Mezoamerika yani günümüz Meksika'sında 14. ve 16. yüzyıllarda yaşayan Aztekler çok geniş bir mitolojiye sahip.
Azteklerde aşk kavramı yalnız olarak işlenmiyordu. Bunun sebebiyse aşk denilince akıllarına birçok şeyin bir arada gelmesiydi. Xochipilli, Xochiquetzal gibi toprak ve baharı simgeleyen tanrılarının yanında bir de Tlazolteotl bulunuyordu. Tlazolteotl yaratma ve toprak tanrıçasıydı. Bunun yanında cinsel zevklerin de sembolü olarak bakılıyordu. Azteklerde cinsel zevk ve aşk arasında güçlü bir bağ vardı.
Günümüz Suriye'sinden Mısır'ın kıyılarına kadar toprakları bulunan Kenanlılar'ında kalabalık bir panteonu vardı. Bazı kaynaklar Mısır'ı gösterse de genel kanı Qetesh, aşk ve cinsel zevk tanrıçasının Kenan mitolojisinde yer aldığıdır.
Kelt panteonunun en önemli tanrıçalarından biri Áine'di.
İrlanda'nın Munster bölgesinde hala anılan tanrıça, aşkın yanı sıra ateş, güneş, sıcaklık ve bereket tanrıçası olarak da biliniyordu. Adına meşaleli ayinler düzenilen tanrıça, hikayeye göre Munster kralı tarafından tecavüz edilmeye kalkışılmış ancak kendisi kralı yok etmiştir.
İlk uygarlıklardan bu yana ismine aşina olduğumuz Çin'in mitolojik sembolleri bir hayli fazla. 100'den fazla mitolojik sembolü olan çinlilerde sadece aşka 5-6 tanrı adanmış.
Tanrı sevgisi ve iki insanın birbirine olan sevgisini pekiştirdiğine inanılan tanrı Yue-Lao bunlardan en büyüğü. Ancak Çin mitolojisi öyle kurumsallaşmış ki homoseksuel birliktelikler için bile Tu Er Shen adında bir mitolojik tanrıya inanmışlardır.
İlk uygarlıkların bereketli olduğu için sık sık yerleştiği Mezopotamya'da birçok medeniyet kendilerince tanrılar oluşturdu. Kuşkusuz bu bölgede kurulan en etkili medeniyet Sümerler olmuştu.
Sümerler ve Akadlar aşk, bereket ve savaş tanrıçası olarak Inanna'ya inanıyordu. Sümerce'de 'gök ana'dan türediği düşünülen tanrıça, kanatları olan çıplak bir kadın olarak betimleniyordu. Akadca'da karşılığı ise İştar olarak göze çarpıyor.
Deniz tanrısı Njord'un kızı ve Freyr'nin kız kardeşi Freya İskandinav mitolojilerinde bereket tanrıçası, Germen Miolojisinde ise aşk temasıyla öne çıkıyor.
Aşk temasında öne çıkmasının sebebi; Snorri'nin iddiasına göre Freya'nın Odr isminde bir kocası varmış. Kocası bazı sebeplerden ötürü uzun yolculuklara çıkar Freya da onun özlemiyle büyük acılar çekermiş.
Antik Mısır'da birçok tanrı ve tanrıçanın olması kaçınılmaz bir gerçek. Özellikle Mısır'da tanrılar başka görevlere atanabiliyordu. Bunun en güzel örneği kedileri koruyan tanrıça Bastet'di.
Ra ve İsis'in kızı Bastet, başlarda aşk, doğurganlık ve cinsel zevklerin sembolü haline geldi. Ancak daha sonra kedileri savunan bir tanrıça oldu ve Mısır'da uzun yıllar kedileri öldürmek yasaklandı. En sonunda Bastet tüm özelliklerinin yanında çocukları iyileştirme, aşk ve analık tanrıçası haline geldi.
Yunan Mitolojisinde aşkın ve güzelliğin koruyucusu ve sembolü Afrodit'in Roma Mitolojisi'nde karşılığı Venüs'tür.
Dönemin Romlılar'ının Venüs'e büyük bir tutkuyla bağlandığı kabul edilir. Roma Mitolojisi'nin 'Zeus'u olan Jupiterle aralarında yaşanan birçok hikaye anlatılır.
Güzellik ve aşk tanrıçası olarak bilinen Afodit, İlyada ve Odessa destanını yazan Homeros'a göre Zeus ve Okeanos'un kızı Dione'den doğduğunu belirtirken bazı kaynaklar Kronos'un kral babası Uranos'u devirirken cinsel organını orakla kestiğini ve suya düşen cinsel organın köpürerek Afrodit'in ortaya çıktığını söyler.
Alıcı bir güzelliği olan ve genelde çıplak dolaşan Afrodit, aynı kendisi gibi aşkın simgesi olan oğlu Eros'la da görülür. Bazı kaynaklar Truva savaşını izleyen Zeus'u kandırmak için, Hera'nın Afrodit'i kullandığını yazar.
Afrodit mitolojide önemli rollerde görünen bir tanrıça. Özellikle Truva savaşında... Bu savaşta aşkın tarafını seçen Afrodit, Helen ve Paris'in yanında olur. Hatta savaşta yaralanan Afrodit, Truvlılar'a tüm yardımlarına rağmen savaşın kazanılmasını sağlayamaz.