Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Gerçek Dünyanın Captain America'ları! İşte Bilimsel Yollarla Kendilerine Süper Güçler Veren 8 İnsan (1. Bölüm)

21. yüzyıl dünyasında artık ne X-Men'lik, ne de Batman'lik hayal değil!

Gerçek Dünyanın Captain America'ları! İşte Bilimsel Yollarla Kendilerine Süper Güçler Veren 8 İnsan (1. Bölüm)
  1. Amal Graafstra

Vücuduna bu hareketi yapan ilk kişi Amal Graafstra değil aslında... 1998 yılında İngiliz profesör Kevin Warwick, aynı biyolojik deneyi kendi üzerinde gerçekleştirmiş ve başarılı olmuştu. Ancak Prof. Warwick bu deneyi için üniversiteden etik onayı almış ve deney doktorların kontrolünde bilimsel bir makale için gerçekleştirilmişti.

2005 yılında bu 'biyolojik feyk atma'yı kimseden etik onayı almadan kendi evinde, kendi imkanlarıyla gerçekleştiren isim; Amal Graafstra...

Ne mi peki bu 'feyk atma' ?

Elleri elektronik bir kumanda haline getirmek!

Profesör Warwick'in ilk kez uyguladığı, bilişim uzmanı Amal Graafstra'nın ise resmen halka açtığı yöntem sizlere inanılması güç bir özellik kazandırıyor:

Graafstra kimselere sormadan kendi kendine, ellerinin içine verici çip yerleştirdi; bugün evinin arabasının kapısını anahtar kullanmadan açıyor, televizyon kanallarını kumandasız değiştiriyor, bilgisayarını parmağını değdirmeden açıp kapatıyor.

'Halka açtığı' derken abartmadık: Amal Graafstra, bu yöntemi basit bir Ev Kiti'ne kadar küçülttü, kendini süper kahramana dönüştürmek isteyen herkese kendi websitesi Dangerous Things'de satışa sundu :)

  1. Hacker grubu; Grindhouse Wetware

Grindhouse Wetware isimli hacker grubunun tanesi 60 Dolar'dan sattığı bu cihaz sizi bir mutanta dönüştürmüyor belki ama, sadece 60 Dolar'a Batman'in özelliklerinden birkaç tanesine sahip olabiliyorsunuz :)

Hacker grubu yunusların su içinde, yarasaların karanlıkta yönlerini bulabilme yöntemi olan sonar sistemi küçük bir cihaza indirgemiş durumda. Elinize taktığınız bu küçük cihaz, karanlık odada her yere ultrasonik dalgalar yolluyor; daha yakındaki bir objeye çarpan ve ele daha hızlı geri dönen bir dalga algılandığında parmaklarınıza elektromanyetik dalgalar yollayarak sizi uyarıyor.

Türkçeleştirelim; elinizi karanlığa uzattığınızda nerede yakınınızda bir şey olduğunu, nerede olmadığını parmak uçlarınızda hissedebiliyorsunuz :)

...tabii bunun yerine telefonunuzun ışığını da açabilirsiniz, 60 Dolar'dan çok daha ucuz olur hem...

  1. Osnabrück Üniversitesi'ndeki denekler

Evet, bu seferki olayımız pusula-insanlar :)

2014 yılında Almanya'nın Osnabrück Üniversitesi'nde dokuz erkek, dört kadın denek üzerinde gerçekleştirilen deneyde insanlara sonradan yön algısı verilebilir mi sorusuna yanıt arandı. Yedi hafta boyunca süren deneyde deneklerin bellerine titreşimli manyetik motorlardan oluşan birer kemer takıldı. Kemer, denekler kuzeye yöneldiklerinde titreşim yaymaya başlıyordu.

Yedinci haftanın sonunda deneklerin bilinçaltlarında gerçekten de kuzeyi bulabilme güdüsü oluştu! Hattâ bazı denekler bu kemerin varlığına o kadar alışmıştı ki, kemerden kurtulduklarında kendilerini güvensiz, ve hattâ sakatlanmış hissettiler!

...ve elbette bu teknoloji de artık satılık :)

Kemer olarak değil ama, bir saat gibi kolunuza sarabileceğiniz bu cihazlar Sensebridge.net adresinde 149 Dolar'a satılık.

Bu işlere *Iron-Man*-vari bir merak duyuyorsanız da, Instructables.com** adresinden cihazın planını indirir, kendiniz yapabilirsiniz :)

  1. Gabriel Licina

Kaliforniyalı biohacker (vücudu hack'leyenlere verilen sıfat) Gabriel Licina'nın görme bozukluğu yaşadığını falan düşünmeyin, aksine kendisi hepimizden çok daha iyi görüyor!

Kocaağız balığının, denizin metrelerce derinliğinde karanlıkta nasıl gördüğünü araştıran Gabriel Licina ve Jeffrey Tibbetts, bu balığın gözlerinde klorofil bulunduğunu öğrendiler. Adını biyoloji derslerimizde 'fotosentez' ile yanyana andığımız klorofil, balığın görme kabiliyetini artırıyor, karanlıkta yolunu kaybetmemesini sağlıyordu.

Biohacker ikili, klorofil yerine benzer bir madde olan klorin e6'yı kendi üzerlerinde denemeye karar verdiler. Normal bir eczeneden 100 miligram klorin e6 satın aldılar, bu miktarın saf halde göze damlatılması gözü yakacağı için, insülin ve salin ile karıştırdılar. Tibbetts, oluşturdukları karışımı damlalıkla Licina'nın gözlerine damlattı...

Sonra da deney kısmı başladı; gözleri klorinli Licina çok karanlık bir ortamda 15 metre uzaklıktaki insanları %100 oranda tanıyabilirken, Licina'nın yanındaki normal gözlü 4 insan 15 metre uzaklıktaki insanları ancak %30 oranında seçebildiler.

Yani evet, Gabriel Licina bu solüsyon sayesinde artık karanlıkta da görebiliyor :) Üstelik bu solüsyonun henüz bir yan etkisine rastlanmadı!

---

Kaynaklar: Sensebridge.net, Dangerousthings.com, Instructables.com & Popsci.com

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler