Ne de olsa festival demek; bahar demek, yaz demek, açık hava demek. Hiç kimsenin ideal festival hayalinde bataklığa dönmüş çamurlu bir alanda bata çıka yürümeye çalışmak olmasa gerek!
Gerçi festival insanı, küçük şeylerin keyfini kaçırmasına izin vermez, yeniliklere açıktır ve her anın keyfini çıkarır. Yine de hem yazın keyfini hem de müziğin keyfini çıkarsa güzel olmaz mı?
Müzik dinlemek, balık istifi itiş kakış, ayakta dikilmek değildir. Bir keyiftir, anın tadını çıkarmaktır, müziği anınıza fon müziği yapmaktır. Geniş festival alanında yorgunluk atıp, güzel müziklerle hayallere dalmaktır.
İş çıkışı metrobüse binmeye, bindikten sonra ezilmemeye çalışırken, dünyanın en iyi müzisyenleri çalsa nafile. Öyle bir durumdan keyif alınsa, kulağımızdaki kulaklıkla her günümüz festival havasında geçerdi zaten.
Günler saatler süren bir organizasyonda tabii ki de katılımcıların beklentilerindeki öncelik temel ihtiyaçlarda olacaktır. Bilet parasından daha pahalıya satılan pizza dilimleri, asidi kaçmış, sıcak içeceklerle dinleyiciye kendinizi sevdiremezsiniz. Ki festival dinleyicisi böyle şeyleri bilir! Hangi festivalde hangi firmalar stand açmış, kimin neyi güzelmiş, kim insanı kazıklarmış hepsini bilir onlar. Onlar ki senelerdir sevdikleri müzisyenlerin, grupların peşinden şehir şehir dolaşmış, fahri turnelerini tamamlamışlardır.
Festivallerin en büyük sorunu tabii ki de tuvaletler. Konserleri kaçırmamak için soundcheck zamanında tuvalete gideyim diye düşünen tüm katılımcıların buluşma noktasıdır tuvaletler. Bazen öyle bir hale gelirler ki bu portatif tuvaletler, insan; "altıma yapsam daha hijnenik olur" diye düşünür. Bu sorunu ortadan kaldırabilen festival, festivalin hasıdır. Organizatörü adam gibi adamdır, halden anlayandır.
Festivallerin ağırlıklı kitlesi gençler, öğrencilerden oluşur. Öğrenci adam zaten festival için haftalar öncesinden para biriktirmeye başlar. Bir de ulaşım için taksiye para vereceğini düşünmeyin. Kolay ulaşılabilir mekanlar her zaman daha fazla katılımcı toplayacaktır. Festival alanına kalkan servislerin kalkış duraklarının ve sefer sayılarının çokluğu her zaman katılımcı için önemli bir etkendir. Kim tüm zamanını yollarda geçirmek ister ki!
Evet artık festivallerin en aranılan, en sık kullanılan köşesi şarj ünitelerinin olduğu yer haline geldi. Geçirdiği güzel zamanları kayıt altına almak ama şarjım bitti bitecek derdine düşmemek için günümüzün en önemli ihtiyaçlarından birine haline geldi. Bunun Twitter'ı var, Instagram'ı, Facebook'u, Periscope'u var, var da var yani...
Festivaller yeni adlar tanımak için de önemli adreslerden biridir kabul ediyoruz ancak, ana sahnede mutlaka seyircinin bildiği, dinlemek için geldiği/geleceği isimler olmalıdır. Festivalin yıldızının parlaması, sahnedeki yıldızların parlaklığıyla doğru orantılıdır.
Festivallerde genellikle birden çok sahne bulunur ve konseptleri birbirinden farklıdır. Bu farklı sahnelerde yer alacak sanatçıların kalite dengesinin iyi sağlanması, sahneler arasında dinleyiciyi zor bir tercih yapmaya itmesi organizasyonun başarısının göstergesidir. Sadece ana sahnenin dolu olduğu bir festivale başarılı demek, ancak ve ancak, bu kültürden uzak olanların söyleyeceği bir şeydir.
Konu müzik olunca ilk akla gelen ses sisteminin kalitesidir. Nice efsanevi olabilecek performans ses sisteminin kötülüğü yüzünden heba olmuştur saymakla bitmez. Tüm dinleyiciye ulaşmayan, kalitesiz bir ses düzeneğiyle iyi olan her şey bir çırpıda silinebilir. Ayrıca farklı sahnelerin seslerinin birbirine karışması da yine bu konudaki en büyük sorunlardan biridir.
Evet festival insanları, organizasyon kadar, organizasyona gelen, gelme potansiyeli olan kişilere de dikkat eder. Sadece popüler olduğunu duyduğu, için bir kişinin konserini dinlemeye giden kişileri sevmezler. Sanatçıyı gerçekten seven, parçalarını bilen kişilerin katılımını tercih ederler. Ne de olsa festivaller aynı müzik zevkine sahip kişilerin bir araya geldiği yerlerdendir.
Evet hiç kimse bunu itiraf etmese de bu böyle :) İyi bir müzik, güzel bir ortam ve baktıkça gözünüzün gönlünüzün açılacağı güzel insanlar topluluğu. Kim istemez ki bunu?
Önce müzik sonra güzellik! Ama illa da güzellik.
Electropol Festival İstanbul 13 - 14 Haziran'da Maslak Arena Park'ta elektronik müzik severlerle buluşuyor.
Electropol'da bu sene, elektronik dans müziğininin her durağına uğrayacak farklı konseptlere sahip 2 sahnede (Main Stage + Alternative Stage), 15 saat kesintisiz müzik, 30’dan fazla DJ, çeşitli aktivite alanları, benzersiz bir prodüksiyon ve festivalden bir gün önce yapılacak olan ‘’Exclusive Opening Party’’ ile katılımcılar festivalin tadına varacak.