Birçoğumuz bu savaşa tarih derslerinden aşinayızdır. Ortadoğuda hakimiyet kurmak isteyen katolik hristiyanların, müslümanlara karşı düzenledikleri askeri akınlardır. İçinde Kudüs’ün de bulunduğu bu topraklar hristiyanlar için çok önemliydi ve “kutsal topraklar” olarak anılıyordu. Fakat 1147 yılından itibaren savaş amacını yitirmeye ve farklı hedefler edinmeye başladı. İskandinav ülkelerindeki pagan grupları ve destekçileri de düşman ilan edildiler. Paganlara karşı verilen mücadele 1195 yılında Papa 3.Celestine’in resmi olarak savaş açmasıyla şiddetlendi ve 1200′lerin sonuna kadar devam etti.
Amerika ve Berberi Ülkeleri (Fas, Cezayir, Tunus ve Libya) arasında başlayan savaştır. Berberi korsanları Afrika kıyıları ve Akdeniz’deki gemileri yağmalayıp mürettabatlarını kaçırmasıyla başlayan gerginlik, Berberi Ülkerleri’nin diplomatik görüşmeleri reddetmesiyle artmıştır. Sonuç olarak 1 Ağustos 1801 tarihinde savaşa başlamış ve Amerikan donanması Berberi limalarına saldırmıştır. 1805 ilkbaharında Amerikan kuvvetleri Derna şehrini ele geçirmiştir. Daha sonrasında yapılan görüşmeler sonucunda barış ilan edilmiştir. Amerika esirlere karşılık Berberilere $60.000 ödemiştir.
İkinci Dünya Savaşı Pasifik Cephesi’nde Amerika ve Japonya arasında gerçekleşen çatışmalardır. Alaska’nın parçası olan Aleut Adaları, Pasifik Okyanusu üzerinde çok stratejik bir konumda bulunuyordu. Küçük bir Japon kuvvetinin Attu ve Kiska adalarını işgal etmesiyle mücadele başlamıştır. Adanın Amerika’ya uzaklığı, hava koşulları ve arazi ABD kuvvetlerinin işini zorlaştırıyordu. 1935′te General Billy Mitchell’ın Millet Meclisi’ne “İnanıyorum ki gelecekte kim Alaska’ya sahip olursa dünyaya sahip olur, bence dünyadaki en önemli stratejik noktalardan birisi” demiş ve bu düşüncesi seferin düzenlenmesindeki en önemli etkenler arasında yer almıştır. Japonlar Kuzey Pasifik karşısındaki olası bir ABD saldırısının Aleutlar’ın kontrolüne engel olabileceğine dair görüşmeler yapmışlardır. ABD aynı şekilde Batı Kıyılarına karşı gerçekleştirilen hava saldırıları için adaların üs olarak kullanılmasından endişe duymuştur. Sonuç olarak Kanada ve Amerika kuvvetleri Japon birlikleri geri püskürtmüş ve adayı ele geçirmiştir. Fakat Japonlar adaya bubi tuzakları kurmuştur ve Amerika boş adayı işgal etmek için 313 askerini feda etmiştir.
Roma tarihinde önemli bir yere sahip olan Pön Savaşları, Kartaca devletine karşı verilmiştir. Savaşın genelde en öne çıkan özelliği ise, Kartaca’lı Hannibal’ın fillerden kurulu ordusuyla Alpler’de savaşmasıydı. Kartaca o dönemde Kuzey Afrika’nın büyük bir bölümüne sahipti. İlk 2 savaş tüm Güney Avrupa ve Kuzey Afrika’da verilmişti fakat üçüncüsü tamamen Kartaca odaklıydı. Sonuç olarak Roma savaşı kazandı ve Akdeniz’de hakimiyete sahip oldu. En ilginç kısmı ise savaşın bittiğine dair herhangi bir resmi açıklama yapılmamış olmasıydı. 1985 yılında iki ülke yöneticileri bir araya geldiler ve barış ilan ettiler.Böylece tam 2134 yıl sonra savaş resmi olarak sonlandırılmış oldu.
Fransa o dönemde İngiltere ile İkinci Koalisyon Savaşı’nda idi ve Amerika savaşta tarafsızlığını ilan etmişti. Fakat İngiltere ile ticari ilişkilerini devam ettiriyor olması Fransa’dan tepki almıştı. Tam o sırada Fransız Devrimi gerçekleşti ve monarşiden cumhuriyete geçildi. Bunun üzerine Amerika Fransa’ya olan borçlarını ödemeyi reddetti. Borçlarının monarşiye olduğunu, cumhuriyete herhangi bir borcu bulunmadığını söyledi. Buna karşılık olarak Fransa, Amerika ticaret gemilerine el koymaya başladı ve herhangi bir uzlaşma yoluna gidilmeyeceğini söyledi. İki taraf arasında hafif kayıpların olduğu anlaşmazlık süreci 1800 yılında sona erdi ve serbest ticaret yapılamaya başlandı.
Avusturya Veraset Savaşı’nın bir bölümü olan bu savaş, Britanya ve İspanya arasında ve Karayipler’de gerçekleşmiştir. Hikayeye göre İngiliz kaptan Robert Jenkins’in gemisi, İspanyol kuvvetler tarafından ele geçirilmiştir. İspanyollar Robert Jenkins’i korsanlıkla suçlamışlardır ve ceza olarak da kulağını kesmişlerdir.Bunun savaşı başlatan neden olduğuna inanılmaktadır fakat kesin bir kanıt yoktur.
