle akıntı ve aydınlatma sistemlerinin düzenli olarak kontrolden geçmesi gerekir. Evde ya da iş yerinde muhakkak bir kişinin günlük takibi gerekmektedir.
Deniz akvaryumu ekipmanlarında ilk baz alınacak nokta sistemde protein skimmerdır. Daha sonra kafa motorları, suyu basan ve yönlendiren dalga motorları katılım oluştururlar.
Kalsiyum reaktörü, sam sistemleri, medya reaktörleri bunun içinde fosfat tutucular, su berraklaştırıcılar, üstte aydınlatma ekipmanı, canlıların fotosentez yapılarını düzenleyen ve onlara yardımcı olan özel LED sistemleri olmak üzere çeşitli gruplara ayrılır.
İçeride dalga yapıcılar vardır, bunlar canlıların organik olarak beslenmesine olanak tanırlar. Bu şekilde bir ekipman çeşitliliği vardır.
Burada en önemli husus akvaryumun litrajıdır. Her litre ve her ebata göre ekipmanın gücü, kalitesi çok önemli bir unsurdur.
Özellikle yüksek litrajlı uzun tanklarda kullanılacak motorların, litraj ölçümleri çok iyi tespit edilmek zorundadır. Küçük akvaryumlarda büyük motorlar kullanıldığı zaman, tanklar alabora olmaktadır ya da daha karışık olmaktadır.
Buna karşın büyük tanklarda yetersiz ekipman kullanıldığı zaman, akvaryumda hiç bir zaman çözümlenmeyecek kimyevi bozukluklar ortaya çıkacaktır. Bu yüzden her şeyden önce litreye göre ve kaliteli ekipmanlar tercih nedeni olmalıdır.
Deniz akvaryumlarında, su istenilen stabil tuzluk seviyesinde olmalıdır. Bizim standart olarak gördüğümüz, 1.22 ile 1.25 aralığında olmalıdır. Çünkü stabil ve orta değerler budur.
Isı oranı da, 26-27 aralığında olmak zorundadır. Çünkü belirli bir ısı oranı arttıktan sonra omurgasızların dağılma süreci başlar. Balıkların ve omurgasızların en ideal ısısı 27, tuzluk yoğunluğu da 24-25 aralığındadır.
Bunun yanında steril, çok akıntılı olmak zorundadır. Akvaryumda durgun tank olmamalı, ekipmanı güçlü olmalı, her şeyden önce kimyevi ve iyonik dengesinin çok düzgün olması zorunluluktur.
Deniz akvaryumları filtre sistemi oldukça çeşitlilik gösterir. Burada ana karter sam sisteminin kesinlikle olması gerekecektir. Kapalı sistem kanister filtreleriyle deniz akvaryumları temizlenmez.
Protein toplayıcılarının kesinlikle olması gerekir. Bunun yanında medya reaktörlerinin olması, medya reaktörlerinin içinde fosfat tutucular ve su berraklaştırıcıların olması lazımdır.
Deniz akvaryumlarında aydınlatma unsuru, akvaryumların ölçüleri ve litrajlarıyla doğrudan ilintilidir. Özellikle yüksek akvaryumların aydınlatma spektrumları çok güçlü olmak zorundadır.
Akvaryumun içine konulacak canlıların türevleri ve cinsleri, aydınlatmanın gücünü belirleyecektir. Hobici bunu iyi incelemelidir. Canlı seçimi aydınlatma ile direkt olarak bağlantılı olmalıdır.
Deniz akvaryumlarında ortalama ısı 26-27 derece aralığındadır. Yüksek ısılar omurgasızların dağılma ve bozulma süreçlerini hızlandırmaktadır. Fakat düşük ısılar özellikle bakteri kültürünü olumsuz etkilemektedir.
Yani ısı 22-23 derecenin altına indiği zaman içeride sıkıntılar başlar. 28 derecenin üzerine çıktığı zaman da sert mercan gruplarında dağılmalar başlar. Bu yüzden iki tür sistem kullanılır. Birisi ısıtma diğeri de klima sistemidir.
Isıtma sistemi stabil olarak kalibre edilir ve 27 dereceye sabitlenir. Yazın bu derecenin üstüne çıkmaması için soğutucu kullanılır.
Deniz akvaryumunun dekorlarında yerli, ithal, simülasyon kayalar kullanılmaktadır. Yerli kayalar, kendi sularımızdan topladığımız, oluşturduğumuz ve dekore ettiğimiz kayalardır.
İthal kayalar, özellikle Uzakdoğu'dan ve Güney Çin Denizi'nden getirilen kayalardır. Simülasyon kayalar, polyester tür veya keramik adı verilen, fırında yüksek ısılarda pişirilen ve suda bozulmayan elle yapılmış kayalardır.
Deniz akvaryumu hobisi lüks bir hobidir. Genellikle oturma salonlarında, işyerinde ise makam odalarında ya da resepsiyonlarda yer tayini yapılır.
Yer belirlemesi, hobicilerin kendi seçimleridir. Ama ilk unsur, deniz akvaryumunu direkt güneş ışığı gelmeyecek bir noktada konumlandırmaktır. Sakin, doğrudan güneş ışığı almayacak ve çok hareketli olmayan bir noktada olmak zorundadır. Çünkü deniz akvaryumlarına farklı ellerden insan müdahalesi olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Deniz akvaryumları hiç bir zaman tek başına bırakılmamalıdır. Düzenli bakım ve kontrollerinin yapılması lazımdır. İlk etapta yemlemenin, filtre sisteminin, motorların, aydınlatmanın, ısı kontrollerinin günlük olarak kontrol edilmesi gerekir.
Deniz akvaryumlarında yemleme çok önemlidir. Yemleme dozajı arttırıldığında ya da ölçek bozukluğu yaşandığında su kimyasının bozulması meydana gelir. Deniz akvaryumları, bu yüzden konunun hakimi kişiler tarafından test edilmelidir.
Eksilen malzemelerin düzenlenmesi ve girişlerin düzenli kontrol edilmesi gerekmektedir. Aydınlatma sistemlerinin, diğer ekipmanların, eksik kalan malzemelerin tespit edilmesi ve ilave edilmesi gerekir.
Mekanik ve biyolojik temizliğin kontrolleri mutlaka gözlemlenmeli ve not edilmelidir.
Deniz akvaryumu bakımında dikkat edilecek en önemli husus suyun kalitesidir. Dolayısıyla hazırlanan su yüzde 100 saf olmak zorundadır. Bu da çeşitli aygıtlardan geçirilen saflaştırılmış sular sayesinde yapılır.
Deniz akvaryumunda tuz seçimi çok önemlidir, mutlaka kaliteli bir tuz almak gerekir. Bu tuz istenilen oranlarda karıştırılmalıdır. Hazırlanan yeni ve temiz suyu sistemlere girerken ilk etapta aynı miktarda suyu dışarı çıkartmak ve daha sonra yeni suyu koymak gerekir.
Musluk, havuz ya da terkos suları kullanılmamalıdır. Ağır metallerin su içerisinde olmamasına özen gösterilmelidir. Çünkü filtreyle beslenen canlılar kötü şartlarda oldukları zaman sağlık açısından olumlu sonuç doğurmaz.
Filtre ekipmanlarının çok kuvvetli olması ve ritmik olarak da yenilenmesi gerekmektedir. Kimyasalların girişine dikkat edilmelidir.
Deniz akvaryumu için uygun balık türlerinin akvaryumun litrajı ve ebatı ile ilgisi vardır. Çok küçük bir akvaryuma, iri ve cüsseli balıklar konulduğunda içeride kavga çıkacaktır. Balıklar strese girecektir ve bu durum yüksek oranda beyaz benek hastalığına sebebiyet verecektir.
Dolayısıyla her balığın tabiatta istediği litraj çok iyi tespit edilmek zorundadır. Her tankın kaldırabileceği canlı konmalıdır. Yük fazlası geldiği zaman otomatikman amonyak, fosfat ve diğer unsurlar tetikleneceğinden, yüksek yemleme gerekeceğinden olumlu sonuç olmayacaktır.
Canlıların renkleri ve görüntüsünden daha ziyade teknik olarak litraj, ebat ve ölçüler çok önemlidir.
Sürü ve koloni balıklarında akvaryuma bir ya da iki erkek konduğu zaman, kesinlikle dişi adedi arttırılmalıdır. Çünkü bu bir kavga sebebidir.
Bazı türler çok agresif ve bölgeci olabilmektedirler. Bölge seçen balıklara, kendilerini saklayabilecekleri oyuklar, yuvalar ya da çeşitli materyaller konmak zorundadır. Kavgalar da çoğu zaman ölümle sonuçlanır.
Deniz akvaryumunda bakımı en kolay balık olarak damsel önerilir. Damselların bakımı kolaydır, dayanıklı balıklardır, yüksek veya düşük ısılardan ya da ph dalgalanmalarından etkilenmezler. Bunun yanında kromistler de etkilidir. Fakat büyüdükleri zaman renk kaybına uğrar ve hırçınlaşırlar.
Şahsi kanaatime göre kromist türleri ya da daha barışçıl türler konulduğu zaman kolay kolay sorun çıkmayacaktır.
Deniz balıkları özellikle okyanuslarda yaşadıkları için yüksek proteinler tüketirler. Dolayısıyla bunlar dar kabinlere alındığı zaman beslenme şartları uygun olmazsa çok hızlı bir şekilde sağlıklarını kaybederler. Renk kayıpları ve uzuvlarında erimeler olabilir. Daha ilerleyen aşamalarda vücutları çöker ve ölürler.
Bu nedenle yem çeşidi arttırılmalıdır. Bazı yosun türleri amino asit ile karıştırılarak suya verilmelidir. Balıklar bunları direkt tüketmese de, solunum sistemleriyle ya da çeşitli muhtelif gıdalarla emerek vücutlarına enjekte ederler.
Sebze ağırlıklı yemler balıkların bağırsak sistemlerini güçlendirir. Protein ağırlıklı yemler de vücutlarına güç verir. Ara sıra çiğ yemler de verilebilir. Karides, kalamar, midye gibi türlerin püre haline getirilerek tankın akıntı motorları yönünden verilmesi gerekmektedir.
Deniz akvaryumu balıkları, genellikle dışarıdan ithal yolla getirilmektedir. Çünkü bu balıkların Türkiye'de üretilmesi zordur. Belirli türler haricinde genelde dışarıya bağımlıyızdır.
Balıklar transfer yoluyla gelirken soğuğa maruz kalırlar. Ya da muhtelif ph değişiklikleri canlılar üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Poşetlerle hava basılarak transferleri yapıldığından, paketleme sularının kalitesiz oluşu ya da oksijen eksikliği suda amonyak oluşumuna sebebiyet verir.
Amonyak yemiş balıkların transfer edildikleri yeni tanklarında hasta olma şansları yüzde 80 miktarlarına çıkmaktadır. Genelde göz fırlaması, beyaz benek, mantar hastalıkları ve siyanüre bağlı iç paraziter hastalıklar olmaktadır.
Bunların tedavi süreci de kolay değildir ve genellikle ölümle sonuçlanır.
Balıklar hastalandıkları zaman, hastalıklarını muhtelif izlerle belli ederler.
En çok görülenler beyaz benek hastalığı, göz fırlaması, siyanüre bağlı vücut çürümesidir. Bu tip durumlarda balıkların hareketleri zayıflar, yemden kesilirler. Karın bölgelerinde çökmeler başlar.
Gözlerine perde iner ya da fırlama olur. Akvaryumların ıssız köşelerine çekilirler. Çoğu zaman da cesetleri bulunamaz.
Genel görüntüleri itibariyle balıklar tatsızlaşır ve yüzme düzenleri bozulur.
Deniz akvaryumlarında balıklar hastalandıkları zaman mutlaka karantinaya çekilmelidir. Çünkü akvaryumlarda diğer canlılarla iç içe oldukları zaman, hastalıklarını bulaştırma şansları çok yüksektir.
Tedavi süreci akvaryumun ana tankında yapılmamalıdır, hasta canlılar kenara alınmalıdır. Karantinada düzenli su değişimleri, bol oksijenlendirme, ısı arttırımı ve de testler yapılarak canlılar gözlenmelidir.
Isı arttırımı, balıkların üzerindeki enfeksiyonların dökülmesi açısından önemlidir. Her hastalığın kendine uygun ilacı kullanılmalıdır.
Balıklar hastalık sürecini atlattıktan sonra, kontrollü bir şekilde başka tanklarda izlenmelidir. Kondisyonlarını kazandıktan sonra ana tanka geçirilmelidir.
Deniz akvaryumlarında hastalanan balıklarda, en belirgin hastalık beyaz benek hastalığıdır. Bu hastalık özellikle ısı ve ph değişikliklerinde çok hızlı bir şekilde gelişir.
Beyaz beneğe tutulmuş balıkların, yüksek ışık ve stres ortamında hastalıkları artar. Düşük ısılarda lavralar daha hızlı parçalanıp ürer. Dolayısıyla bu tip durumlarda balıkların başka tanklara alınıp, hastalanan balıkların üzerindeki parazitleri dökmeleri gerekir. Bunun için muhtelif ilaçlar vardır. Bakır tedavisi uygulanabilir. Metilen mavisi kullanılabilir. Ama bunlar ana tanklarda olmamalıdır.
Ana tanklarda omurgasız ve mercanlar bu ilaçları süzerek hastalanırlar. Doz aşımı çok önemlidir, şayet öngörülen dozlar kullanılmazsa içerideki bakteri popülasyonunu öldürür, biyolojik denge bozulur. Bu yüzden uygun tedavi ve karantina süreci önem arz eder.
Akvaryum sistemlerinde balıklar haricinde muhtelif omurgasızlar ve mercan grupları vardır. Mercanlar, deniz yıldızları, deniz hıyarları, salyangoz grupları, yengeçler ve eklem bacaklılar olarak sayılabilir.
Akvaryum kendine göre bir eko sistemdir ve her canlı bir diğer canlının tamamlayıcısı gibidir. Kimileri tüketir, kimileri artık yemleri yerler, kimileri yosunları, kimileri de fosfatın oluşturduğu kalıntıları temizlerler. Dolayısıyla aydınlatma sistemleri çok önemlidir. Aydınlatma sistemleri ve omurgasızlar birbirleriyle çok ilintilidir.
Özellikle kumun altındaki leşçil canlılar da, akvaryumların temizliğinde büyük rol oynarlar. İşlevsel olarak her canlı birbirini tamamlar ve eko sistemin bir parçasıdır. Yemleme usulleri çok önemlidir. Kimyasal ve iyonik balanslara karşı duyarlıdırlar, düzenli yemlenmesi ve aydınlanma gerekir.
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.