1935 yılının 17 Şubat günü, günlerdir aralıksız yağan kar İstanbul halkının hayatını felç etmişti. İnsanlar işlerine gidemez duruma gelmişti. Bu durumu fırsat bilen çocuklar, sokaklarda karın keyfini doyasıya çıkarıyorlardı.
Evde oturmaktan sıkılan İstanbullular da bir müddet sonra çocukların şen kahkahalarına eşlik etmek için sokaklara kartopu oynamaya çıkmıştı. 7'den 70'e herkes İstanbul'u esareti altına alan karın keyfini çıkarmak için sokaklara dökülmüştü. 
Bu eğlenceler esnasında çok ciddi yaralanmalar olmuştu. Birbirine hunharca kartopu atan yetişkinler ciddi kırıklara ve yaralanmalara sebep olmuşlardı.
Tüm bu yaralanmaların ciddi boyutlara ulaşmasının ardından 17 Şubat günü Vakit gazetesinde çıkan bir haber herkesi şaşkına çevirmişti. 
“İstanbul’da Kartopu Oynamak Yasaklandı.
Yasağa kulak asmayanlardan ceza alınacak. Kartopu oynamak yasak olduğu halde bu sefer yalnız çocuklar değil, büyükler de buna heves ettiler. Atılan kartoplarından müteessir olanlar pek çoktur. Bu yüzden şikâyetler başlamıştır. Bu nedenle bundan sonra kartopu atanlar hakkında hemen polisçe zabıt yapılacak ve küçüklerin de velileri tahkik edilerek para cezası alınacaktır. (Vakit, 17 Şubat 1935)”
